Bilinçaltı Dönüşüm Uzmanı Güneş Tan, çok farklı spritüel öğretilerle uzun süredir haşır neşir bir isim. Uzun zaman önce kendi yaşadığı hastalıklara enerji teknikleriyle şifa bulan Tan, kendi geliştirdiği ARTT ‘Akashic Records Transformation Technique’ yani ‘Akaşık Kayıtları Dönüştürme’ tekniği ile danışanlarının yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor. Kendi bulduğu ve marka tescili yaptırdığı ARTT Tekniği ile ilgili merakımı Güneş Tan’a yönelttiğim sorularla bir nebze olsun gidermiş oldum. Sorunu ne olursa olsun danışanlarının tekniği uyguladıktan sonra yaşamlarının değiştiğini gözlemleyen Tan ile kendi tekniğini, şifa bulma ihtiyacımızı ve bilinçaltının gücünü konuştuk.
Öncelikle biraz sizi tanıyabilir miyiz?
Lise eğitimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra Amerika’da resim eğitimi aldım. Hayatımın 20 yılını Amerika’da geçirdim. 1990′lı yıllarda derin majör depresyon, yoğun panik atak, fibromiyalji, romatoid arterit, huzursuz bacak sendromu, karpal tünel sendromu, bağışıklık sistem zayıflığı, bel ve boyun fıtığı gibi hastalıklarım oldu. Bu enerji uygulaması ile tamamen iyileştim. Tüm dünyayı dolaşarak çok çeşitli eğitimlere, workshoplara katıldım. 40’ın üstünde tekniği uzmanlığıma kattım. Daha sonra bu alanlar üzerinde çalışmaya başladım. Ancak pek çok tekniğin elde ettiği sonuçların belli bir süre iyilik hali yarattığını veya sadece bir farkındalık oluşturduğunu gözlemlediğim için, daha etkili, zihin teknikleri geliştirdim. En son geliştirmiş olduğum ve adına marka tescili yaptırdığım; ARTT ‘Akashic Records Transformation Technique’ yani ‘Akaşık Kayıtları Dönüştürme’ tekniğini geliştirdim. Sisteminin; istediğim, hedeflediğim hızlı, radikal, kalıcı dönüşümü oluşturması, kolayca uygulanabilir olması rüyamın gerçekleşmesini sağladı.
Peki ‘Akaşik Kayıtları Dönüştürme Tekniği’ nedir?
Her şey zihinde başlar ve zihinde biter. Bedenimiz ve hayatımız zihnimiz tarafından yönetilir. Bu sistem, kişinin yaşamış olduğu olayın onda yarattığı her bir negatif duygu ve düşüncenin elektriğini boşaltması için kişiyi yönlendirir. Danışan tarafından verilen tüm olumsuz elektriği olan duygular kendi zıtları olan olumlu elektriğin duygu ve düşünceleri ile kaynaştırılır, nötrlenir. Böylece kişide yaşadığı olayla ilgili sadece ‘Bir’ olumlu duygu kalır. Bir seansta ortaya çıkan yaşanmış bir olay ki bu anne karnına düştüğü andan önceki yaşam deneyimine ait de olabilir, kişi otomatik olarak problemine neden olan kaynağı hatırlar ve buna neden olan yaşam programındaki negatif yaşam kodlarına ulaşır. Benzer bir olay yaşasa bile artık bu duygu onu etkilemez. Çünkü seans sırasında yaşadığı negatif ve pozitif ikili duygu ve düşünceler artık nötr olmuştur. O andan itibaren o duygular kalıcı bir şekilde pozitife dönüşmüştür. Böylece gelecekteki olaylar yeni oluşmuş olan pozitif duygu ve düşüncelerin etkisi ile gelişecektir. Bilim adamları yapılan araştırmalarla anıların hologram olan beyinde depolanmadığını, Atalarımızın yaşadığı duygu, düşünce ve bilgi birikimlerine DNA’mızla bir barkot okuyan anten misali, bir alıcı ve verici gibi ulaştığımızı söylemekteler. Kuantum fiziği araştırmaları ise yaşanılmışlıkların mutlak boşlukta bilgi olarak biriktiğini evrenin sadece bilinç olduğunu söylerken, Sanskritçe yazıtlarda yaşanılan her şeyin birikimlerinin bulunduğu bir kitaptan ‘Akaşik Kayıtları’ diye bahsedilir. Burada alınan her bir nefes, yaşanılmış her bir nokta, tüm var oluşun bilgisinin mevcut olduğundan bahsedilir.
Akaşik kayıtları nedir?
‘Yaşamın kitabı’ da denilen akaşik kayıtlarına ‘evrenin süper bilgisayar sistemi’ de diyebiliriz. Bu sistem dünyada gelmiş geçmiş olan her şahsın ve yaşanılmışlığın bilgilerinin depolandığı bir alan olarak hareket eder. Olayların birikiminden çok daha fazlasına sahip bir şekilde evren tarihindeki her bir varlığın, oluşumun, insanın yaşamış olduğu her şeyin (bir hareket, kelime, his, düşünce, nefes ve niyetin) kayıtlı bulunduğu söylenmektedir. Bir anı deposundan çok daha fazlasıdır aslında. Bu kayıtlar günlük ilişkilerimiz, hislerimiz, inançlarımız ve yaşamımızda aşırı bir etki yaratır ve böylece kendimize çektiğimiz realiteleri (gerçekleri) yani geleceğimizi de etkiler. ARTT sistemi ile kişinin kayıtlarına ulaşılır, derin bilinçaltı temizliği yapılır. Kalıcı neticelere ulaşıyoruz. Zihin ve düşüncelerini kullanabilen her insana uygulanabilen, kişinin içinde bulunduğu durumu tamamen değiştirebilen, fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkların, yaşamsal bozuklukların, kısır döngülerin, tüm kayıtlarda kalıcı olarak olumluya dönüştürülmesine ve eski halinin tamamen değişmesine vesile olabilen bir tekniktir. Kısacası geleceğimizi ve yaşamımızın kalitesi değiştirir.
Bu sistem ile size gelen kişinin yaşamış olduğu olumsuz duygu yaratan anısı nötrleniyor. Bu ne şekilde oluyor? Buna bir nevi bilinçaltını temizleme çalışması diyebilir miyiz?
Bu sistem kişi kendinde var olan neyi değiştirmek istiyorsa onu değiştirebilen bir uygulamadır. Mesela; inanç, düşünce, duygu, bir yaşanmışlık, birinden nefret etmek, kişinin karakterindeki onun istemediği ne varsa değiştirebiliniyor. Hatta zihinde var olan dikkat dağınıklığı veya rakamlarla problem yaşanması veya öfkenin kontrol edilememesi gibi durumlar da tamamen düzeliyor. Bilinçaltındaki bilgiler değiştiriliyor, olumsuz olanların yerini doğal bir şekilde ve değişmemek üzere olumlular alıyor.
Bu teknik ile hangi sorunlar çözülebiliyor?
Sağlık problemleri ve fiziksel rahatsızlıklarla ilgili olumlu sonuçlara ulaşılabiliyor. Mesela alerjiler, kanser, Behçet rahatsızlığı, vertigo, MS rahatsızlığı, astım, fibromiyalji, romotoid arterit gibi her tür rahatsızlığa fayda verebilir. Evlilik ve aşk problemlerinin çözümünde, yaşam kalitenizi yükseltmekte, seksüel problemlerde etkili. Psikolojik problemlerde obsesyon, korku, fobiler, depresyon, panik atak, manik depresyon alanında etkili. Bağımlılıklardan kurtulmak, para ve işsizlik problemleri,
sınav başarısını artırma, kundalini enerjisini aktive etmek için etkili bir tekniktir.
Bu tekniğin başarılı olabilmesi için danışanınızın da değişime karar vermesi etkili midir?
Evet, değişime kararlı olması onun seanslara devam etmesini sağlayıp sonuca ulaşmamızı sağlayacaktır. Bilinçaltında atalarımızın yaşadığı bilgiler yüzyıllardır nesilden nesle aktarılmakta olduğu için bilinçaltı bu bilgilerin değişmesini istemez. Bu yüzden dayak yiyen kişi bir türlü bırakamaz eşini. Bildiği şeylerdir yaşadıkları ve eşini yani yaşamakta olduğu durumu bırakmamak için hep kabahati kendinde bulur. Kalıcı bir değişim oluşturduğu için ARTT sistemi, çalışmaya gelen kişilerin buna hazır olmaları, belli bir bilinç düzeyinde veya istikrarlı bir istek içinde olmaları onların hedefe ulaşmalarını sağlayacaktır.
Bugüne kadar deneyimlediğiniz seanslardan yola çıkarak bize şu sıkıntılar şundan kaynaklanıyor gibi püf noktaları verebilir misiniz?
Ruh bedene girdiğinde o bedenin sahip olduğu yaşam programının bilgilerine mahkûmdur. Herkeste istisnasız özgüven eksikliği vardır. Özgüven eksikliği sürekli yaşanmaz tabii ki, zaten her duygu belli bir süre yaşanır sonra kendini tamamen zıttı olan bir duyguya bırakır. Hayat birbirinin zıttı duygu ve düşüncelerin arasında gidip gelerek yaşamaktır. Evrende zıtlık vardır, zıtlık yaşanır, içinde bulunduğumuz evrenin programı budur. Yaşanılanların bir nedeni yoktur sadece programda var olanlardır. Her birimiz o kadar orijinaliz ki, sizden bir tane daha yoktur! Seanslar son derece ilginç geçiyor ve devamını merak ettiğiniz ‘arkası yarın’ dizileri gibi oluyor. Yaşanılan bir durumla ilgili, bu durumun nerden kaynaklandığına şahsı geçmişe yönlendirdiğimde, ya atalarını görüyor ve sülalede kimlerde bu durum nasıl yaşanmış gözlemliyor ya da bir geçmiş yaşama gidiyor ve o yaşamında nasıl oluşmuş benzer olaylar onu görüyor. Buradan devam ediyoruz geçmişteki bu durumları çalışıp temizliyoruz.
Son zamanlarda ortaya çıkan birçok spritüel öğreti var. Ve bu insanlarda kafa karışıklığına neden olabiliyor. Kişi kendi için en uygun tekniği nasıl çözebilir?
Evet, pek çok teknik ve öğreti var ama dikkat ederseniz, incelediğinizde hep sanki aynı uygulamanın bir şeyi değiştirilmiş ve tatbik ediliyor durumu var. İnsanlar aşamalı olarak bir bilgiye ulaşmakta, mesela benim 15 yıl önce umutla sarılıp öğrendiğim ve bende tükenen bir tekniği başka birisi şimdi rastlıyor ve benimseyip uygulayabiliyor. Her bir aşamada bilinç biraz daha açılıyor. 1970’lerde Kuantum matematiği araştırmaların da atom altı parçacıklarının çekirdeğin etrafında dönen elektronun hem dalga özelliği hem de parçacık özelliği gösterdiğini ve hatta var olmasını bile gözlemcinin etkilediğini fark ettiler. Araştırmacılar elektron bir görünüp kaybolduğunda Amerika’da “Düşününce oluyor!” furyası başladı. Düşünce gücü ile ilgili birçok teknik ve kitap çıktı, film yapıldı. Ancak şu dikkate alınmadı ki yaşanılması gereken bir programı var! Her birimizin ve istenilen bir şey bu programımıza uymuyorsa istediğiniz kadar düşünün, defter tutun, seremoniler yapın, yazılar yazıp, resimler yapıştırın isteğiniz olmayacaktır. Programdaki kodlamayı, bilgiyi değiştirmedikçe istek gerçekleşmez.
Bir seans ortalama ne kadar sürüyor ve etkisini ne kadar zamanda gösteriyor?
Bir seans normalde 2 saat sürmektedir ancak nadirde olsa çok dirençli bilinçaltı olan kişilerde daha uzayabiliyor. Etkisi hemen sonraki günlerde kendini gösteriyor. Seanstan sonra gözlem yaptıkça ne kadarı değişmemiş ise kişi onu fark eder ve onun üzerine çalışılır.
Bugüne kadar pek çok eğitim aldınız ve kendi tekniklerinizi zaman içerisinde geliştirdiniz. Tüm bu yöntemler arasında en çok talep gören eğitim hangisi oluyor?
Ben sadece ‘Cennetin Dokunuşu’ ve ‘ARTT’ sistemini kullanıyorum. Eğitim olarak da bunları veriyorum. Çünkü doğru ve kalıcı netice vereni öğretmek benim insanlığa olan vazifem diye düşünüyorum.
Yakın zamanda gerçekleştireceğiniz bir seminer, kitap projesi var mı?
Seminerlerimin tarihlerini www.gunestan.com adlı web sitem üzerinden yayınlıyorum. Kitabımı tamamladım ve yayınevleri ile görüşme aşamasındayız. Aynı zamanda İngilizce’ye çeviriyoruz. O yüzden tam tarih şu an için veremiyorum.