Yıllardır yazın en sevdiğim faaliyet yarı olimpik boyutlarında bir havuzu suyun altından giderek tek nefeste geçebilme oyunu olmuştur. Yani havuzda hem hareket ettirecek hem de meydan okuma ile motivasyon edecek bir şeylere ihtiyacım vardı ki popomuzu biraz kaldıralım. Bu da bize gayet yeterli ve eğlenceli bir etkinlikti. Sevgili oğlum Özün de yıllardır beni izler durur. Çok da kolay değildir denediğim en azından benim için ve sık da sonu göremem ama sürekli denerim, o da izler.
İlk kez bu sene dedi ki “Ben de yapacağım.” Çok açık söyleyeyim ilk başlarda olabileceğini ben de pek düşünmüyordum çünkü 25 metreye yakın havuz ve de ben de zorlanıyorum. Arada boy farkı var, ciğer farkı var. O da pek hareketli değil. Ama dedim ki: Hadi başla. Kendine süre ver yaz sonuna kadar ve her seferinde daha alışacak bedenin. Denemesi bile yeterli.
Sonra başladı o da denemeye. İlk başlarda havuzun yarısına kadar geldi. Sonra geçti. Kimi zaman hiç olmadı. Kimi zaman birlikte denedik. En sonunda %80’e kadar geldi. Yani çoğu zaman ben de oraya kadar geliyordum ancak. Fakat bunu başarı olarak kabul etmedi. Diyorum ki: Oğlum harika gidiyorsun. Ben bile sıklıkla orada tamamlıyorum. Ama tamamlayamadı ya. Kabul etmiyor.
En son gün yine birlikte deniyoruz. Dedim ki: Suyun en dibinden gitmeyi denesene, ben öyle çok daha hızlı gidiyorum. O da peki dedi. Fakat havuzun yarısında yüzeye çıkıp yüzeyden ilerledi. Sonra da dedi ki: “Baba, benim için yüzeyden gitmek daha kolay olacak sanki.” Ee peki hadi dedim.
İşte filmin burası ağır çekimin olduğu ve arkadan epik bir müziğin çalmaya başladığı yerdir. Havuzun ucuna geçtim ve onu beklemeye başladım. O da başladı kafasını çıkarmadan yüzeyden yüzmeye. Bayağı da güzel geliyordu…
Kulaç kulaç yaklaştı…
Son üç metreye geldiğinde ise bırakmak üzere olduğunu görünce “Devam et sakın durma az kaldı, çok az” diye bağırmaya başladım. Tabii suyun yüzeyinde olunca sesi de duyuyor ve devam etti…
Ve de bitişe ulaştı…
Tabii o anda havai fişekler patlamadı. Bizimki de başardım çığlıkları atmadı. Sakin sakin havuz kenarında nefes alıyordu. Ben üzerine atladım Helal olsun başardın diye… 🙂
Yıllarca babasını izledi ve vakti gelince hadi dedi. Onun yolu ve yöntemlerini denedi, ama en sonunda kendi yolu ve yöntemiyle tamamladı. Buna şahit olmak o kadar mutlu etti ki…
******
Sonrasında iyi bir rehber olmak üzerine düşündüm derinden. İyi bir rehber oyunu gösteren ve seni nasıl oynadığına şahit edendir. Sen sadece onu izleyerek oyuna dair nice şeyi öğrenebilirsin. Sonunda sen havuza atladığında da yanında olup sana ihtiyaç duyduğun yolu yöntemi öğreten fakat en sonunda da kendine özgü yolu bulabilmen için seni destekleyendir. Ve de kimi zaman artık tam finale yaklaştığında sen bırakmak üzereyken sana “Durma devam et az kaldı” diyendir. Ardından da senin yolunu bulduğuna şahitlik edip göğsü mutlulukla dolan ve seninle zaferini kutlayandır.
Bu yol elbette ki bitmez ama o artık sana aktaracağını aktarmıştır ve geriye artık tek bir şey kalır: Birlikte yüzmek. 😊
Not: Özün’le çalışacağımız bir sonraki konu zaferini kutlamak olacak. Fark ettim ki bu konuda bir içe kaçıklık var. Sorun şu ki bende de var bu hal. Oğlum olarak görünen aynada seyrettim kendimi. Bu başlıbaşına bir çalışma konusu olacak. 😊