Şi’ra Mercan Ozgur numerolog /yazar/spiritüel danışman, genç ve aydınlık bir kadın. Bulgaristan’dan Türkiye’ye uzanan kişisel yaşam hikayesine bir çok şey sığdırmış. Büyük bir şirkette halkla ilişkiler yöneticiliğini bırakıp kendine doğru yolculuğa başlamış. Etrafına ışığını cömertçe veren aydınlık varlığı ile yaşam yolculuğuma katılmasından çok memnun olduğum bir insan. Yolunun tüm engebelerine rağmen çok biriktirip az sürede tüm birikimlerini isim analizleri üzerinden sunduğu pek kıymetli kitabı da yayımlanıyor bugünlerde. “İsmin Kaderini Nasıl Etkiliyor” Giderek adını daha çok kişinin duyacağı Mercan’a, kitabını ve kendi ruhsal yolculuğunu sorduk…

 

Sevgili Mercan, güzel yolculuğunun ilk meyvesi olan kitabın “İsmin Kaderini Nasıl Etkiliyor” hayırlı olsun. Bu kitabın ortaya çıkış serüvenini anlatır mısın bize?

Teşekkür ederim sevgili Pelin. Hayatımın en zor, en dibe çekilmiş, elimdeki tüm maddi değerleri kaybettiğim bir döneminde çıktı bu kitap. Ben ki gecenin karanlığının aydınlığı müjdelediğini bilen bir ruh olarak hep sabır ve şükürle kaldım bu dönemimde bile. Küçük bir çocuğum var, Rabbimin bana en güzel emaneti dediğim güzel oğlum… Hayatta kalmak direnmek için sağlam sebeplerim vardı. Ben de içimdeki güce tutundum. İçimde yıllardır yankılanan aşkın sesine açtım yüreğimi.

Bir şiir gibi yazılır hayat… Suya yazı yazmak ve sonra o suyu içip yüreğime nakış gibi işlemek için yazdım bu satırları. Hamım diye pişmeyi bekleyip durdum hep! Hep yeterince mükemmel değilim diye erteledim akışı… Ta ki o ana kadar. Hangimiz düşmüyoruz bu hataya? Hangimiz korkularımızın kurbanı olup hayat amacımızı fark etmeden bir ömür kısırdöngü içinde kalmıyoruz? O döngüden çıkanlar bile hayatlarının bir döneminde o haldeydiler.


Dibi görmek, yükselmek için en sağlam kuvveti vermiş hep talep edenlere… Peki senin kişisel yolculuğun numeroloji ile ilgilenmeye nasıl ulaştı? Sihirli değnek nasıl değdi sana?

Okuduğum yüzlerce kitap ve karşılaştığım onlarca öğretmen ve tüm hayat deneyimlerim bana kişinin önce kendisini tanımasının önemini ve tüm yolculuğun kendinle başlayıp kendinde bittiğini işaret etti. Uzun yıllardır tefekkür ettiğim hayatın gizemleri ve kişinin kendini tanıması üzerine çalışmalarımı yoğunlaştırdım. “Kendini bilen Rabbini bilir” desturu ile yürüyorum yolu. Önce kişi kendini bilecek. Akabinde bu biliş Rabbini bilen hali doğurur. Ama ben Rabbimi biliyorum zannıyla kendi şişkin egosunun kurbanı olan ve spiritüel masallarla uyuyan o kadar çok kişi ile karşılaştım ki bu sözü burada yazma cüretimi buradan buldum.

İşimi bir vazife olarak yaptığım dönemlerde bir şeylerin eksik olduğunu hissettim hep. Kişisel yol ayrımıma 2007 yılında geldim. İlişkilerimin çıkmaza girdiği bir dönemde her kişinin farklı bir kişilikte olabileceğini ve iyi-kötü diye bir şey olmadığını savunuyordum. Numeroloji ile ilgili okumalarım ve araştırmalarım o dönemde ağırlık kazandı. Akabinde İnsanın Pin Kodu eğitimini alan ilk uygulayıcılardan oldum. O dönemlerde bir sorun olarak algıladığım, sistemin kurucusunun sertifikamı kullanabilmem için her ay ekstra para talebini haksız bulup sistemden beni ayırması, zamanla bir ödüle dönüştü. Böylece sertifika toplayıcısı ve birilerinin uygulayıcısı olmayı bir yana atıp asıl başarının içimdeki Yaratıcı kaynakla bağlantıya geçip sezgilerle ve aklımı kullanarak nasıl güzelleşebileceğini öğrendim. 


Sertifikalar çöpe; sezgiler, ilhamlar, ilahi yardımlar kalbe! Buna bayıldım.

Şi’ra bir şeyin uygulayıcısı, destekçisi ya da savunucusu değil. Misyonum bireylere kendilerini tanımaları ve farkındalıkları için hizmet sunmak. Tabii ki öncelikle kendimi tanımak ve şifalandırmak için girdim bu yola. Tüm öğreticilerde olduğu gibi…


Peki isim analizlerine nasıl uzandın?

İsimlerin hayatımızı ne kadar derinden etkilediğini hep bilir ve fark ederdim. Ama bir gün bu konuda bir kitap yazacağımı bilemezdim. Baktım ki hepimizin bir veya birkaç adı var. Bu isimle bilinip tanınıyor insan ve ismin her zikredilişinde o enerji daha da güçlenerek derinleşiyor. Örneğin ismi Sarp olan birini düşünün ne kadar uçurum ve zor bir kişilik tohumunun zamanla daha da derinleşeceğini anlayabilirsiniz. O kişiye Sarp diye diye o daha da sarplaşacak. Mana boyutu bir yana bir diğer taraftan harflerin evrensel ritimleri, titreşimleri ve karakterleri var. Her isim de bu titreşimlerden belli bir frekans kodu ile oluşmuş halde. Ve her bir frekans belli kapıların anahtarlarını açabilen bir kilit gibi işlev görüyor.

Bu konuyu yazmaya başlamadan evvel, kendi adımı yeniledim. Hikâye şöyle gelişti: Şi’ra Mercan Özgür – 2011 yılının son döneminde tamamen sezgisel olarak ismime Şi’ra ismi ilhamla eklendi. Uzun yıllardır konuştuğum yıldızlardan bir tanesiyle bu sefer daha da derin sohbet başladı aramızda. Ve diyordum ki bir kızım olsa adını Şi’ra koyardım. Sonra içimdeki ses, bir kızın olmayacak, o isim senin dedi. Eyvallah dedik ve ismi sevgiyle aldık. İlk etapta sadece Facebook’ta kullanıp bir deneme yapmaya karar verdim ama her ne olduysa o ismin hayatıma girmesiyle birlikte kaderimde çok hızlı bir değişim ve dönüşüm süreci aktive oldu. Yıllardır kitap yazmayı ister ve bir türlü toparlayamazdım. Şi’ra ile birlikte bu kanalım aktive oldu ve ismimdeki 3. göz alanı daha da önem kazandı. Sezgisel dünyam dengelenmeye başladı. Hayat yolumu kolaylaştıracak kişi, olay ve durumlar hızla karşıma çıkmaya başladı. Bu haliyle ismimde tüm çakralara ait sesler aktive oldu. Bu aktivasyon içimdeki denge duygumu artırdı. şİrA mErcAn OzgUr. Soyadımdaki noktalı harfleri de noktasız harflerle değiştirince enerjim daha da kendi merkezine döndü.

Sonra çevremde pek çok yakınıma yeni isimler konusunda yardım etmeye başladım. Attığımız her adım inanılmazdı. Kader döngüleri değişmeye başladı. Enerji frekansları yenilendi. Derin bir araştırma, tefekkür ve uygulama süreci başladı bu çalışmayla. İlahi yardımla da çok kısa bir sürede bilgiler bu kitapta toparlandı. Numeroloji bilgimi de değerlendirerek bu kitabı yazdım. Ama en çok aşktı bana bunu yazdıran. Ve biliyorum ki okuyucuma da aşk ulaştıracak bu kitabı. Her şeyin güzelliğe doğru dans etmesini dileyen, harmoniyi yaratan, canlandıran o hal, aşk…

Harika. İsim analizlerini hayatımızda ne yönde kullanabiliriz?

Kendimizi tanımak, kader örgülerimizi fark etmek için kullanabiliriz en başta. Çocuğumuza en doğru ismi seçebilmek için kullanılabilir bu bilgiler. Tıkanık giden bir hayatımız varsa sürecimizi hızlandıracak, yolumuzu açacak yeni bir ismi hayatımıza katmak için kullanabiliriz bu çalışmayı. Çocuklarımıza meslek seçiminde isim analizi ile yardımcı olabiliriz. Evlenirken alacağımız soyadının bize faydası mı zararı mı olacak öğrenmek ve buna göre adım atmak için kullanabiliriz bu bilgiyi. Yeni bir iş kurarken, ya da atılımda bulunurken en bereketli, en prestijli ismi seçmek için kullanabiliriz isim analizi bilgilerini… Bir diğer yandan yeni bir ilişkiye başlarken eş adayımızın kişiliğini, kaderini algılamak için bu bilgiden faydalanabiliriz.


Tasavvufun ve inancın da hayatında yer tuttuğunu biliyorum. Yöntemine etkileri oluyor mu?

Işığımı güzel Kur’an’dan alıyorum. Öğretmenlerim; Hz. Muhammed, Hz. Mevlânâ, Hz. Şems-i Tebrizi… Kitabımda onların sözleri, halleri, bilgileri tezahür etti ister istemez. İçimiz neyse dışa yansıyan da o oluyor haliyle. Ama isim analizi yöntemi için direkt olarak onlardan bir yöntem koydum diyemem. Bir diğer yandan kitapta Hz. Muhammed’ in isim değiştirme konusu ile ilgili yaklaşımlarını inceledim. Hz. Mevlana’nın isim sürecini inceledim. Kitabımda konuyu şöyle değerlendirdim:
MEVLÂNÂ CELALEDDİN-İ RUMİ

Sonradan isim alanlardan biri de hepimizin bir şekilde hayatına temas eden Hz. Mevlânâ’dır. Belh şehrinde doğumu ile beraber kendisine Muhammed Celaleddin ismi veriliyor. Efendimiz manasına gelen Mevlânâ ismi O’na daha pek genç iken Konya’da ders okutmaya başladığı tarihlerde verilir. Bu ismi, Semseddin-i Tebrizi ve Sultan Veled’den itibaren Mevlânâ’yı sevenler kullanmıştır. Mevlana ismi adeta adı yerine sembol olmuştur. Rumi, Anadolu demektir. Mevlana’nın, Rumi diye tanınması, geçmiş yüzyıllarda Diyar-ı Rum denilen Anadolu ülkesinin vilayeti olan Konya’da uzun müddet oturması, ömrünün büyük bir kısmının orada geçmesi ve nihayet türbesinin orada olmasındandır. Muhammed Celaleddin iken sayı değeri 3; etkileyici, pozitif, tutkulu, sözel yetenekleri güçlü, sanatçı ruhlu bir kişilikti. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi olunca ise 9 sayısı ile hümanist, âşık, kendini insanlığa, dünyayı daha iyi hale getirmeye adamış, idealist, iyilik merkezli, geniş gönüllü bir kişiliğe bürünüyor.

Şems ismi ise şöyle bir enerji taşıyor:
ŞEMS: Parlak bir güneş gibidir enerjisi. Aydınlık, sıcacık, ama zaman zaman da yakıcı, kavurucudur. Üstün zekâya ve algı gücüne sahiptir. Ruhsal gücü ve sezgileri kuvvetlidir. Dört harften oluşan bu isimdeki tüm harfler zekâ enerjisi taşır. Dünyaya bakışı ve olayları algılayışı farklıdır. Üstün güçlere ve vizyonlara sahip olma potansiyeli yüksektir. Yaratıcı projelere imza atar. Başarı odaklı ve dönüştürücü bir hayatı vardır. İletişim onların temel enerji halidir. İsimde yer alan tek sesli harf olan “e” zeka ve ifade odaklıdır. Özgürlüğüne aşırı düşkündür. Hiçbir kaba sığmaz. Sivri dilli ve açık sözlü olur. Hayattan sert dersler alırlar. Bu dersleri aşabilirlerse, olgunluk mertebelerinde en üst basamaklara ulaşabilirler.

Bu ismi taşıyan en güzel örnek Şems-i Tebrizi hazretleridir. Kendisinin ne kadar sıra dışı, zeki, sivri dilli, aşk dolu bir derviş olduğunu hepimiz biliriz. Ona bu değerleri getiren kendisine sonradan verdiği Şems adıdır. Bu ad onun kaderinin enerji tohumudur adeta. Oğlum Şems de Konya’ya çağırılışımın 4 ay ardından rahmime bu isimle düştü. Daha ilk andan adının Şems olduğunu içimde yankı yankı duydum ama zorluğu itibari ile hep kaçışlar ve alternatifler düşündüm. Lakin olması gereken oldu o adını alıp bu dünyaya hoş geldi.


Tam da bu noktada şu soru akla geliyor: isimlerimiz önceden belli midir? Yoksa tesadüfi süreçlerle mi verilir?

Her birimizin adı Levh-i Mahfûuz’ da, kendi kitaplarımızda kayıtlıdır. Hiç kimseye ismi tesadüfen verilmez. Ruhun yaşayacağın kaderin bilgisine sahiptir. Bu bir enerji halidir. Ve sen daha doğmadan önce üst boyutta belirlenmiş olan adını, annen, baban, halen, komşun, kardeşin vs sana koyarlar. O ismi onlar kendi bilinci ile vermez. Bilinçaltı bağlarla o ismin bilgisi onlara iletilir ve onlar kendilerine nerden geldiğini bilmedikleri o ismi (o titreşimi) sanki kendileri düşünmüşçesine sana koyarlar.

Hz. Muhammed, “Çocuklarınıza güzel isimler verin” der. Bu göründüğü kadar basit bir tavsiye değildir aslında. Güzel isim taşımak kişiye nasıl bir kader, karakter katacaktır, bunu derinlemesine düşünmek gerek. Çevremizdeki insanların hayatlarına bakıp isimlerine göre kişiliklerinin ve yaşantılarının nasıl şekillendiğini inceleyebiliriz.

Peki isimler kaderimizi nasıl etkiler?

İsmi “Kader” olan biri genelde olumsuz bir kader yaşar, tereddütlü ve med-cezirli bir hayatı olur. “ka” hecesiyle kariyerinde başarı taşıma potansiyeline rağmen, manadaki ağırlık nedeniyle genelde melankolik ve acılı olabilir.
İsmi “Ayşe” olan biri ise tuttuğunu koparan, başına buyruk, atılgan ve çalışkandır. Bir diğer yandan geçmişi hiç unutmayan ve hayattan sert dersler de alan biridir. Ama bu aldığı dersler onu olgunlaştırır.
İsminizdeki her harf karakterinizi yansıtır. Ancak bulundukları konumlar etkilerini değiştirebilir. İsminizin (doğum anında aldığınız adın) ilk harfi karakteriniz üzerinde en güçlü etkiye sahiptir. Hayatta fırsatlara olan yaklaşım şeklinizin tarzını bu harf belirler.

İsminizin (ilk adınızın) son harfi, başladığınız bir projeyi bitirme ile ilgili yeteneğinizi ve yaklaşımınızı ortaya koyar. İsminizin ilk ve son harfi, bir projeye başlama ve başarıyla bitirme kapasitenizi gösterir.
İsminizin (doğum anında aldığınız adın) ilk sesli harfi kimliğinizin derin yönünü temsil ederi. Gizli olduğu halde güçlü bir şekilde sunulan Kalbinizin Arzusu, haritanızdaki en önemli enerjilerden biridir. Bu yön kolaylıkla dışa yansıtmadığınız halde kimliğinizin çok büyük bir bölümünü açıklar. Bu özelliğiniz çoğunlukla yakın akrabalarınız ve arkadaşlarınız tarafından bilinir. Bazen de sizden başka kimse bilmez.

Manaları ayrı etki eder; harf titreşimleri ayrı; rakam değerleri de ayrı tesir eder kaderimize. Bu üçünün toplamından ortaya çıkan şekil de kaderimizin gizemli kapısının anahtarıdır adeta. Kitapta 100 e yakın örnek isim analiz edildi. Ama her isme yer vermek mümkün değildi doğal olarak. Güzel olan şu ki bilgim olan her şeyi geldiği gibi okuyucumla paylaştım. Herkes oradaki bilgileri kullanarak kendi adını analiz edebilecek. Harflerin enerjisini öğrenip hayatını ona göre şekillendirebilecek.
Okuyucumu kendime bağımlı kılmak istemedim. Ve bilgi hepimize ait olan ortak enerjidir bu bilinçle paylaşımda bulundum. Ama yine de bana danışmak isteyen, çok daha ciddi adımlar için detaylı çalışmalar yaptırmak isteyenler için bireysel danışmanlık hizmetleri de sunmaya devam ediyorum. Bu konuda benimle irtibat kurmak isteyenler blogumu ziyaret edeblirler. http://mistiknumeroloji.wordpress.com/

Mia Pelin Özdoğru