Mutluluk, bırakmakla alakalıdır. Tutmak ıstırap, bırakmak ise mutluluktur.

Yaşamdaki en önemli şeylerden bir tanesi art niyet taşımamaktır. Art niyet taşımamak şefkatli, iyi niyetli, anlayışlı olmak demektir. Zaman zaman insanlar önce kendilerinden başlayarak çevrelerindeki insanlara karşı şefkatsiz yani art niyetli olurlar. Meditasyonlarda bile görürüz bazen bunu: “30 ya da 40 dakika meditasyon amatörler içindir. Biz 2 saat meditasyon yaparız,” ya da içsel bir anlayışa ulaştığını düşünen insanlarda yaşarız bunu bazen. Küçücük kusurlarını bile aşırı ciddiye alır kendilerini cezalandırırlar. Ne yazık ki başarı beklentisi arttıkça şefkatsizlik de o oranda artar. Belki de din adamlarına özgü fanatizmin ve hoşgörüden uzak katılığın ardında bile bu olabilir. Hata yapmamam gerekir, kıpırdamadan meditasyonda oturmam gerekir tarzı yaklaşımlar kendimize karşı art niyetimizin, yani şefkatsizliğimizin göstergesidirler. Bu tür hoşgörüsüzlükler, art niyetler, şefkatsizlikler katılık getirir. Katılıklar ise ironik bir şekilde ego sınırlarının daha da katılaşmasına sebep olurlar. İşte bu sebeple insanın kendi başarılarından, kendinden beklentilerinden, geçmişteki, bugünkü ya da gelecekteki başarılarından ya da başarısızlıklarından kurtulması gerekir.

Şefkat ancak bırakabilen bir zihnin sahip olabileceği bir güçtür. Bırakmak, aydınlanmaya giden yoldur. Bu sebeple isminizi, ünvanlarınızı, başarılarınızı, başarısızlıklarınızı bırakın. Bırakın ve mutluluğun, sadece olmanın gerçek hazzını yaşayın. Şuna ya da buna tutundukça, tüm kutsal kitapları ezbere de biliyor olsanız, Vatikan’da Papa ya da Dalai Lama da olsanız sonuç değişmez; hâlâ güçlü bir ego yüzünden ıstırap çekiyorsunuz demektir. Bırakmak, ancak şefkat ve iyi niyetle mümkündür. İlk olarak kendimize karşı şefkatle. Diğerlerine şefkat duymak çok daha kolaydır.

Cem Şen

1968 yılında doğdu. 1981 yılında savaş sanatları eğitimi almaya başladı. 1987 yılında Zen Budizm’in Türkiye’deki temsilcisi olan İlhan Güngören ile tanıştı ve 1987-1990 yılları arasında Güngören’in asistanlığını yaptı. Bir yandan Güngören’i Zen çalışmalarında ve Tai Chi Ch’uan derslerinde destekleyen Cem Şen aynı zamanda Namık Ekin, Mustafa Aygün gibi eğitmenlerle savaş sanatları eğitimini sürdürdü. 1990 yılında ilk çeviri eseri yayınlandı. Aynı yıl çalışmalarını tümüyle Taocu çalışmalara yönlendirdi. Sırasıyla Mantak Chia, Master Wang, Master Wu, Eric Steven Yudelove gibi ustalardan eğitim alan Cem Şen aynı zamanda bu ustalardan farklı Taocu sistemleri öğretme yetkisi de aldı. Halen ustalar ile çalışmalarını ve dünyanın farklı yerlerinde bulunan yaşayan büyük bilgelerle iletişimini ve arayışlarını sürdürmektedir. 1991 yılında Dharma Yayınları’nı ve ardından 2003 yılında bu yayınevinden ayrılarak Klan Yayınları’nı kurmuş olan Cem Şen’in içlerinde “Enerjinin Dansı: T’ai Chi Ch’uan” ve “Dolmuşa Binme ve Dolmuştan İnme Sanatında Zen” adlı kitaplarının da bulunduğu 8 kitabı ve yaklaşık 40’a yakın çeviri eseri bulunmaktadır.