Geçen gün arabayı park ediyorum, kız arkadaşım gülümseyerek dedi ki “ne güzel yere park ettin.” Önce anlamadım, sonra önümdeki arabanın plakasına baktım: 16 ASK … yazıyor. Dedim “Evet ya, ne güzel!” Fakat bir an sonra anladık ki o orada AŞK görmüş, ben ise ASK yani İngilizce sor kelimesini görmüşüm.
Tabii bir an aşkı görebileceğim yerde sor görmem içimi cız ettirse de sonra şu geldi içime. İkisine de ihtiyaç var: Eril “ASK (sor)” diyor çünkü yapısı bu. Soran, sorgulayan ve bulduğu yanıtlarla ilerleyen bir yapı. Dişil ise “AŞK” görüyor. O da aşkla yanıyor tutuşuyor hissediyor yaşıyor. Hem ASK hem AŞK sizde olduğunda ise zaten muazzam bir gelişim yaşanıyor ve bilgelik doğuyor.
Sadece sorarak gelişim olmuyor, bir yerde soruların yanıtları yetersiz kalıyor ve işte orada AŞK başlıyor. Fakat sadece AŞK ile de ilerlemiyor bu sefer de dünya hayatı akmaz oluyor çünkü ASK gerekiyor. İşte ikisinin birliğinden bilgelik doğuyor.
Hakikate kanat çırpmak için ikiye ihtiyaç var, tek ile anca olduğun yerde dönüp duruyorsun. Belki de o yüzden iki var ya…
ASKların AŞK ile kavuşması dileği ile…