Parasoldan Şemsiyeye…
Günlük hayatımızda yeri olan birçok eşyanın ne zaman, nasıl, kim-ler tarafından düşünülüp, üretildiğini çocukluğumdan beri merak ederim. Eskiden bu bilgilere ulaşmak daha zor ve zahmetliydi ama artık arama motorları sağ olsun çok kolay. İnsanlığın hayatını dönüştüren “mühim” şeyler değil bahsettiğim şeyler. Kaşık gibi, diş fırçası…
Derviş ve Ölüm
“Samimiyet gerçeği söylediğimiz inancıdır. Oysa bundan kim emin olabilir?- Dürüstlüğün ise birbiriyle uyuşmayan birçok çeşidi vardır.” “Hangi tohum büyümez ekilince toprağa? İnsan tohumundan şüphen mi var yoksa?” “Anka kuşunun yuttuğu lokmayı Yutabilir mi serçe? Bir testiye sığar mı? Koca denizin suyu” (İbni Arabi) “ Kötülüğü…
Hayatın Kırışıklıkları
Ütü yapmak ev işleri arasında en sevmediklerimden oldu yıllarca. Sonra ne oldu bilmiyorum sevmeye başladım. Kendi kendimle “konuşmayı” en çok başarabildiğim zamanlar arasına girdi ütü seansları. Belki de ondan. Sonra bir şeyi daha fark ettim. Ütü yapmak çok ciddi bir iş ve bir felsefesi var……
İstesem Olmaz mı?
Yaz gelmiyor bir türlü. Annem ve yakın bir arkadaşım çok hasta. Memleket meseleleri iç karartmada sınır tanımaz halde artık. Ne gazete okumak ne TV de haber-tartışma programı izlemek istiyorum. Benim durumumda çok insan var biliyorum. Çeşitli ortamlarda bu mevzuları konuştuğumuz zaman genellikle bir süre sonra…
Öğüt Bayat Ekmek midir?
Özdemir Asaf der ki:”Öğüt zamanında taze yenmemiş bir ekmeği başkasına bayat yedirme denemesidir.” “Öğüt” şiirinde de şöyle der:“Okulda, anladıkça başaracaksınYaşamda, başardıkça anlayacaksınGelecek mutlu-mutsuz, inanmasan da;Gözlerin yaşardıkça anlayacaksın.” İnsan en kolay yaşayarak öğrenir. Gençken daha çok alan, yaşlandıkça veren tarafında olduğumuz öğüt ve nasihatlerin işe yarama…
Su Vereydi Daha İyiydi!
BKM Mutfak ekibinin TV de yayınlanan bir skecinde mahzun ve masum bir genç kadın yüzünde yediği dayağın izleriyle tekrar, tekrar söylüyordu bu sözü. İzleyenler hatırlayacaktır. Halktan birkaç insan, birkaç konunun uzmanı “bilirkişi”, bir mağdur ve bir sunucudan oluşan, ekranlarda bolca muadili olan bir program canlandırılıyordu….
Yoksa Hepimiz Kör mü Olduk?
“1998 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Portekizli yazar Jose Saramago’nun “Körlük ( Ensaio Sobre a Cegueira)”, kitabını herkese okutmalı” diye düşünüyorum bir zamandır. Okumaya merakımızın azlığı aklıma gelince de “Filmini her kanalda aynı saatte yayınlamalı” diyorum. (Kitabın 2008 yılında bir filmi yapıldı. Yönetmenliğini Fernando Meirelles’in…
Şiddetin Kokusu…
“Herkese eşit eğitim hakkı” isteyebilirsiniz. Sakın bunu kimselere söylemeyin. Ya da yakınınızdakilere çok da heyecana kapılmadan söyleyin gitsin. İçinizde kalmaz en azından. Aman diyeyim sokağa çıkıp bunu dillendirmeyin. Yok, ille de yapacağım derseniz başınıza geleceklere hazır olun. Kafanızın, gözünüzün yarılmasına, saçlarınızdan sürüklenmeye, coplarla bedeninizin paralanmasına…
Yine Geldi Yeni Yıl
İnsan yaşlandıkça yıllar daha çabuk geçiyor sanki. Ya da bana öyle geliyor. Meselâ 2005 nasıl geçti, bitti anlamadım. 365 gün diye düşününce uzun bir zaman gibi ama yaşarken kısalıyor işte. Geriye dönüp baktığımda fakülte bitinceye kadar geçen ömrüm daha kalıcı, daha uzun ve geniş zamanların…
Kırk Oldum, Kırık Oldum
Ey okuyucu! Aşağıda okuyacağın yazı hiçbir yaş grubunu hedef almamaktadır. Her şeyin olduğu gibi her yaş insanının da istisnaları vardır. Yetmişinde kırk gösteren, altmışında yeniden doğan, doksanında boğazı yüzerek geçen, ellisinde çocuk doğuran insanlar bu yazının konusu değildir. “İnsan, doğar, yaşar, ölür.” dendiğinde zihnimizde canlanan…
“İçimde Tuhaf Bir His Var” mı Dediniz?
Diyelim benim gibi, orta yaşlarınızı sürmektesiniz, “evli ve çocuklu”sunuz, bir işiniz, birlikte olmaktan keyif aldığınız arkadaşlarınız, kendinizi şarj ettiğiniz birkaç hobiniz var. Ciddi bir maddi sıkıntı veya sağlık probleminiz de yok, çok şükür. Yılda bir kez de olsa tatile gidebiliyor, ayda birkaç ev dışı…
Aklımdan Sıkıldım, İlanımdır!
Şu aralar “deli”liğe takmış durumdayım. Bu yaşıma kadar tanıdığım, bildiğim, filmlerde izlediğim, kitaplarda okuduğum “deli” leri ve “delilik” halini düşünüyorum günlerdir. Ve aklımda sürekli bir soru; Kimdir gerçekten “deli”?Sözlüklerde “deli”nin anlamına baktığımızda, “Aklını yitirmiş olan, akli dengesi bozulmuş olan, mecnun” açıklamasını görüyoruz. Bir de mecaz…
Benim de İnsanlığa Böyle Bir Katkım Olsun
Erik ağacı o gün çok mutsuzdu. Koruda birlikte yaşadığı diğer ağaçlar, kuşlar, çiçekler, sabah güneşine yüzlerini çevirmiş, o gün yapacaklarını planlar gibi düşüncelere dalmışlardı ve kimse onun mutsuzluğunun farkında değildi. Yazın en sıcak günlerindeydiler ve yağmur uzun zamandır ortalarda görünmemişti. “Bir gelse, ister çiseleyerek, ister…
Koyunlar ve Minibüsler
Akşam olmak üzere… Ofisimdeki camın önünde bir kumru başını kanadının altına koydu uyuyor. Kıpırdamadan durduğu için uyuduğunu düşünüyorum daha doğrusu. Gözümü ondan alamıyorum. İşten ve dünyadan koptum, bakıyorum sadece. Hiç bir şey düşünmediğimizi zannedip, dalıp gittiğimiz zamanlar vardır ya, öyle bir haldeyim. Sonra zihnimden akan…
Yarın Ne Olacak?
Yarın ne olacak? Ben bilmiyorum. Sen biliyor musun? Bu yazı gece yarısı yazılıyor, dolayısıyla eğer bitirebilirsem yarın sabaha bu sorunun anlamı daha da çoğalacak. Çünkü ben sabaha nerede ve nasıl bir halde olacağımı garantilemedim hepiniz gibi… Bunu unutarak, farkında olduğumuz “anlarda” da yok sayarak yaşıyoruz….
Bu Şehir Arkandan Gelecektir
Şehir Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim, dedin. Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet. Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya; -Bir ceset gibi- gömülü kalbim. Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede? Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam, kara yıkıntılarını…
GUGDA Oyunları
“Kaderci bir insanım, insan kaderinde ne varsa onu yaşar.” Bu sözler geçtiğimiz yıl sonunda satışı başlayan GUGDA oyunlarının yaratıcısı Ayça Duman’a ait. Halen yeni oyunlarını tasarlamak, üretim ve satışını sağlamak ile birlikte 2 çocuklu bir evin kendi deyimiyle “idari işler amirliğini” yapmakta olan Ayça Duman’ın…
Kırk Yama
Şimdiden söyleyeyim bu yazı nasıl devam eder, hiçbir fikrim yok şu anda. Bu aralar beynim alıştığımdan biraz daha hızlı çalışıyor ve benim” Allah aşkına biraz yavaşla, yetişemiyorum, bunaldım!” çığlıklarımı da kesinlikle dinlemiyor. O nedenle yazmaya oturduğum konudan sapar, saçmalar, bir düzen tutturamazsam bana laf etmeyin….
Koltuğumun Döner Şeysi
Bugün ofiste masamın başında otururken bir anda dengem bozuldu koltuk bir yana ben bir yana savrulduk. Koltuğun ayağındaki, dönen ve hareketi sağlayan adını tam bilemediğim için “şeysi” dediğim parçası kopmuş meğer. Yerine takmaya çalıştım ama zamanla aşınmış olduğu için olmadı. Çaresiz başka bir koltuk çektim,…
Başka Bir Dünya Mümkün
12 Eylül 1980 Cuma günü saat 03.59’da Türkiye radyoları (TRT) İstiklal Marşı’nın çalınmasıyla birlikte yayına geçti. Daha sonra anons yapılmadan Harbiye Marşı çalındı. Marşın bitiminde Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla yayınlanan Milli Güvenlik Konseyi’nin bir numaralı bildirisi okunmaya başlandı. Bu…