• Yazarlar
  • The Wise
  • Spiritüel Yolculuklar
  • derKi TV
Perşembe, Haziran 12, 2025
  • Login
derKi.com
Advertisement
  • Ana Sayfa
  • ruh
    • ruhsallıK
    • mistiK
    • Sufi
  • beden
    • yuvadaKi
    • heKim
    • psikolojiK
    • şifacılıK
  • zihin
    • gündemdeKi
    • incelediK
    • kritiK
    • politiK
    • tarihteKi
  • astroloji
    • gökyüzündeKi
    • astrolojiK
  • yaşam
    • yaşamdaKi
    • ilişKiler
    • seferdeKi
    • GünlüK
  • Kütüphane
    • Kitaplık
    • öyKü
    • müziK
    • liriK
    • sinemadaKi
    • spiritüel filmler
  • derKi TV
    • anlattıK
    • sonsuz muhabbetler
    • var bi’ muhabbet
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • ruh
    • ruhsallıK
    • mistiK
    • Sufi
  • beden
    • yuvadaKi
    • heKim
    • psikolojiK
    • şifacılıK
  • zihin
    • gündemdeKi
    • incelediK
    • kritiK
    • politiK
    • tarihteKi
  • astroloji
    • gökyüzündeKi
    • astrolojiK
  • yaşam
    • yaşamdaKi
    • ilişKiler
    • seferdeKi
    • GünlüK
  • Kütüphane
    • Kitaplık
    • öyKü
    • müziK
    • liriK
    • sinemadaKi
    • spiritüel filmler
  • derKi TV
    • anlattıK
    • sonsuz muhabbetler
    • var bi’ muhabbet
No Result
View All Result
derKi.com
No Result
View All Result
Home ruh ruhsallıK

Kaygıyı Sonlandırmak için Kaygılanmak

by Cem Şen
Temmuz 17, 2016
in ruhsallıK
0
0
0
SHARES
Whatsapp

Benim için hayatı dolu dolu yaşamanın tek anlamlı yolu bir diğer insanın kâlbine, onu iyi yönde dönüştürebilecek ve ilham ile doldurabilecek şekilde dokunabilmek. Elbette ki her kâlp kendine dokunulmayı istemez.

Eğer bu yolda kendime bir hayat amacı edinmeye karar verseydim bu amaç insanlara, deneyimledikleri zihin hallerini deneyimlemeye mecbur olmadıklarını anlatabilmenin bir yolunu bulmak olurdu. Elbette bunu öğrencilerimin bir bölümüne öğretebiliyorum ama bunu tüm öğrencilerime, tüm insanlara anlatabilmenin ortak bir yolunu keşfedebilmeyi çok isterdim.

İnsan zihni tam anlamıyla şekil alabilen bir özden oluşur. Bunca yıllık gözlemlerime, kendi ustalarımdan öğrendiklerime ve kadim metinlerden anladıklarıma dayanarak beynin bilinci değil bilincin beyni yönettiğini ve deneyimlediğimiz her şeyin kesintisiz akış ve değişim halindeki bir zihnin ürünü olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle de zihin şekil alabilen bir özden oluşmaktadır. Şekil alabildiği için de zihnin deneyimlediği her hâl değiştirilebilir ve zihin hiçbir şekilde deneyimlemeye zorlandığı zihin halini deneyimlemek zorunda değildir.

Bunu başarabilmek ve zihinsel hallerimizi özgürleştirebilmek için ilk olarak hissettiğimizi hissetmek zorunda olmadığımızı anlayabilmeliyiz. Hissettiğimizi hissetmek için belli bir düşüncenin sürekli olarak bu zihin halini orada tutması gerekmektedir. Kaygının var olmasını sağlayan en büyük güç, kaygılanmama kaygısıdır. Kaygılı insan, eğer kaygılanmazsa kendini kaygılanacak bir durumda bulacağını zanneder. Bu sebeple de “kaygıyı sonlandırmak için kaygılanmak” diyebileceğimiz bir kısır döngüye yakalanır. Bu kısır döngü hatalı düşüncelerle beslenir ve sürdürülür. Eğer hatalı düşünceler varsa kaygı vardır, hatalı düşünceler yoksa kaygı yoktur.

İnsanın kendine şu basit soruyu sorması gerekmektedir: Eğer kaygı dolu düşünceleri sürdürürsem gerçekten de bu düşünceler kaygımı ortadan kaldırmamı sağlayacak mı?

Bu noktada yapılacak gerçekçi bir gözlem bize, kaygı dolu düşüncelerin zannettiğimiz gibi kaygılandığımız durumun çözümüne bir katkı sağlamayacağını kanıtlayacaktır. Ayrıca o an hissettiğimiz stresin ortadan kalkmasını da sağlamadığı gibi tersine stresin şiddetini artırmaktadır. Yanlış anlamalarımız nedeniyle “eğer kaygılanmazsak kaygılanacağımız bir duruma düşeceğimize” inanmaktayızdır. Bu durumun bize anlattığı gerçek şudur: kaygı dolu düşünceleri bırakmak sorunun çözümüne OLUMSUZ bir katkıda bulunmayacaktır. Bu, ilk önemli anlayıştır. Eğer kaygı dolu düşünceleri bırakmanın bize zarar vermeyeceğini anlayabilirsek o zaman kaygı dolu düşünceleri sürdürmek yükünü sırtımızdan atabiliriz. Kaygı verici bir ihtimalin kendisinden çok daha zararlı olan tek şey kaygılanmazsak kendimizi kaygı verici bir durumda bulacağımız yanılgısıdır. Aynı şekilde kaygılanmamıza sebep olan durum bir İHTİMAL, dolayısıyla HAYALİ olmasına karşın kaygılanmamız gerektiğine inandığımız için hissettiğimiz stres GERÇEKTİR.

Peki kaygı verici bir olasılık karşısında, örneğin “Ya gelecekte hasta olursam?”, “Ya gelecekte parasız ve sersefil bir hayat yaşarsam?”, “Ya gelecekte tek başıma yaşlanır ve ölürsem?”, “Ya patronum beni işten çıkarırsa?” tarzı bir düşünce karşısında düşünmemeli miyim? Hayır, düşünmeliyiz. Sadece kaygı yaratacak düşünceleri kullanarak düşünmemeliyiz. Bunun için kaygılanmanın duruma olumlu bir katkı sağlamadığını sadece olumsuz katkı sağladığını anlamalıyız. Durumun çözümü için gerekli olan düşünme biçimi analitik, gözlemci düşünme biçimidir.

Kısacası iki tür düşünce ile düşünebiliriz: Bunlardan ilki Budhist felsefede PAPANÇA olarak adlandırılan ve eldeki yetersiz verilerle varsayıma dayalı, vesveseli düşünme biçimidir. Burada bizi mutsuz eden düşünme biçimi budur. İkinci düşünme biçimi ise eldeki verilerin doğru değerlendirildiği, yapabileceklerimiz ile yapamayacaklarımızın net bir şekilde belirlenmesini takiben, yapabileceklerimizi yaptığımız, yapamayacaklarımız için hasara hazırlandığımız ya da kabullenmeyi kabul ettiğimiz bir düşünme biçimidir.

Özetlemek gerekirse, hissetmek ZORUNDA OLDUĞUMUZ olumsuz zihin halleri yoktur; yanlış anlamalarımız sebebiyle koruyup sürdürdüğümüz ve bu sebeple olumsuz zihin hallerine yakalandığımız KUSURLU DÜŞÜNCELERİMİZ vardır. Zihin son derece yoğurulabilir ve şekil alabilir bir malzeme olduğu için tercih ettiğimiz düşüncelere uygun tepkileri verecektir.

İşte bu sebeple zihnin ve kalbin üç yüce güçle, yani farkındalık, konsantrasyon ve bilgelikle eğitilmesi gerekir.

Konu üzerinde yazılacak çok şey olduğu ortadadır. Açıklanması gereken, çalışılması gereken çok şey olduğu da ortadadır. Bununla birlikte bunların bir sosyal medya ortamında derinlemesine incelenemeyeceği de gün gibi ortadadır. Yine de umarım ki sabırla okuduğunuz bu yazı size doğru düşünme biçimi yoluyla neşeli ve huzurlu bir zihin hali geliştirmek için ilham vermeyi başarır.

Dostluk duygularımla

Tags: psikolojispiritüalizm
SendShareTweetPinSendShareScanShareShare

Cem Şen

1968 yılında doğdu. 1981 yılında savaş sanatları eğitimi almaya başladı. 1987 yılında Zen Budizm’in Türkiye’deki temsilcisi olan İlhan Güngören ile tanıştı ve 1987-1990 yılları arasında Güngören’in asistanlığını yaptı. Bir yandan Güngören’i Zen çalışmalarında ve Tai Chi Ch’uan derslerinde destekleyen Cem Şen aynı zamanda Namık Ekin, Mustafa Aygün gibi eğitmenlerle savaş sanatları eğitimini sürdürdü. 1990 yılında ilk çeviri eseri yayınlandı. Aynı yıl çalışmalarını tümüyle Taocu çalışmalara yönlendirdi. Sırasıyla Mantak Chia, Master Wang, Master Wu, Eric Steven Yudelove gibi ustalardan eğitim alan Cem Şen aynı zamanda bu ustalardan farklı Taocu sistemleri öğretme yetkisi de aldı. Halen ustalar ile çalışmalarını ve dünyanın farklı yerlerinde bulunan yaşayan büyük bilgelerle iletişimini ve arayışlarını sürdürmektedir. 1991 yılında Dharma Yayınları’nı ve ardından 2003 yılında bu yayınevinden ayrılarak Klan Yayınları’nı kurmuş olan Cem Şen’in içlerinde “Enerjinin Dansı: T’ai Chi Ch’uan” ve “Dolmuşa Binme ve Dolmuştan İnme Sanatında Zen” adlı kitaplarının da bulunduğu 8 kitabı ve yaklaşık 40’a yakın çeviri eseri bulunmaktadır.

Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir

Güneşin Işıklarının Dik Geldiği Bugünün Gölgesizliğinde, Gölgelerimizden Kurtulmak Dileğiyle…
ruhsallıK

Güneşin Işıklarının Dik Geldiği Bugünün Gölgesizliğinde, Gölgelerimizden Kurtulmak Dileğiyle…

Haziran 21, 2017
Yaşam mı, Ölüm mü?
ruhsallıK

Yaşam mı, Ölüm mü?

Eylül 15, 2019
ruhsallıK

Yeni Çağ İnsanı Nasıl Yaşar?

Temmuz 23, 2005
hakikatın anahtarı
ruhsallıK

Hakikatın Anahtarı

Ocak 27, 2021
ruhsallıK

En Güzele…

Temmuz 22, 2005
ruhsallıK

Kişi ve İşi…

Ekim 13, 2015

Son Yazılar

  • Kefren Piramidi’nin Altında Gizli Bir Şehir mi Var?
  • Nefs: İçimizdeki ChatGPT
  • Başöğretmenimize…
  • Berlin’de Zamansız Güzelliğe Tanıklık: Nefertiti Büstü
  • Öyle Bir O Var ki…

Son Yorumlar

  1. Murat - “Mevlana Celaleddin Rumi” Dizisi Hakkında…
  2. eda - Vampirler: Efsanenin Ardındaki Gerçekler
  3. mujde - Yılancık Taşları
  4. Burakaan - Soyadlarımızın Kökeni
  5. Feriz çölmüoğlu - En Güzel Spiritüel Diziler (Bölüm 1: Az Bilinen Enfes Diziler)
derKi.com

© derKi, Wisdom of Anatolia Eğitim Turizm Ltd. yayınıdır.

Alt Menü

  • Ana Sayfa
  • ruh
  • beden
  • zihin
  • astroloji
  • yaşam
  • Kütüphane
  • derKi TV

Bizi Takip Edin

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In
No Result
View All Result
  • Ana Sayfa
  • ruh
    • ruhsallıK
    • mistiK
    • Sufi
  • beden
    • yuvadaKi
    • heKim
    • psikolojiK
    • şifacılıK
  • zihin
    • gündemdeKi
    • incelediK
    • kritiK
    • politiK
    • tarihteKi
  • astroloji
    • gökyüzündeKi
    • astrolojiK
  • yaşam
    • yaşamdaKi
    • ilişKiler
    • seferdeKi
    • GünlüK
  • Kütüphane
    • Kitaplık
    • öyKü
    • müziK
    • liriK
    • sinemadaKi
    • spiritüel filmler
  • derKi TV
    • anlattıK
    • sonsuz muhabbetler
    • var bi’ muhabbet

© derKi, Wisdom of Anatolia Eğitim Turizm Ltd. yayınıdır.

Go to mobile version