Ey sevgili Eyjafjallajökull. Adını yazarken bile kanırttığın insanoğlundan sana selam olsun. Varlığını tanıtman için patlaman gerekliymiş demek ki, eh artık insanlık seni kolay kolay unutamayacak 21. Yüzyıl volkanı.

Sen patlamadan önce, gurur duyduğumuz bir uygarlığımız vardı. Teknolojimize tapıyorduk, hele ki dünyanın bir ucundan diğer ucuna bizi hızla taşıyan uçan makinelerimize bayılıyorduk; onlar bizim “ilerleyişimizin” doruk noktalarındandı. Ama sen bir patladın, hepsi iki seksen yerde kaldılar; bizler de devasa havaalanlarımızda aval aval bakakaldık öylece.

Sen patlamadan önce, büyük şirketlerimiz milyarlarca dolar kazanıyorlardı, o uçan makinelerden ve onlara bağlı ekonomik sistemlerden. Sen tabii uykunda uyurken, Dünya, insanlığın kar hırsının elinde fon oldu. Karımızı arttırmak ve daha da büyümek uğruna, senin de bir parçası olduğun bu gezegeni mahvettik; insanlığı ise hiç sorma, zincirsiz köleler olarak yaşamlarımıza devam etmeye çalışıyoruz, hangi sınıftan olursak olalım. Ama sonra bir gün bir yanardağ patlıyor ve makine gibi işleyen tüm sistemlerimiz alt üst oluyor ve ışık görmüş tavşanlar gibi kalıveriyoruz öylece işte. Sen, anlayanlar için, halen sabredip çok fazla sesini çıkartmasa da, doğa ananın kükrediğinde neler yapabileceğini hatırlattın bizlere. Ama gerçi kaç kişiye? Geri kalanı, sadece sana küfretti ve külleri dağılsa da yolumuza devam etsek dedi. Evet, onların da gidecek evleri vardı, diyeceğim bir şeyler yok buna, ama insanlık olarak gerçek evimizi çoktan unuttuk, burada sorun var valla.

Sen patlamadan önce, bu dünyada bir 2012 tartışması yaşanıyordu. Yok kehanetti, yok saçmalıktı, yok Mayalar böyle demiş de, dememiş de; bir tartışma sürüp gidiyordu. Ama çok çok az kişi bakıyordu tarihte olup bitenlere ve bu olup bitenlerden, bugünleri anlatıyordu işte. Tefe konuldular, tıpkı sen patlamadan önce çekilmiş sayısız felaket filmindeki uyaranlar gibi; onların da derdi felaket tellallığı yapmak değil, uyarmaktı milleti. Şimdi endişe içinde, umarız Eyjafjallajökull diğer arkadaşlarını uyandırmaz; hele ki İtalyan kardeşleri Etna, Vezüv ve Stramboli’yi hiç kıpraştırmaz diye etmekteler dua. Aman n’olur, bu İtalyanlar fazla sıcakkanlı olurlar, sen orada takıl kendi başına.

Sen patlamadan önce, bir haber yayılmıştı buralara. Hem de Mayalardan falan değil, söylemişti bunu bize sevgili NASA. 2012’de bekleniyormuş büyük bir güneş patlaması. O çok sevdiğimiz cep telefonları, bilgisayarlarımız, internetimiz çalışmaz olacakmış bir süreliğine şimdiden düşsün bunun tasası. Bir yanardağ patladı diye, darmadağın olan “modern” dünyamız, böyle bir durumda nasıl altüst olur; durum şimdiden önlem alınası. Peki doğa azıcık yüzünü gösterdiğinde madem darmadağın oluyorsunuz, neresi ultra modern bu medeniyetin diye soracaksın? Sadece görüntüde ustam, sadece görüntüde. Ruhlarımızı kurban ettik bu teknolojik oyuncaklar, para ve güç uğruna; şimdi bize sert deneyimlerle hatırlatıyor evren durmamız gerektiğini, ama anlamıyoruz bir türlü taa en son geleceği noktaya kadar, anlamayacağız da…

Sen patlamadan önce, senin adını kimse bilmiyordu; şimdi biliyor ama kimse yazamıyor ey sevgili Eyjafjallajökull. O yüzden ben sana yeni bir ad verdim, Türkler kolayca hatırlayabilsinler diye; umarım alınmazsın ey yüce volkan “Eyvallah Yallah DöKÜLL”.

Not: Küllerimizi ortada bırakmazsak seviniriz, canım yanardağ. Ülkemde kül kontrolü yapıyor polis, yakalarlarsa basıyorlar 69 TL cezayı anında. Severim seni, aman dikkat ha!

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...