Yanlış hatırlamıyorsam Konfiçyus’un lafıydı. Kendisini bir rüyada özgürce kelebek olarak uçtuğunu görmüş, uyanınca da şunu söylemişti: “Acaba ben miydim kelebek olduğumu düşleyen, yoksa şu anda ben olduğumu düşleyen bir kelebek mi?”. Konumuzla alakası olmayan bir laf aslında, ama insani düşünmeye yöneltiyor. Kafada bir “ Acaba ?” sorusu bırakıyor.
Henüz lise yıllarında , gecenin bir vakti bir hayalet görmüştüm. Aileme heyecanla bu olayı anlattığımda gülüp geçtiler. Askerliği Tunceli, Hozat’ta yaptım. Hava ve ışık kirliliğinin olmadığı bir yerdi. Gece olunca gökyüzü önümüze sinema perdesi gibi açılır ve türlü türlü ışık oyunlarını, gök olaylarını incelerdik. Kayan yıldızlar, gezegenler ve bazen de gökyüzünde bir sağa bir sola hareket eden rengarenk ışıklar. Bu ışıklar helikopter miydiler, uçak mı, uydu mu, yoksa uçan daire mi ?
Acaba ?
Mistik dünya ile gerçek dünya aslında yanyanadır. Mistik dünya otoyoldur, gerçek dünya ise kaldırım. Kaldırım daha yoğundur, ve daha kalabalık. En önemlisi de güvenli. Bir dereceye kadar. Otoyol ise daha tenha ve daha geniştir. Ama her açıdan daha heyecanlı, ve de tehlikeli. Dünya üstündeki insanları da mistikler ve materyalistler diye ayırırsak, mistikler otoyolda, materyalistler kaldırımda yürürler. Kaldırımdakiler otoyoldakilere tuhaf gözle bakar, otoyoldakiler de kaldırımdakilere. Peki, doğru olan hangi yolda gidenler? Benim fikrime göre, ikisi de değil. Doğru olan otoban ile kaldırımın kesiştiği yerdeki yağmur oluklarında yürümek. İkisinin içinde en tenha olanı ve en az yürüneni ve de en tehlikeli olanı… Neden mi bu yolda yürümemiz gerektiğini iddia ediyorum?
Bilimsel gelişmeler ne zaman büyük bir patlama göstermiştir? Din’den ayrılıp insanların “acaba ?” sorusunu geliştirmeye başladıklarında… Deneme ve yanılma yönüyle sürekli yeni teoriler üretip “acaba doğru mu ? ” sorusunu sorduklarında. Mistik olaylardaki gelişmeler ise farklı kültürdeki dini inançların ve düşüncelerin paylaşımıyla yaşanmıştır. “Acaba bu mu daha doğru ?” şeklinde araştırmalar yapıldıktan sonra.
Şu an hala tüm üniversitelerde kabul gören Temel Fizik kitabinin önsözünde fizik konularını kısa kısa açıklar ve en altında meta-fizik kuramlardan şu kısa cümleyle bahseder: “Meta-fizik denen bir konu vardır, fakat bu fiziğin inceleme konusu değildir“. Adamlar aslında kabul ediyorlar, sadece bu bizim inceleme konumuz değil diyorlar.
Her alanda olduğu gibi esas korkulması gerekilen mistisizm ya da fizik değil, bunları en uç noktalara taşıyan insanlardır. Aşırı-materyalistlerden ve öte – mistiklerden bahsediyorum. Aslında sadece bu utanç kaynakları yüzünden iki taraf sürekli çatışmaktadır.
Geçenlerde bir UFO programı izliyordum. UFO’lar nereden geliyor teoremlerinden biri “İçi oyuk dünya, dünya içindeki bir güneş ve oradaki daha uygar bir medeniyet “ten bahsetmeleri ve buradan geldikleriydi. Yanımdaki şahıs kahkahalarla güldü bu teoreme. X-ışınlarıyla dünyanın altını üstüne çıkardıklarını , derinliklerdeki petrollerin madenlerin görüldüğünden , hayatında bu kadar saçma bir teorem duymadığından bahsetti.
Acaba?
Teoreme benim de çok fazla katıldığım söylenemez, ama belli şeyleri de öğrenmek lazım Uydudan çekilen fotolarda dünyanın sadece belli bir derinliğine kadar inilebiliyor. Ve belli bir derinlikte , geçirgen olmayan katmanla karşılaşılıyor , bunun kalınlığı değişebiliyor ama ışınlar bu katmanın altına geçemiyor ve görünemiyor. Şu anda mağma da aslında bir teori değil mi?Aramızda magma tabakasını gören var mı ? Bu oyuk Dünya’da bir teori işte. İnanıp inanmamak senin elinde. Ama kafanda bir “acaba ?” sorusunu oluşturmadan kestirip atmak, ne büyük bir hata. Bu şahıs ne kadar güzel bir 10 numara at gözlüğü taktığının farkında değil. Bir başka arkadaşım, evinin eşiğinde biraz su ve paspas altında arapça bir dua bulmuş, kendisine büyü yapıldığından şüpheleniyordu.Evine envai çeşit büyücü ve cinci çağırıyordu.Harcadığı paranın haddi hesabı yoktu, sadece büyü bozulsun diye.
Acaba ?
Bulduğu arapça yazıyı bana vermesini rica ettim.Arapça bilen bir arkadaşıma okuttum. Yazanlar “ Yüzde yüz keten, safir çorapları. Ütülemeyeniz” Su bulduğunu iddia ettiği yere baktım , zemine göre oldukça oyuktu. Büyük ihtimal sabah merdiven yıkanırken onun eşiği biraz daha çukurca olduğundan su kurumamış orada birikmişti, birisinin de bit pazarından aldığı çorapların markası paspasın altına sıkışmıştı. Zavallı kızcağızı bir türlü ikna edemedim.Tabi oraya gelen şarlatanlar karşılarında saf kızı bulunca Arapça yazıda çok kötü bir dua olduğunu söylüyorlar ve ondan sürekli para sızdırıyorlardı. Acaba ne kadar para harcamıştır büyüyü bozmak için.
Unutmayın ki hangi yoldan yürüseniz, diğer yolu zamanla unutursunuz, ve hemen yanınızdaki dünya artık sizin için miller uzağınızda kalır. Otoyolda gidenler, kaldırımı bilmez, kaldırımdakilerde otobanı… Bu yüzden kafanızda her zaman bir “Acaba ? ” sorusu olsun, her zaman araştırın, inceleyin ve asla iki dünyadan da gözünüzü ayırmayın.