Hani ahkam kesenler vardır, hariçten gazel okuyanlar, yaşamadan yaşayanlar, bilmeden anlatanlar, tatmadan yorum yapanlar… İşte ben de aynen öyleydim bir zamanlar. Hayatı, dünyayı tanıdığımı zanneder, her şeyi bildiğimi, hatta tattığımı sanırdım.
İşte tüm bu fikirlerim kızım dünyaya geldiği zaman değişti, meğer gerçek hayat şimdi başlamış, sorumluluk ve özveri dedikleri buymuş. Uykusuz, ninni ile geçen gecelerden, gazı olduğunda onunla beraber kıvranan, alt değişimi sırası geldiğinde tereddüt etmeden koşan, tam anlamıyla yeni bir ben keşfetmeye başladım. Şimdi düşünüyorum da ne kadar eksik bir hayatmış yaşadığım, ne kadar yol kat etmişim kısa zamanda. Avuç kadar bir bebek koskoca bir hayatı nasıl değiştirebilmiş. Daha düne kadar eleştirdiğim, her fırsatta bana çocuk muamelesi yapma dediğim babam birden gözümde devleşti; yaşı ne olursa olsun evladın hiç büyümeyeceğini, hep çocuk olarak kalacağını ancak şimdi anlayabildim.
Sanırım yıllar geçtiğinde aynı senaryoyu ben de kızımla yaşayacağım. Baba olma duygusu o kadar farklı ki şimdi tüm yasaklamaların, cezaların, hatta fırçaların ne kadar anlam taşıdığını daha iyi anlıyorum. Benim müzik zevkim de kızımla beraber değişti, en beğendiğim müzik kızımın dudaklarından çıkan notalar oldu. Onu ağlarken izlemek en hüzünlü duygusal parçadan bile daha fazla dertle kederle doldurdu içimi, güldüğü zamanlar kahkahası keyiften adeta mest etti, oyun havası gibi geldi. Annesinin söylediği ninniler ise klasik müzikten bile daha dinlendirici geldi senelerce.
Şimdi kızım büyüdü, artık ninni istemiyor. Onun da kendi müzik tercihleri var, beğendiği şarkılar, devamlı dinlediği şarkıcılar var. Onunla daha fazla zaman paylaşmak adına sevdiği şarkılara eşlik edip ona ayak uydurmaya çalışıyorum, sonuçta önemli olan daha fazla kızımla vakit geçirip ortak zevklere sahip olabilmek. Kuşak farkını göz ardı edip babalık iç güdüleriyle hareket etmek en doğru şık geldi bana .
Benim çocukluğumda çok masum şarkılar vardı, aşktan sevgiden ve kardeşlikten bahsedilirdi, ama maalesef artık her şeyi filtreden geçirmemiz gerekiyor çocuğumuza dinletmeden evvel. Tabi ne kadar yasak koysak da maalesef her yere ulaşamıyoruz; televizyonu kapatsak bilgisayar devrede. Hadi onu da kontrole aldık, bu sefer telefon mesajları devreye giriyor. Kim bilir bu tempoda daha ne gibi teknoloji harikalarıyla mücadele verebileceğim. Malumunuz artık bu devirde dilediğim şarkıyı netten bulma şansım var, durum böyle olunca da kendi kaydımı kendim yapıyorum .
Maalesef günümüzde o kadar çok şarkıcının hakkı yeniyor ki çapulcu takım hep pirim üzerine pirim alıyor. Ben elimden geldiği kadar kızıma kaliteli müzik dinlemesini konusunda yardımcı olmaya çalışıyorum, Türkçe şarkıların yanında mümkün mertebe Fransızca ve İngilizce şarkılar da dinlemesi yönünde tavsiyelerim oluyor. Son bir senedir İspanyolca eğitime de başladığından evimizde Latin rüzgarları esiyor bu da çok hoşuma gidiyor.
Yakın aile dostumuz yazarlarımızdan Şiyma sayesinde gerçek bir müzik ziyafetine de onun sayesinde ulaşıyoruz. Ev ve iş ziyaretlerinde bizi kırmayarak seslendirdiği birbirinden güzel şarkılar sayesinde kulağımızın pası gideriliyor.
Benim için artık bu dünyadaki en güzel melodi kızımın sesi, onda huzur, keder, mutluluk ve sevgiyi yaşıyorum. Ayrıca ne korsanı var ne de kaprisi, ne kalite sorunu yaşıyorum ne de karaborsa; etiyle canıyla en başta da ruhuyla bana ait . Şimdi 7 yaşını geride bıraktı ama o benim için hiçbir zaman büyümeyecek, tıpkı babamın gözünde benim büyümediğim gibi .
Umarım herkes bir gün dünyanın en güzel melodisine sahip olur, ben sahibim ve kıymetini biliyorum. Bizde bir zamanlar melodiydik, halen de anne ve babamız için onların gözünde büyümeyen melodileriz. Hatır sormak adına açacağınız her telefon ve duyuracağınız her ‘’Alo ‘’ sözcüğü onlar için bir konser başlangıcıdır.