1) The Hollow (Netflix)
“Üç genç yabancı, tehlikeli bir dünyada uyanır ve birbirleriyle olan bağlantılarını anlamaya çalışarak hayatta kalmaya çalışırlar.” Konusu böyle olan, sııradan bir çizgi film gibi görünen; ama hele ki sembolleri okuyabiliyorsanız, hele ki biraz da ezoterizm bilgileriniz varsa tadından yenmeyen, efsane bir dizi. Bu dünyaynın bir simülasyon olduğu, oyunu oynatanın kim olduğu ve daha nicesine dair enfes noktalar içeren bir Netfilix dizisi. Spiritüel dizi deyince bir numaram. 🙂
2) Dark (Netflıx)
Şimdi bunu görünce bazılarınız “Ay Hayır! demiştir. Çünkü atmosferi karanlık ve zor bir dizi. Fakat bana sorarsanız Netflix’teki en iyi dizi. Fakat izleyip anlamak için ciddi gayret istiyor. Öyle akşam yordun argın geleyim de bir bölüm yarı uykulu izleyeyeim ile anlaşılmıyor. Ben 5 günümü ayırmış bir de elimde kim kimdiir haritası ile izlemiştim. Çünkü 3 farklı zaman diliminde içiçe bir hikaye var ve kim kimdir bir süre sonra karışıyor. Fakat öyle de bir finali var ki… İlk sezonu izleyip bıraktıysanız ve sonra bir daha göz atmadıysanız, özel vakit ayırarak izleyin.
3) Bodies (Netflix)
4 farklı zaman dilimi ve tek bir ceset. Kimdir bu ve bu zaman dilimlerinin ortak özelliği nedir? İlk 3 bölümü çok ağır aksa da sonrasında öyle bir diziye dönüşecek ki yıllarca unutamayacaksınız. Paralel evrenler, zamanda yolculuk ve sevgi üzerine enfes bir dizi. “Dark” size ağır geldiyse benzer bir konuda daha rahat izlenebilir bir dizi.
4) Fringe (Farklı platformlar)
Canımız, çiçeğimiz, gözümüzün nuru “Fringe”miz… 🙂 Birbirinden alakasızmış gibi görünen hikayeleri birbirine öyle bir bağlayıp öyle yerden çıkartmış ki herkesi hayrete düşürmüşlerdi. Kesinlikle efsane bir dizi. Hele ki canımız, biriciğimiz Arthur Bishop ve laboratuvardaki sevgili ineği… JJ Abrahams her ne kadar “Lost” ile iyice tanınmış olsa da finalinde öyle batırdılar ki diziyi bakın “Lost” gibi dizi listede yok. Ama “Fringe”ı koymasak isyan çıkar, öyle bir dizi. Farklı platformlarda zaman zaman yayınlanıyor. Hiç izlemediysek denk gelince kaçırmayın.
5) Sense 8 (Netflix)
“The Matrix”in yapımcılar Wachowski Kardeşlerden, en az filmin kalitesinde efsane bir dizi. Farklı coğrafya ve kültürlerdeki 8 kişinin birbiriyle duyu ötesi bağlarla bağlıdır ve birbirilerini fena halde hissedip, hatta birbirlerinin yerine bile geçebilmektedirler. Yani şu ana kadar saydığımız dizileri izlememiş az kişi vardır diyelim. Hele ki “Sense 8” gibi bir efsaneyi. Ama halen izlemedim diyorsanız, mutlaka izleyin.
6) Black Mirror (Netflix)
Netflix’in alamet-i farikalarından ve hemen hepimizin bildiği ve günlük dilimize “Sanki Black Mirror dizisinden bir bölüm gibi” cümlesine katmış bir efsane. Her ne kadar teknolojinin gelişimiyle birlikte insanlığın geleceğine dair karanlık tablolar çizse de bazı bölümleri gerçekten zihin açıcı. Her bir bölüm kendii başına ayrı bir hikaye olduğu için öyle oturayım da tek seferde bitireyim diyemiyorsunuz. Zaten ağır geliyor. Günde 2 bölüm en fazla yeterli dozaj. 🙂
7) The OA (Netflix)
Brit Marling öyle bir yüze ve kariyere sahip ki yani ilk başta neyi anlattığı anlaşılmayan ama derin olduğunu bildiğiniz ama neden derin olduğunu tam da kavrayamadığınız ne kadar film varsa başrolünde o var. “The OA” de öyle. Düşünün yani dizide önemli hareketler dizisi var büyük üstat Gurdjieff’ten alınmış. Hikayesi de derinleşiyor fakat bir türlü hemen “The OA” diyemiyorsunuz. Mistik olduğu belli ama ne kadar derin olduğunu bir türlü anlayamadığınız sevgili gibi bir dizi. Zaten bu yüzden belki de eksik kaldı.
8) Undone (Amazon Prime)
Alma Winograd-Diaz, bir trafik kazasının ardından zaman ve mekanın sınırlarını aşabilme yeteneğini kazanır. Bu yetenek, Alma’nın geçmişiyle ve ailesinin sırlarıyla yüzleşmesine neden olur. Alma, özellikle ölen babası Jacob ile iletişim kurma şansına sahiptir. Dizi, Alma’nın bu yeteneği kullanarak geçmişteki olayları anlama, değiştirme veya etkileme çabalarını ve bu süreçte karşılaştığı zorlukları anlatır. Konusunu okudunuz. Çok özel bir dizi bu. Prime herkeste olmadığı için belki ilk kez duyuyorsunuz. Ama genel olarak da Prime’ın dizileri çok kalitelidir. Bu dizide çok güzel.
9) Upload (Amazon Prime)
Dizi, 2033 yılında geçmektedir ve insanlar öldükten sonra bilincin dijital bir buluta yüklenebildiği bir gelecekte geçen olayları konu alır. Ana karakterimiz Nathan Brown, bir kaza sonucu ölür ve bilinci dijital bir dünyaya, “Lakeview” adlı bir sanal cennete yüklenir. Lakeview, ölen insanların dijital bir yaşam sürdüğü bir afterlife (sonraki yaşam) platformudur. Nathan, bu dijital dünyada yaşamaya çalışırken, kendi ölümünün ardındaki gizemi çözmeye çalışır. Konusu böyle olan renkli bir dizi. Özellikle ölenlerin bilincinin yüklendiği cloud fikri çok iyi. İzleyin.
10) If I Hadn’t Met You (Netflix)
Eduard, bir matematik öğretmeni olan baş karakterin hayatında yaşadığı trajik bir olayın ardından gizemli bir adam tarafından sunulan bir fırsatı kabul etmesiyle başlar. Bu fırsat, Eduard’ı alternatif bir gerçekliğe götürür. Eduard, bu alternatif gerçeklikte karısının yaşamını kurtardığını ve farklı bir hayat sürdüğünü keşfeder. Ancak bu değişiklik, sadece kendi yaşamını değil, aynı zamanda çevresindekilerin hayatlarını da derinden etkiler. Dizi, seçimlerin ve yaşamın karmaşıklığını, aşkın gücünü ve bir kişinin kararlarının nasıl bir dizi olayı etkileyebileceğini keşfeder. Çok da bilinmeyen gayet güzel bir dizi.