Çakra Sistemi Nedir?
Çakralar; vücudun ilk bakışta gözle görülemeyen belirli bölgelerinde bulunan ve saf kozmik enerjiyi daha yoğun halde bulunan fiziksel bedene yönlendiren enerji girdaplarıdır. Durugörü sahibi kişiler bu enerji merkezlerini ve bu merkezlerin canlı, durgun veya akış halinde olup olmadıklarını görebilir. Çakra sisteminin ayrıca tüm spinal sistem boyunca yerleşen belirli eklemlerde bulunan pleksus adındaki sinir demetlerine bağlı fiziksel bir yönü de vardır. Bu sinir demetleri merkezi sinir sistemine, organlara ve salgı bezlerine bilgi gönderir.
Çakra sistemi özellikle Hindistan’da olmak üzere Doğu’da binlerce yıl boyunca, manevi arayış içinde olan kişilerin Aydınlanma olarak anılan kaynak ile nihai birleşmelerine yardımcı olmak amacıyla bir harita olarak kullanılmıştır. Ben bu yoldan yaşamlar boyunca geçtim ve bu yaşamımda geçtiğimiz 37 yıldan bu yana geçmekteyim. Hayatta potansiyelini yerine getirmeye meraklı herhangi bir kimsenin işine yarayacak, derinliğine yaşanmış tecrübenin vasıtasıyla bir bilgi zenginliği keşfettim.
Saf Bilinç Elması
Çakra sistemini anlamanın belki de en basit yolu şu şekildedir: orijinal saf birliğimizi temsil eden çok yüzeyli bir elmas düşünün. Yaradılışın ışığı bu bilinç elmasının içinden parladıkça, ışık kırılımları gökkuşağının bütün renklerini yansıtır. Her bir renk belli bir frekanstadır ve her frekans özel bir hayat dersini temsil eder. Yedi ana çakranın her biri bu renklerin ve derslerin birini taşır. Özel bir çakra tarafından temsil edilen tecrübeyi yaşadığımızda otomatikman daha ışıltılı ve bilgili hale geliriz. Orijinal bütünlüğe erişmek için, tüm bu 7 çakra tarafından temsil edilen tecrübelerin tamamını yaşamış ve öğrenmiş olmalıyız. Gökkuşağının bütün renkleri birleştiğinde, sonuç “saf elmas bilinci” anlamına gelen beyaz ışıktır.
Yaşam Nehri
Çeşitli spiritüel gelenekler çakra sistemini tanımlamada birbirinden farklı yollar kullanır. Bazıları beş, bazıları yedi, bazıları ise sekiz veya dokuz ana çakra olduğunu söyler. Aslında, bunun çok da önemi yoktur, çünkü çakra sistemi hakkındaki en önemli şey bir nehirdeki girdaplara benzemeleridir, bu kozmik enerji nehri, merkezi kanalımız boyunca baş tacımızdan ayak tabanlarımıza kadar akmaktadır. Eğer nehir akabilir ve girdaplar sağlıklı bir şekilde dönebilirse, sonuç mükemmel bir sağlık ve beden zihin ve duygularımızın tüm seviyelerinde taşan bir mutluluk olacaktır. Bizler akordu iyi yapılmış enstrümanlar gibiyiz ve hayatta yaşadığımız fiziksel veya duygusal bazı şoklar, çakraların dönüşünü ve vücut boyunca akan yaşam nehrinin akışını bozabilir. Eğer bir kişi gözle görülemeyen enerjiye karşı duyarlı ise ve enstrümanını çakralarla yansımalı şekilde akort edebilirse, dengeli hale geri dönmesi daha kolay olacaktır. Vücuttaki enerji akışı hakkında bilgisi olmayan ve meditasyon, kendi kendini iyileştirme ve zindelik metotları konusunda eğitim almamış olanlarda çakra sisteminin bozulması durgunluğa, hastalığa ve karmaşık bir mental ve duygusal duruma yol açabilir.
Yedi Çakranın Sembollerle İfade Edilişi
Yedi ana çakra, içerdikleri yaşam dersleri ve renkleri aşağıdaki şekildedir:
1) Kök Çakra
Renk:Kırmızı
Yaşam dersi: Hayatta kalma dürtüsü, üreme, cinsellik ve orgazmik ekstazi.
2) Sakral Çakra
Renk: Turuncu
Yaşam dersi: doğum, ölüm ve bu iki kutup arasında meydana gelen tüm duyguların akışkanlığının öğrenilmesi
3) Solar Çakra(karın)
Renk: Sarı
Yaşam dersi: hayatın neden olduğu çelişkili durumları kontrol altına alarak düşünce yapısının geliştirilmesi. İki çelişkinin biraraya geldiği yer nihai gerçektir. Üçüncü çakrada ayrıca başkaları tarafından baskılanan şartlı inançlardan kurtulmanın mücadelesini verir ve kendi ruhumuzun bireysel çağrısını keşfederiz.
4) Kalp Çakra
Renk: yeşil veya gül rengi
Yaşam dersi: sevgi, anaçlık ve şefkat, evrensel sevgi ile birliğe ulaşmak.
5) Boğaz Çakra
Renk: turkuaz
Yaşam dersi:Tanrının yaratıcılık faaliyetlerine eşlik etmek, ruhunuzun yaratıcılığı ifade etmesi, gerçeğin dilinden konuşmayı öğrenmek.
6) Üçüncü göz çakra
Renk: Mavi
Yaşam dersi: önsezinin artması, durugörü, egonun ruhun bilgeliğine teslimiyeti
7) Taç Çakra
Renk: Menekşe moru, beyaz ışığa karışım
Yaşam dersi: Kozmik bilince yönelim, ikiliği aşarak, var olanla bir olup evrensel doyuma ulaşmak
Taç çakra ile temsil edilen kozmik bilince erişebilmek için, aradaki her çakrayı maksimum potansiyeline çıkararak ve içerdikleri yaşamsal derslerini öğrenerek cinsiyet merkezinden taca uzanan yolda seyahat etmemiz gerekir. Bu bir kere gerçekleştiğinde, öte dünyanın zarafeti bize doğru inen net ve açık bir kanala sahip olur. Bilincin elmas parlaklığındaki ışığının kendini bu yoğun düalistik dünyada ifade etmesi için ileticiler haline geliriz. Ayrı parçalar halindeki gökkuşağı dünyasının ötesine geçerek, nihayetinde bunun bütün yönleriyle keyfine varırız. Düalistik dünya doğuda Maya, illüzyon ve Leela, Tanrı’nın Oyunu olarak ifade edilir. Gökkuşağının bütün renklerini kucakladığımızda, çok parlak ve neşeli hale geliriz ve bütün boyutlarda kolayca ve özgürce dolaşabiliriz.
Her Bir Çakranın Yaşam Derslerinin Öğrenilmesi
Herkes farklı şekillerde kişisel doyuma ulaşmak ister. Gerçek doyum duygusuna sadece yedi çakranın tamamı açık ve aktif ise ulaşabiliriz. Bununla birlikte, sadece bir veya iki çakra bile açık ise kişi hayattan keyif almaya başlar.
İlk Çakra
Eğer ilk çakranız açıksa, derinlemesine cinsel tatmin yaşarsınız, ayaklarınız yere sağlam basar ve kendinizi güvenli hissedersiniz. Bu çakradaki enerji akışını açmanın çok basit bir yolu; dansçının dansın içinde kaybolduğu özgürlük noktasını bularak coşkuyla dansetmeyi öğrenmektir. Bu gerçekleştiğinde vücudun alt ve üst kısımları arasında herhangi bir ayrım kalmaz. Tek bir enerji akımı haline gelirsiniz ve siz mutluluğa doğru dönerek, sallanarak, kıvrılarak hareket ettikçe engeller ortadan kalkar. Kişinin dans stili cinsellik konusundaki tavrını da gösterir. Akışkan bir dansçı akışkan bir aşık olabilir. Ve akışkan bir aşık tamamlanmış bir aşıktır.
İlk çakradaki enerji akışını açmayı öğrenirken doyuma ulaşmanın dilini çözmeniz en üst düzeyde faydaya sahiptir. Doyumun birçok farklı yolunu tecrübe ederken akıcı hale gelin. Cinsel doyum, taç çakrada evrensel doyuma ulaşmanın müjdecisidir. Evrensel bilinçle nasıl birleşileceğini daha sonra anlamak için birinci çakrada gerçekten derin bir şekilde serbest ve özgür bir şekilde akan mutluluğu yaşamanız çok önemlidir.
İkinci Çakra
Alt karın doğumla, ölümle ve tüm duygusal durumlarla bağlantılıdır. Burada edinilmesi gereken tecrübe; duyguları kolayca ve akışkan bir şekilde yaşamayı öğrenmektir. Bunu yaptığımızda, derin meditasyon hem doğum ve hem ölümün ötesinde olma haliyle uyumlu olduğu için, derin meditatif durumlara erişebilir hale geliriz. Duygular değişimle alakalı korkulardan oldukça etkilenir, değişim özellikle doğuma veya ölüme geçiş yapmamızla gerçekleşir. Duygularımızla yüzyüze gelmeyi ve bilinçli bir şekilde bastırmayı öğrenirsek, daha sakin ve huzuru hale geliriz, siklonun merkezine doğru kolaylıkla yol alabiliriz. Ayrıca, doğal ve spontane bir hafiflikle daha neşeli hale geliriz.
İkinci çakra konusunda yardımcı olabilecek teknikler: Biyoenerjetik nefes alma seansları, Osho’nun Dinamik Meditasyonu, İlk Terapi, Yeniden Doğuş, Dövüş Sanatları, Gündelik İş, Derin Doku Masajı, sessiz meditasyon terapisi gibi kranial sakral ve diğer bedensel çalışmalar.
Üçüncü Çakra
Üçüncü çakra şu anda gezegenimizin yaşamakta olduğu dersi verir. Çelişkilerle paramparça olmaktan ve kendimizle savaşta olmaktan ziyade, bizi, koşullanmış zihnimizin dar sınırlarının ötesine geçmeye ve ruhumuzun çağrısına kendimizi açmaya zorlar. Bizi o kadar çok genişletir ki, sonunda tüm çelişkileri kolaylıkla zaptedebilir hale geliriz. Bu bizi akıllı ve esnek hale getirir. Çelişkileri zaptetme için gayet yeterli hale gelmenin anahtarı çok iyi bir mizah duygusuna sahip olmadır. Ne kadar güler ve hayatın tadını çıkarırsak, gerçek anlamda ruhani bir dış görünüşe sahip olmak o kadar kolay olacaktır. Dar kafalı ve olayın sadece bir yönünü görebilen bir kişi şüphesiz ki dindarlıkla uyum içinde değildir. Yaradılış prensibi özgün tekliğini korumaya devam ederken, kendini ikilik oyunu üzerinden açığa vurur.
Dördüncü Çakra
Dördüncü çakra bizden sevgi olmamızı ister. Sevgi olmanın yolu ilk olarak sevgi almaktan geçer. Bir pınar ancak suyla doluysa taşabilir. Bir kalp de ancak sevgi almışsa, sevgiyle taşabilir. Gençken, hayatta kalabilmek için ebeveynlerimizden gelen sevgiye ihtiyaç duyarız. Eğer bu sevgiyi yeterince almazsak, bunun bizim hatamız olduğunu ve sevilmeye değer olmadığımızı düşünmeye eğilimli oluruz. Bu sabit bir şablon haline gelir ve ardından, hayatın daha sonraki aşamalarında, kendimizi değersiz olduğumuza inandırarak kendi içimize kapanır ve sevgiye açık olmayı reddederiz. Bunu, onu doğru şekilde vermedikleri konusunda onları suçlayarak yaparız. Bu geştalti kaydırmak için, her ne yolla mümkünse, sevgiyi bilinçli şekilde alma konusunda çok ciddi bir oranda farkındalık sağlamak gereklidir.
İçinizdeki çocuğun sevginin evrenin her yerde olduğunu anlamasına ihtiyacı vardır. Bu bir kişiden ve belirli bir yolla gelmek zorunda değildir. İçinizdeki çocuk ve yetişkin olan siz basitçe kendinizi açmalı ve insanlardan, ağaçlardan, gökyüzünden, hayvanlardan ve onu alabilmenizin mümkün olduğu her şeyden sevgiyi almalısınız. Sevgi her yerde olduğu için sevgi bankasındaki hesabı tüketmeyeceksinizdir. Daha çok sevgiyi içinize aldıkça, daha çok sevginin, herhangi bir çaba sarfetmeden sizden taşacağını kolayca göreceksiniz.
Beşinci Çakra
Boğazda, nasıl yaratıcı olacağımızı ve hatta Tanrıyla nasıl ortak yaratıcı haline geleceğimizi keşfederiz. İşte burada, kendini gerçekleştirme denen safhaya geçeriz. Bir yaratıcı olarak, kendi kaderimizin efendisi olabileceğimizi keşfederiz. Kendi yaratıcılığımızın güçlü bir şekilde dışavurumunu gerçekleştirmekte bize yardımcı olacak şey, şarkı söylemek, boyamak, dans etmek, rol yapmak, heykel yapmak veya başka herhangi bir yaratıcı sanat aktivitesidir. Beşinci çakranın bir diğer yönü, gerçeği söylemeye olan derin ihtiyaç ve gerçek olmayan herhangi bir şeyi ortadan kaldırma arzusudur. Gerçek kaynakla uyum içinde olandır. Beşinci çakrada Tanrının dudaklarındaki içi boş bir flüt olmak için kendi enstrümanımızı, iç varlığımızı akort ederiz. Kutsalın isteği için bir kanal haline geliriz.
Altıncı Çakra
Üçüncü göz merkezi, sıklıkla ifade edildiği üzere, durugörüye açılımı sunar. Pineal beze bağlıdır ve melatonin hormonunu üretir, uykumuzu ve uyanma modellerimizi kontrol eder. Pineal bez aynı zamanda ışık bezi olarak da adlandırılır. Bu bez iç uykuya veya iç uyanıklığımıza ve farkındalığımıza erişimeye yardımcı olur.
Üçüncü gözü açmanın ilk yolu, altıncı çakra için özel dizayn edilmiş teknikleri devamlı bir surette kullanarak meditasyon yapmaktır. Bunlar Vigyan Bhairav Tantra’dan bazı teknikleri, Dhamma top meditasyonunu içerir ve bir hayal defteri tutarak da buna başlayabilirsiniz. Bu alt bilincinizde ne olup bittiği konusunda bilinçli olmanız konusunda size yardımcı olacaktır.
Tarot, I-ching veya meleklere özgü Reiki gibi değişik sezgisel sanatlar da bu konuda yardımcı olabilir. Altıncı çakrada, tüm varlıkların birbirlerine bağlı olduğunu ve esasında bizim tek bir kaynaktan geldiğimizi anlamaya başlarız. Auraları veya değişik türde ruhani varlıkları görmeye başlayabilir ve sezgisel mesajlara açık hale geliriz.
Yedinci Çakra
Yedinci çakra ikiliğin ötesindedir. Burada var olanla bir bütün hale geldiğimiz yeni bir boyuta doğru bir kuantum sıçraması yaparız. Bu duruma Mahamudra veya aydınlanma denir. Bu, büyük bir evrensel doyumdur ve bu durumda diğer tüm çakralar tek bir organik bütünlük içinde yer alır. Başka bir deyişle, spektrumun renkleri tekrar biraraya gelerek saf beyaz ışığı oluşturmuştur. 7.çakrayı açmanın ve yaşamanın yolları ödevinizi iyi yapmaktan geçer. Yedinci çakranın kapı görevlisi, ilk önce diğer çakralarınızın tamamını açana ve verdikleri dersleri öğrenene kadar size izin vermez. Spektrumun renklerinin herhangi birinde kendinizi tutarsanız, bu rengi ve temsil ettiği her şeyi bütünselliğinizle kucaklayana kadar tekrar tekrar dünya dediğimiz okula geri gönderilirsiniz.
Elbette, bütün çakraları açacak olan asıl anahtar meditasyondur. Meditasyon düzenli aralıklarla ikiliğin ötesini görmemizi sağlar, böylece sonunda aydınlanma yoluna sıçramak için hazır olduğumuzda yol iyi bir şekilde hazırlanmış olur. Bir kez aydınlandığınızda, dünya okulu ve onun ikilik oyunu artık sizin frekansınız değildir ve doğum ve ölümün sonsuz döngülerine bir daha geri dönmek zorunda kalmazsınız. Nasıl türlerin evrim geçirmeye ihtiyacı varsa, bilincimizin de evrim geçirmeye ihtiyacı vardır ve tanımlamış olduğum harita her insanın geçmesi gereken evrimsel basamakları belirtmektedir. Hepimiz çeşitli yollarla derslerimizi öğrenerek, birbirimizin öğretmeni oluruz. Ve bu spiral dans sürüp gider.
Yolculuk uzun görünebilir. Enerjinin azmin arkasından geldiği unutulmamalıdır. Eğer hayatta tamamlanmış bir spektrum haline gelmek için net bir niyetiniz varsa, bütünlük halinde hareket edersiniz ve doğru yolda olduğunuza dair net işaretler alırsınız. Sanskritçe’de Leela adı verilen düalistik dünyanın Tanrı’nın oyunu olduğunu hatırlamak iyi olacaktır. Buna göre; melekler uçabilir çünkü kendilerini hafife alırlar. Çakralar arasındaki kutsal yolculuğa başladığınızda bunu da kalbinizde taşıyın.
Çakra sisteminiz açık olduğunda, öte dünya lütfunu net bir şekilde göstermeye başlar. Yani, bir topraklama kablosuna benzersiniz. İlahi enerji sizin aracılığınızla akar ve bu fiziksel düzlemde topraklanır. Bir veya daha fazla çakrada durgunluk olması halinde, ilahi enerji sizin aracılığınızla akmaya çalışır ancak siz onu almaya hazır olmadığınız için geri gönderilir. Açık bir iletken haline geldiğinizde ise bütün canlılar için sevgi, bilgelik ve şefkatle dolup taşmak sizin için doğal hale gelir.
http://www.tantra-essence.com/the-chakra-system/