Başarı için kımıldamalıyız! Çünkü ne kadar aktif davranırsak, kendimizi de o kadar güvende hisseder ve “uygun koşulların” oluştuğunu görürüz.

Hepimiz zaman zaman zorlayıcı durumlarla karşılaşırız. Kötü sonuçları, olumsuzlukları “şanssızlık” gibi genel bir şikâyet olarak düşünmek kolaydır tabii. Aslında, her zaman gereken ve uygun şekilde davranmak zorlayıcıdır ve ne yazık ki, bunu başaramadığımız anlar olur. Moral bozukluğu, engele toslamak ya da daha başka bir nedenle pasif davrandığımızda ve işlerimizle gerektiği gibi ilgilenemediğimizde, çoğu kez şanssızlığı davet eder ve olumsuz gelişmelerle yüz yüze geliriz.

Kötü şansı açıklayacak bir neden her zaman için bulunabilir. Başarısızlıklarımız için ailemizi ya da toplumu suçlarken, farkında olmadan bazı korkular besleyip beslemediğimiz türü sorgulamaları ise pek yapmayız. Sonuçta, mutlaka suçlayacak birilerini buluruz ama o zaman da, olaylara içeriden bakmayı başaramayız. Shakespeare’in dediği gibi, “Kabahat yıldızlarımızda değil, bizim kendi içimizdedir.”

Aslında, bunları bir yana bırakıp yaşamlarımızı daha iyiye taşımanın yollarını araştırmalıyız. Uzman görüşlerine göre, iyi durumlar yaratmaktaki becerimizi bir kez fark ettiğimizde, bunun devamı gelecektir. Fırsatları fark edip değerlendirmek, bizim için eskisinden daha kolay olacaktır. Çünkü artık yaşamımızı iyi yönde değiştirebileceğimize inanıp bu güven duygusuyla da, iyi şansımızı yaratabiliriz.

Bu aşamada, alternatiflerimizi bol tutar, etkin davranır ve hareket halinde olursak, iyi şansı yakalama ve başarı sağlama şansımızı da o oranda artırabileceğimizin altı çizilmektedir. Yine, uzman görüşlerine kulak verirsek, herhangi bir işle uğraşmak, üzerimizdeki gerilimi akıtmak bir yana, kendimizi yararlı hissetmemizi sağlar ve bu, iyi bir başlangıçtır.

Daha ciddi olarak, sürekli aynı sorunlarla boğuşuyor ve yaşamın belli bir alanında şansın yüzümüze gülmediğinden yakınıyor olabiliriz. Hiçbir zaman yeterince iyi kazanç sağlayamamak, hep kötü ilişkiler yaşamak gibi… Aslında tekrarın, ciddiye alınması gerekli en bariz uyarı olduğundan söz edilmektedir. Anlaşılan o ki, yaşamın o alanında bir değişiklik yapmamız kaçınılmaz, en azından tutum ve davranışlarımızı gözden geçirmemiz gereklidir. Bu arada, kendi yükümüzü sırtlamayı da unutmamalıyız. Olumsuz sonuçlar elde etmemizde bize düşen pay nedir? Eğer bir özeleştiri yapar ve hatalarımızı saptarsak, kötü durumları iyileştirmek için yapmamız gerekenleri de anlayabiliriz. Örneğin, çoğu arkadaşınız sürekli problemler yaşıyordur ve bu nedenle, sosyal aktiviteler sizin için keyif verici olmaktan uzak hale gelmiştir. Durmaksızın sorunlarından yakınan kişilerce, deyiş yerindeyse, duygu vampirleriyle kuşatıldığınızda, yaşam enerjinizin emildiğini hissedersiniz ve yavaş yavaş duygusal açıdan tükendiğinizi fark edersiniz. Bir an olsun durmalı ve sizi, bu kişilerle zaman geçirmeye iten nedenlerin neler olduğunu saptamaya çalışmalısınız.

Uzmanlar bu tür bir durumun genel açıklamasını yaparken, zor işlerden kaçabilmek için, her ne kadar hoş anlar yaşadığımızdan söz edilemese de, bütün zamanımızı arkadaşlarımıza ayırmayı tercih ettiğimizi söylerler. Tabii, sizin sorununuz ya da yaşamınızın aksayan yönü daha başka bir belirimle ortaya çıkabilir. Ama temel olan, çok mu pasif davrandığımızı kendimize sormamız gerekliliğidir.

Yine, örneğin, canımızı sıkan bir durum olduğunda, belli kaçış stratejileri geliştiririz. Arka arkaya romantik komediler izler, bilgisayar oyunlarının labirentinde yiter gider, patlayıncaya kadar yemek yer, tropik bir adada olduğumuzu hayal eder, çılgınca alışverişler yapar veya buzlu bir burbonla gevşemeye çalışırız. Bu tür şeyleri, kendimizi kötü hissettiğimizde yaparız. Uzmanlara göre, hayal kırıklığına uğradığımızda bu şekilde davranır ama iyi şansı yakalamayı da zorlaştırırız. Böylesi anlarda, anlamsızca şeyler yapmak yerine, kendimizi daha yetenekli hissedebilmemizi sağlayacak uğraşılara yönelmemiz önerilmektedir. Sözgelimi, karmaşık halde duran bir çekmeceyi düzenleyebilir, kitaplığımızı yerleştirebilir veya çiçeklere bakım yapabiliriz.

Sonuçta, yararlı bir iş yapmanın olumlu duygular uyandırdığı söylenmektedir. Böyle önemsiz aktivitelerle uğraşmak, giderek daha kendimize yeter ve güvenli hale gelmemizi sağlayabilir; zamanla, küçük faaliyetlerin yerini daha önemli girişimler ve değişiklikler alabilir ve böylece yaşamlarımızı sahiplenirken, bir an gelip baktığımızda, iyi şans zincirinin bir halkası haline geldiğimizi görebiliriz.

Konuk Yazar