“Kaderci bir insanım, insan kaderinde ne varsa onu yaşar.” Bu sözler geçtiğimiz yıl sonunda satışı başlayan GUGDA oyunlarının yaratıcısı Ayça Duman’a ait. Halen yeni oyunlarını tasarlamak, üretim ve satışını sağlamak ile birlikte 2 çocuklu bir evin kendi deyimiyle “idari işler amirliğini” yapmakta olan Ayça Duman’ın hikâyesi birçok açıdan ilginç ve hepimize örnek olması gereken durumlar içeriyor. “Kromozom anomalisi” olan bir kız çocuğu olması onu dünyaya küstüreceğine hem bu durumla barışarak hayatına devam etmiş hem de onun eğitimi sırasında öğrendiklerini bir işe dönüştürmeyi başarmış. Hikâyesinden çok etkilendiğim Ayça’yı sizlere tanıştırmak ve insanın isterse neleri başarabileceğini gerçek bir örnek ile anlatmak istedim. Benim cümlelerim yerine kendi cümleleriyle anlatmanın daha doğru olacağını düşündüğüm için de aşağıda okuyacağınız röportajı yaptım.

Kısa bir özgeçmişle başlayalım istersen. Kimdir Ayça? Hikâyesi nerede, nasıl başladı ve buralara geldi?
İzmir’de doğdum, çocukluğum orada geçti. İzmir Özel Türk Lisesini bitirene kadar İzmir’de yaşadım. Bir ağabeyim var ama kuzenlerimizle çok sık görüşebildiğimiz için, ben kendimi hep çok kalabalık bir ailenin içinde gibi hissettim. Birlikte çok eğlenir, yeni yeni oyunlar kurardık, sanırım biz bilgisayar ve televizyonsuz yetişen son nesiliz.

İstanbul’a eğitim için mi geldin?
Evet. Boğaziçi Üniversitesi İktisat bölümünü kazanınca İstanbul’a geldim ve mezun olunca da kaldım. O arada okuldan bir arkadaşım ile evlendim. Bankacılık kariyerim başladı. 2001 kriz yılına kadar. O yıl büyük kızım Selin doğdu.

Genç yaşta anne oldun yani. Üstelik zor bir annelik sözkonusu Selin’in durumu nedeniyle.
Bana göre onun doğumuyla biz, çevremizdeki insanların yaşadıklarının çok üstünde bir zorlukla tanıştık. Anne karnında yaşadığı gelişme geriliği, doğduktan sonra da devam etti. Anne karnından, 3,5 yaşına kadar pek çok doktor, hastane gezdik, tahliller yapıldı, farklı farklı tanılar kondu ve tedavi denemeleri yapıldı. Sonunda Selin’de “kromozom anomalisi” teşhisi kondu. Dünyada tıp literatüründe bulunmayan, tam olarak herhangi bir sendromla bağdaştırılamayan bir durum. Tedavisi ise sadece eğitim. İşte o zaman eğitici oyunların çocuk gelişiminde çok hayati olduğunu, çocukla birlikte oynamanın onu geliştirecek en önemli unsur olduğunu, birebir yaşayarak öğrendim. Bu arada tabii ki bankacılık, kariyer hepsi bir kenara konmuş oldu. En zoru da insanların size “O kadar üniversite okudun evde mi oturuyorsun?” demeleriydi. Günümün nasıl geçtiğini açıklamak beni sıkıyordu.

GUGDA oyunları böyle mi doğdu?
Neredeyse… Selin daha 2 yaşındayken biz bireysel terapilere başlamıştık. Güçlü olmak ve kendimi kaybetmeden bu durumla baş etmek zorundaydım. Eşim ve ben birbirimize çok destek olduk tabii. Biz iyi olmazsak çocuğumuzun hiç iyi olma şansı yoktu. Rehabilitasyon merkezlerinde, yaşarken ölmüş insanları gördüm. Sorunlu bir çocuğun doğumuyla hayatını mecazi anlamda bitirmiş anneler.

Bu durumla siz nasıl baş ettiniz, zor çünkü gerçekten de?
Bizim ilacımız birbirimiz ve arkadaşlarımızdı. Zaten biraz kuşbakışı bakmaya başlayınca hayatınıza ve çevrenizdekilerin hayatına, sizin üzüldüğünüz şeye üzülme derecenizle, yanınızdaki arkadaşınızın, örneğin, çocuğu yemek yemiyor ya da uyumuyor diye üzülme derecesinin aynı olduğunu görüyorsunuz. Yani herkesin mutlaka bir derdi var. Kendine göre derdi büyük ama biraz yükselince sizin derdiniz dünyada küçücük bir nokta. O çemberden arada bir çıkmak gerekiyor. Ve yine bu bakış açısıyla aslında sizin derdinizden de büyük dertlerin olduğunu görüp, şükretmeye başlıyorsunuz.

Haklısın. Bu benim de sık, sık etrafımdaki insanlara ve kendime hatırlattığım birşeydir. Çocuk gelişimiyle ilgili bir eğitimin oldu mu peki bu arada? Bu oyunları yaratırken nereden yola çıktın, nasıl doğdu bu fikir?
Marmara Üniversitesinde Formasyon Eğitimi Sertifikası aldım. Selin’le birlikte terapilere giriyordum, orada öğrendiklerimi evde ona uyguluyordum. Dergilerden kestiğim, kendi çektiğim fotoğraflarla nesneleri, kavramları öğretmeye çalışıyordum. Böylelikle fark ettim ki Selin çizimden çok fotoğraflı anlatım olursa oyuna daha çok dikkatini veriyordu. Selin 4 yaşındayken kardeşi Yasemin doğdu. Yasemin, hem Selin’e hem bize psikolojik olarak çok iyi geldi. Selin’e evde hazırladığım oyunları Yasemin’e de ve hatta çevremde bulunan diğer çocuklara da gösterdim. Ve gördüm ki, normal çocuklar, günlük hayatta karşılaştıkları nesne fotoğraflarıyla hazırlanmış oyunlara Selin’den bile daha fazla ilgi gösteriyorlar. Yani bu oyunlar sadece özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar için değil, eğitici ve öğretici oyunlar olarak tüm çocuklarla oynanabilirdi. Bu şekilde 2008 yılı fotoğrafçılık ve photoshop öğrenerek, oyunları satış ve sunuma hazırlamak ile geçti.

GUGDA ilginç bir isim? Bir anlamı var mı?
Evet, var:) Eşim Trabzonlu ve Selin küçükken eşimin ailesi bildiğimiz “Ce-Ee” oyununu, onunla “Gug-Daa” şeklinde oynuyorlardı. Karadeniz bölgesinde herkes değil ama bu şekilde oynayan bir sürü insan var. İlk duyduğum andan itibaren aklımda kaldı. “Ce-Ee” oyunu çocuk gelişimi için çok önemli bir oyun. İlk göz temasları ve sosyal iletişimin adımlarını oluşturan bu oyun konseptimize uygun olduğu için patentini aldım.
Oyun ve oyuncak konusunda son yıllarda çok çeşitlilik gözlüyorum ben. Bir dönem okul öncesi eğitim veren bir yuva sahibi olduğum için özel ilgim var hâlâ. 🙂 Bu oyunların farkı ne peki?
Günlük yaşam deneyimleri çocuklarımız için hazine değerinde. Biz de oyunlarımızda günlük yaşamı “yaşamdan fotoğraflarla hazırlanmış”, çocuklarla birlikte keyifle oynanabilecek oyunlara dönüştürdük. Çocuklarımızın konuşma ve mantık becerilerinin geliştirilmesini amaçlayarak oyunlarının tamamı fotoğraflı anlatımlarla hazırladık. Çünkü bu şekilde çocuklar oyuna hem daha çok ilgi gösteriyor hem de yaşadıklarıyla daha kolay bağlantı kurabiliyorlar.

Sevgili Ayça hikâyen birçok insana örnek olabilecek şeyler içeriyor. Yaşadığımız sorunlar ile yılmadan ve bıkmadan mücadele etmek, daha geniş bir çerçeveden hayata bakabilmek, değiştiremeyeceğimiz şeyler için kendimizi paralamamak bunlardan bazıları. Ayrıca yaşadığımız bu kriz ortamında yaratıcılık ile yeni bir kariyer planlamanın nasıl mümkün olabileceğini de anlatıyor. Umarım gücün ve pozitif bakışın hep seninle olur. Son olarak şunu sorayım: Oyunlara nereden ulaşabiliriz?
İnternet sitemizde (www.gugda.com) ulaşabileceğiniz noktaların bilgisi var. Ayrıca internet üzerinden de sipariş şansı var.

Benimle ve derKİ okurlarıyla paylaştığın hikâyen için teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim. İyi dilekler için de:)

Gülseren Karaçizmeli