Ben, bunu önce Atlantis’teki yaşantılarımdan birine dair bir vizyon olarak düşündüm. Çünkü Atlantis’te de yunuslarla çok haşır neşir bir velettim, hatta vücudumun anotomik yapısı bile suyun altında uzun süre kalmaya dayanabilecek şekilde değişmişti. Fakat bu farklıydı. Ayrıca bu yunuslar benimle konuşuyorlardı telepatik olarak.

Yaklaşık 1 hafta önce kadardı. Yüksek ateşle devrilmiş yatarken bir anda kendimi düşünsel olarak 4 tane yunus balığının yanında buldum ve balıklardan birinin de yüzgecine tutunmuştum. Sonra hareket etmeye başladık. Ben, bunu önce Atlantis’teki yaşantılarımdan birine dair bir vizyon olarak düşündüm. Çünkü Atlantis’te de yunuslarla çok haşır neşir bir velettim, hatta vücudumun anotomik yapısı bile suyun altında uzun süre kalmaya dayanabilecek şekilde değişmişti. Fakat bu farklıydı. Ayrıca bu yunuslar benimle konuşuyorlardı telepatik olarak. Her biri teker teker kendini tanıttı, gerçi şu anda tam isimlerini hatırlamıyorum ama sanırım yüzgecine tutunduğumun adı Lidya’ydı. Sonra birlikte biraz bir yolculuktan sonra dev gibi bir şehre geldik.

Şehir dediysem bizimkiler gibi düşünmeyin. Denizin binlerce metre altında kurulmuş, ağırlıklı olarak kristal yapılar kullanılmış ve pek de tam algılayamadığım dev bir şehir. Bu şehirde beni birkaç yeni yunus karşıladı. Yunuslar da çok ilginçti. Hatta bir ara bir tanesi biraz kaba bir tavır kullanınca diğerleri özür dilediler falan, her biri farklı yapıdaydı yani. Beni sözcülerine götürdüler ve orada kısa bir görüşmemiz oldu. Ben rahatsızlığım nedeniyle çok uzun kalamayacağımı ve aslında bu kanallık işlerini hepten bırakmak istediğimi söyledim, onlar da kabul ettiler ama yardım için rica edince de pek kıramadım. Ne de olsa severim yunus milletini. Bugün bir bağlantı daha kurdum ve söylediklerini anlatmak istiyorum. Bu arada o buluşmamızda oluşumlarının adının Karia olduğunu söylemişlerdi ve açıkcası ilk defa duymuştum bu kelimeyi. Sonradan bir arkadaşıma sordum ve o da bu kelimeyi bildiğini hatta Bodrum Müzesi’nde Karia Kraliçesinin sembolü Yunus’un bulunduğunu söyledi falan. Ayrıca bu Karia’lıların daha önceden bağlantı kurduğum “pembeler” Argoslularla da direk bağlantıları varmış.

“Binlerce yıl sonra sizleri selamlamaktan ne kadar mutluluk duyduğumuzu kelimelere dökmekte zorlanıyoruz gezegenimizi paylaştığımız kadim dostlarımız,

Bizler Karia’lılarız. Sizler bizleri bugüne kadar denizlerdeki Yunus balıkları olarak bildiniz ve tanıdınız. Bazılarımızla iletişim kurmaya çabaladınız, bazılarınıza sadece sevimli geldik, bazılarınız ise pek hoşlanmadı bizlerden. Ama genel olarak aramızda özel bir bağ bulunduğunu hep hissettiniz bizlerle ve çoğunuz da bizlerden birini gördüğünde gülümseme tepkisi verir, tıpkı bizlerin sizleri her gördüğümüzde verdiğimiz gibi.

Zamanın birinde sizler ve bizler birarada yaşıyorduk ve birbirimize saygımız çok büyüktü. Sizler birey birey bizleri tanırken, bizler de sizleri teker teker tanırdık ve nice güzel paylaşımlarımız olmuştu. Hatta bazılarınız ki şu an bizlere kendini açan kanal da dahil, geçmişinizde nerdeyse insan-yunus karması haline gelmiştiniz ve denizlerde özgürce dolaşıyorduk.

Sonra plana göre ayrılık vakti geldi ve bizler yaşanan bir dizi olay sonucu ayrıldık. Sizlerin kendinizi yalnız ve evrenden kopuk hissetme deneyiniz başlamıştı ve bizlerle de ilişkinizin kopması gerekiyordu. Bu yüzden evriminiz değişti ve mevcut telepati gibi özelliklerinizi kapattınız. Tüm bunlar oyunun gerekleriydi ve sadece birkaç kişi hatırlatıcı olarak bu özelliklerini kullanmaya devam etti.

Çok uzun zaman oldu dünya vaktiyle ve bizler bu süre içinde sizleri hep gözlemledik, hatta farkında olmadığınız şekillerde destekler de verdik. Ama artık yalnızlık ilizyonunu aştınız ve unuttuğunuz dostlarınızla yeniden kavuşma ve sarılma vaktiniz geldi. Bu yüzden sizlerle iletişime geçtik ve açıkcası bunda da çok hevesliydik.

Sizlerle mesajlaşmalarımız da birbirinizi sevin yada kendinizi sevmek için şöyle yapın, böyle yapın gibisinden mesajlar vermeyi düşünmüyoruz. Çünkü onları yeterince alıyorsunuz ve uygulamaya ve yaşamaya çoktan başladınız. Bizler, sizlerle aynı boyutu ve titreşimi deneyimleyen gezegen komşularınızız ve mesajlaşma demek illa yüksek uygarlıklardan gelen öğütler demek değildir ki. Siz dostlarınızla her an “kendini sev” gibisinden mesajlar vererek mi konuşursunuz di mi yahu? Gerçi bu bağlamda baktığınızda dünyada milyonlarca Pakistanlı, Malezyalı, Potami Kızılderilisi, Paraguaylı vs. gibi bir sürü milletten insan var konuşmuyoruz da allahın yunuslarıyla ne muhabbet edeceğiz gibi düşünenler de olabilir. Eh, birbirinizle iletişime geçmenizde yunus halkı olarak katkımız olursa ne mutlu bizlere. 😉

Önemli bir ricamız olacak yalnız. Şu anda bize yardımcı olan kanalımız, çok uzun süre çalışmalar yapmaya uygun olmadığını belirtti bizlere. Hem iş-güç olayları, hem de şu anki fiziksel durumu bunda etkenmiş. Aranızdan niyet edenlerle uzun uzun görüşmeler yapmak isteriz eğer sizlerden de böyle bir talep gelirse.

Sizlere ulaşmaktan mutluluk duyduğumuzu tekrar belirtir, tekrar görüşmek için sabırsızlandığımızı yineleriz.

Alin
Karia Oluşumu Sözcüsü