Sabahtan beri bir isim kulaklarımda… Aspasia….
Aspasia kimdir bilir misiniz?
Hani derler ya Batı medeniyetinin kaynağında Atina vardır.
Atina’yı kuran Perikles’tir.
Perikles’in ardındaki güç ise Aspasia’dır.
Aspasia öyle etkileyici bir kadınmış ki Perikles deliler gibi aşık olmuş.
Atina’daki evi bir nevi okulmuş. Atinanin sanatçıları şairleri filozofları hepsi orada olmak için can atarmış.
Sokrates, Platon, Aristophanes, Xenophon ve daha nice ünlü ismin ilham kaynağıymış, hatta hocaları bile olduğu söylenirmiş.
Ve Aspasia nereli biliyor musunuz?
Miletli. Yani İzmir’in 1.5 saat aşağısında. Yani Anadolulu.
Ve Anadolu öyle tanırmış ki Aspasia’yı nice yere adı verilmiş.
Sivas Suşehri’nde mesela Aspasya Çayı vardır.
Milet nere, Sivas nere…
Ama eskiler bilmişler…
Kökeni bilmişler. Rahmi bilmişler. Kutsal rahmi bilmişler… Anadolu’nun rahmini bilmişler. Bilmişler de hürmet etmişler…
Diyeceğim odur ki bugün batı dediğimiz medeniyetin rahmi Anadolu’dur. Bizim rahmimiz. Bizim emanetimiz ve bizlerin emanet edildiği o rahim.
Her birimizin içinde bir Aspasia var. Hem fiziksel, hem ruhsal DNA’sı bizlerde. Ve biz, yani Anadolu’nun çocukları, yani bu satırları okuyanlar, içimizdeki Aspasya’yı bildiğimizde, bizler içimizdeki o ilahi dişili, ilahi erilimizle kucaklaştırdığımızda… İşte o zaman bu Dünya bambaşka bir yer olacak…
Bırakın zihni… Bırakın ezberi… Ama Aspasya Yunan, Milet Yunan diye itiraz eden ezberinizi… O zaman kahve de, baklava da, yoğurt da, Ege de Yunan. Sen sahip çıkmazsan, elbet bir sahip çıkan bulunur. Sonra Berlin Müzesi’ne kaç euro bilet parası verirsin, kendi hazineni görebilmek için… Bir de arkasında ağlarsın niye onlarda diye…
Neyse ki artık farkındayız. Artık biliyoruz…
Şükür ki yapıyoruz .. Şükür ki çalışıyoruz…
Ve de ustalarımıza, üstadlarımıza hürmeti de biliriz biz…
Anadolu’nun büyük üstadlarından Aspasia’ya selam olsun..
Ruhumuzdaki kutsal rahime selam olsun
Anadolu’ya, Batıya, Doğuya, Güneye, Kuzeye, Dünya’ya selam olsun…
Biz buradayız. Biz uyandık. Biz biliyoruz ve Biz hizmetteyiz…