Öğretmek teknik bir meseleden ziyade bir mayalandırma sürecidir. Öğretmen öğrenciye teknik öğretmez, teknikleri kullanarak öğrenciyi belli bir anlayışa, belli bir var oluş haline, bilgeliğe mayalandırır. Nasıl ki uygun ısı sütü mayalanmak için hazır hale getiriyorsa, uygun teknik de öğrencinin zihnini ve bilincini mayalanmak için hazır hale getirir. Süt iyiyse maya etkili olacaktır, süt iyi değilse maya etkili olmayacaktır. Teknik önemlidir şüphesiz ancak sadece bir hazırlayıcı olarak önemlidir. Bu sebeple teknik öğrenmeyi bilgeliğe ulaşmak zannetmek büyük bir yanılgıdır. Tekniğe kapılıp giden öğrenci ne yazık ki yanlış tarafa bakmaktadır. Gerçek öğrenme, bir bilincin diğer bilinci mayalandırması ile mümkündür. Bu sebeple öğrenmek için mayalanmaya hazır hale gelmek gerekir.
Zihnin doğru şekilde mayalanmaya hazır hale getiren etkenler öncelik ve sonralık sırasına göre şöyledir: cömertlik, erdem, doğru anlayış, meditasyon ve bilgelik. Zihin düzenli olarak bunlarla temas ettiğinde artık mayalanmaya hazır hale gelmiştir. Mayalanmaya hazır hale gelmiş bir zihin artık kötü mayadan etkilenmez. Budha bu durumu şöyle anlatır:
“Eğer, insanın elinde kesik varsa, elini zehir dolu bir kaba soktuğunda zehirlenecektir. Eğer insanın elinde kesik yoksa elini zehir dolu bir kaba soksa da zehirlenmeyecektir.”
Aynı şekilde eğer zihin, uygun bir şekilde arındıysa, artık kusurlu zihin hallerinden etkilenmeyecek ve yalnızca mükemmel zihin hallerinden etkilenecek ve bunlarla mayalanır hale gelecektir. İşte bu öğrenmedir.