ÖNCE insan olmalıyız.

‘Önce Beşiktaşlıyım’ dediğiniz zaman ‘Galatasaraylı’, ‘Fenerbahçeli’ ile karşı karşıyasınız.

‘Önce erkeğim’ dediğiniz zaman kadınları, ‘Önce partiliyim’ dediğiniz zaman öbür partilerden olanları kaybedersiniz.

‘Önce Türküm’ dediğinizde, Yunan’la, Rus’la, Alman’la, İngiliz’le barış zorlaşır.

‘Önce Müslümanım’ dediğiniz zaman ‘Müslüman olmayanlarla’ kavganız başlar.

Ama ‘Önce insanım’ dediğiniz zaman tüm insanlar sizindir.

Barışın tek anahtarıdır bu iki kelime:

‘Önce insanım…’

*

Önce insan olmalısınız.

Aç kalmış bir insan, yeryüzünün neresinde olursa olsun o sizin ‘insanınız’ olmalı.

Babası vurulmuş bir çocuk ağladığında, suyun o yanında, ya da suyun bu yanında, sizin için fark etmemeli…

Bir can yandığında…

Bir bomba patladığında ve masum insanlar parçalandığında… Kolları-kanatları koptuğunda…

Bir çölde olsun, bir Batı kentinde olsun… Bağdat’ta ya da Londra’da olsun, aynı acıyı duymalısınız.

İnsan olmalısınız önce…

*

Yeryüzüne barış getirecek, savaşları durduracak, din-ırk ayrımcılığını bitirecek, kan ve gözyaşını dindirecek kilit sözcüktür bu.

Evrensel barışa ilk adımı atıp, tüm yüreğinizle söylemelisiniz:

‘Önce insanım…’

Bir ağızdan ‘Önce insanım’ denildiğinde bitecek savaşlar.

Politikacılar, silah patronları, ayrımcılar, dinciler, ırkçılar ‘Önce insanım’ sözcüğünü sevmezler.

Çünkü ‘Önce insanım’ denildiği gün, onlar güçlerini ve egemenliklerini kaybedeceklerdir.

*

Siz yürekten söylemelisiniz.

Bütün çocuklar, bütün yoksullar, bütün güçsüzler, bütün insanlar sizin olmalı.

Barış istiyorsanız…

Bu kan, bu gözyaşı, bu acılar bitsin istiyorsanız, haykırmalısınız:

‘Önce insanım…’

Bekir Coşkun