İngiliz elektronik dans müziğinin efsanevi ikilisi Pet Shop Boys, bu yıl itibariyle birlikteliklerinde 27 yılı geride bıraktı. Grubu “efsanevi” diye nitelendirmek yanlış olmaz zira müzik otoriteleri de Pet Shop Boys’u, İngiliz müziğine yaptıkları katkılardan ötürü, 2009 Brit Ödülleri Töreni’nde bir “ömür boyu başarı” ödülüyle onurlandırdılar.

Neil Tennant ve Chris Lowe, elektronik eşyalar satan bir mağazada tanışıp aynı tarz müzikle ilgilendiklerini keşfettikleri sırada Neil, “Smash Hits” dergisinde editörlük yapıyor, Chris ise bir mimarlık firmasında çalışıyordu. 1981 yılında güçlerini birleştirerek Pet Shop Boys’u kuran ikili, tahmin ettiklerinin çok ötesinde bir başarı yakalayacaklardı.

Gruplarına önce “West End” adını veren, daha sonra evcil hayvan dükkanında çalışan arkadaşlarından esinlenerek Pet Shop Boys isminde karar kılan Neil Tennant (çoğu zaman vokallerde, ara sıra klavye ve gitarda) ve Chris Lowe (çoğu zaman klavyede nadiren de vokallerde), yaptıkları müzikle -bu zamana kadar-, dünya çapında 50 milyonu aşan satış rakamına sahip olmakla kalmayıp, West End Girls,” It’s a Sin,” Always on My Mind ve Heart gibi 1 numaraların yanısıra pek çok hit single’a da imza atarak defalarca altın ve platin plak kazandılar.

“Yes”, Pet Shop Boys’un 10. stüdyo albümü… Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan yeni albümde Pet Shop Boys tarihini özetleyen 11 yeni şarkı var; özellikle de ilk single “Love, etc.”yı duyduğunuz anda yerinizde durmanız imkansız. Peki, 1986 yılında çıkan ilk albüm “Please”den bu yana neler değişti, yeni albüm “Yes”, Pet Shop Boys hayranlarına neler vadediyor, ünlü ikili tekrar Türkiye’ye gelmeyi planlıyor mu? Pet Shop Boys üyesi Neil Tennant’la yaptığımız röportaj, 80’lerden bugüne, Pet Shop Boys’la tanışıklığınızı yeniden gözden geçirmenizi sağlayacak:

F.A.: Mr. Tennant, siz Pet Shop Boys olarak hiç şüphesiz pop müzik dünyasının en başarılı ikililerinden birisiniz. Geçtiğimiz Şubat ayında düzenlenen Brit Ödülleri Töreni’nde de onur ödülü aldınız. Bu, size neler hissettirdi ve geriye, 20-30 yıl geriye dönüp baktığınızda müzik piyasasında size göre neler değişti?

N.T.: Aslında ödüller bizim için çok fazla bir şey ifade etmiyor çünkü bazıları öylesine verilen sahte ödüller olabiliyor ama bu ödül farklı… Bizim 25 yıldır ortalarda olmamız ve bunun müzik piyasası tarafından takdir edilmesi çok hoş. İnsanların albümlerimizi alması, konserlerimize gelmesi ve hatta bizimle bağlantısı olmayan plak şirketlerinin bile bizi farketmiş olması… Bunlar son derece sıcak duygular…Son 25 yılda müzik dünyasında pek çok değişim yaşandı ama ana değişim tabii ki internet. İnternet müziğin dağıtımı ve paylaşılması için yeni kanallar açtı. Bu bence herşeyi değiştirdi.

F.A.: Evet, internet gerçekten çok önemli, örneğin artık isteyen herkes kendi müziğini yapıp, internet aracılığıyla paylaşıma açarak kendini “rock star” gibi hissetmeye başladı. Bunun sizce müzik piyasasına etkileri neler?

N.T.:Bence müzik piyasasını asıl etkileyen şu; geçenlerde örneğin bir istatistik yayınlandı, buna göre; 2008’de internet üzerinden yaklaşık 80 milyar müzik işlemi gerçekleştirilmiş, bunların sadece %5’ine para ödenmiş, %95’i için bir ödeme yapılmamış. Bunlar hayret verici rakamlar.

F.A.: Yeni albümünüz “Yes” (Evet) adını taşıyor. Neden böyle bir isim seçtiniz, dinleyicilerinizin bu albümde neler bulmasını bekliyorsunuz ve şarkıları yazarken nelerden ilham aldınız?

N.T.: Yeni albümümüzün adı “Yes” çünkü bu albüm genel olarak pop müzik dinleyenlerin beğeneceği klasik bir pop albümü değeri taşımakta. Ve, albümün tamamını tek bir kelimeyle özetlemek istedik, o kelime buydu: “Evet!!!” Aynı zamanda Pet Shop Boys müziğinin yeniden doğrulanması anlamını taşıyor. “Bu müzik düşündüğüm gruba mı ait?” “Evet!!! Pet Shop Boys!” Albüm, bir toplama albüm hissi veren farklı şarkılardan oluşuyor. Taze ve enerjik bir sound yakalamaya çalıştık genel olarak. Özellikle ikinci yarıda daha deneysel bir tarz denedik. Sonuçta pop müziğin farklı formlarının bir karışımı ortaya çıktı.

 

F.A.: Peki, şarkıların temaları ne, genel olarak?

N.T.:Albümün ilk şarkısı olan “Love, etc”, günümüzde sevgi ve arkadaşlığın içinde bulunan, sizi mutlu ve tatmin eden diğer şeylerle ilgili; alışveriş, tüketim, ünlüler gibi… Diğer pek çok şarkıda da aslında ana temayı “modern dünyada yaşamaya çalışmak” olarak özetleyebiliriz. “Building a Wall”, insanların nasıl kendilerini kapatıp dünyada olup bitenlerden uzak kalabileceğiyle ilgili bir şarkı. “King of Rome”, gerçek yalnızlık hakkında,“More than a Dream”, kendinizi nasıl değiştirebileceğinizi, böylece belki dünyanın da insanların iyimser yaklaşımıyla nasıl değişebileceğini anlatıyor. “Vulnerable” da adı üstünde savunmasız, yara almış biri hakkında, bu aslında bir aşk şarkısı. “Did You See Me Coming?”, cinsel çekimle ilgili bir parça, birini gördüğünüzde ondan etkilenmenizle ilgili… Bunlar albümdeki bazı temalar.

F.A.: Bu albümde bildiğim kadarıyla önemli konuk müzisyenler de var…

N.T.: Evet, öncelikle Johnny Marr, kendisi bizim çok sevdiğimiz bir arkadaşımızdır ve bu albümde gitar ve armonica çaldı. Albümdeki müthiş şarkılardan biri, benim favorim “Pandemonium”da armonica çaldı ve daha önce şarkılarımızda bu enstrümanı hiç kullanmamıştık; sonuç gerçekten harika oldu, müziğe farklı bir tat kattı. Ve tabii albümün prodktörlüğünü yapan “Xenomania” ekibi… Bu müzisyenler özellikle İngiltere’de çok ünlüler çünkü başarılı Girls Aloud singlelarına imza attılar; onlar da albüme kattıkları elektro-pop sounduyla farklı bir canlılık getirdiler.

F.A.: Xenomania ekibiyle çalışmak nasıldı?

N.T.: Çok eğlenceliydi… “Love etc.”yı oluştururken birlikte 3 şarkı daha yazdık, “Love etc.”yı da zaten beraber ortaya çıkarmıştık. Gerçekten ilginç bir deneyimdi ve büyük ihtimalle Chris ve ben tekrar bu ekiple çalışacağız.

F.A.: Turne planları ve yaz konserleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz? Türkiye’ye tekrar gelme planlarınız var mı?

N.T.:Çok isterim. İstanbul’a zannediyorum 4 yıl falan önce gelip çaldığımızda çok memnun kalmıştık, tekrar gelip bir konser vermeyi isteriz. Şu anda turne programı kesin değil, o yüzden konserlerle ilgili bir şey söyleyemiyorum.

F.A: Şimdi, biraz kişisel bir soru sormak istiyorum… Sizin en favori Pet Shop Boys albümünüz ve şarkınız hangisi? Benimkiler; “Please” ve “Suburbia” örneğin:)

N.T:Gerçekten mi? Benim favori Pet Shop Boys albümüm, “Introspective” ve favori Pet Shop Boys şarkım da… Aslında çok ünlü bir şarkı değil, “Battleship Potemkin”den “No Time for Tears”. Çok güzel bir şarkıdır.

F.A.: Son olarak Türkiye’deki hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?

N.T.:Onlara selam söylüyorum, umarım yeni albümü beğenmişlerdir. Ve, umarım gelecek turda tekrar Türkiye’ye gelip çalma şansımız olur.

F.A.: Çok teşekkürler…

Fulya Akbuğa