Bu sayıda yeniden çok sevdiğim bir konuya, antik tarih konusuna dönüyoruz değerli okurlar. Bildiğiniz üzere derKi’de yer alan köşemizin adı SÜMER YAZITLARI, bu adın da soyadımla ilişkili olduğu bir sır değil. Soyadımızın kökenini merak etmeden geçen uzun yılların ardından, otuzlu yaşlarımın ortalarında babama, yani hayatımda tanıdığım en dürüst ve en çalışkan insana neden bu soyadını aldığını sorduğumda bana, beni çok şaşırtan şu yanıtı vermişti;

“SÜMERler insanlık tarihinin en önemli uygarlığıdır oğlum, onlar çalışkandılar, yaratıcıydılar, önemliydiler. Onlar, günümüz medeniyetinin temel taşıydılar.”

Üstelik bunu söyleyen Selanik’te doğmuş, kendi halinde bir Marangozdu. Bu yüzden ben de babamın mirasına sahip çıkıyor, soyadımı sahipleniyor ve bir anlamda SUMER kültürünün daima hatırlanması konusunu devralıyorum.

Bu anlamda, uzun zamandır elimden hiç düşürmediğim, Yazarı Samuel Noah KRAMER, çevireni de Muazzez İlmiye ÇIĞ olan bir kitap var. Adı: “TARİH SUMER’DE BAŞLAR”. Okumaya başladığınızda gerçekten de tarihin SUMER uygarlığı ile başladığına (ve bu güne kadar bir bakıma hiç değişmediğine) içtenlikle inanıyorsunuz. Onların çivi yazısını bulmalarıyla insan yaşamında belki deen önemli değişiklik yaşandı ve etkileri de hala sürüyor. Eski bir SUMER kenti olan Şuruppak’tayaklaşık 4500 yıl öncesine tarihlenen, kil tabletlere yazılmış okul kitabı niteliğinde belgeler bulunduğunu biliyor muydunuz? Gelin size biraz SUMER eğitiminden bahsedeyim; çeşitli kazılarda ele geçirilmiş belgelere göre -sadece erkeklerin gittiği- SUMER okullarında bir “Ummia; Okul babası, üstad, profesör” bulunmaktaydı. Yardımcı öğretmenlere “ağabey”, öğrencilere de“okul oğlu” deniliyordu. Ayrıcadisiplin vb konularında yardımcı görev yapan; “sınıftan sorumlu adam” lar da görev almaktaydı. Çocuklukta başlayıp delikanlılık çağına kadar süren okul eğitiminde, sabahtan başlayıp gün doğumuna kadar eğitim veriliyordu. Muhtemelen öğrenci sabah okula geldiğinde, ilk olarak bir gün önce hazırladığı tabletler üzerinde çalışıyor, “okul babası ve öğretmen” de bu tabletlerin doğruluğunu kontrol ediyordu. Sonra da“ağabey” öğrenciye yeni kopyalayacağı tableti veriyordu. Bilindiği kadarıyla SUMER okulunda disiplin amaçlı dayak vardı. Ama buna karşılık başarının ödüllendirilmesi ve teşviki de vardı.

Şimdi size SUMER kil tabletlerinden çözülmüş “bir babanın oğluna nasihatlerini” aktaracağım. Ben okurken kahkahalarla gülmüştüm, bakalım size de ilginç, komik, dahası tanıdık gelecek mi. Şöyle başlıyor SUMER’li baba nasihatlerine;

“Oğlum, gel, adam ol, meydanlarda durma veya caddelerde dolaşma. Sokakta dolaşırken etrafına bakma, alçak gönüllü ol, sınıf yöneticisine korkunu göster, eğer ondan çekindiğini (saygı gösterdiğini) düşünürse seni beğenir…”

Sonra 15 sayfa kadar kırık olduğundan okunamıyor. Devamı şöyle:

“Meydanlarda dolaşan sen başarı kazanabilir misin? Geçmiş kuşakları düşün, onları araştır, okula git, sana yararlı olacaktır. Haylaz birini gözlüyorum. Eğer oğlumu gözlemezsem adam olamam. Akrabalarımla konuştum, onların çocuklarıyla karşılaştırdım ama aralarında senin gibisini (haylazını) bulamadım. Benim seninle olan ilgim aptalı akıllı yapmak içindir. Tatlı dille yılanı deliğinden dışarı çıkarmaktır. Sana yanlış işler yaptırmayacağım. Kalbim senin üzüntülerinle yorulduğundan artık senin için korkmaktan ve üzülmekten vaz geçiyorum. Senin gürültülerin yüzünden sana kızgınım. Evet kızgınım, çünkü insanlıkla ilgin yok, kalbimi sanki bir şeytan eli sıkıyor. Senin üzüntülerin benim sonumu getirdi, beni ölüm noktasına getirdin. Bütün hayatımda sana asla kamışlıktan kamış taşıtmadım. Sen, gençlerin ve çocukların taşıdığı kamışlardan hiç taşımadın. Yaşamımda sana asla kervanımla git demedim, seni asla çalışmaya, tarla sürmeye göndermedim, yaşamımda sana asla çalış, geçimimi sağla demedim.

Senin gibi olanlar çalışarak ailelerini geçindiriyorlar. Akraba çocuklarının her biri ailesi için 10 gur (tahminen 36 litre) arpa kazanıyorlar. En küçükleri bile ailesine 10 gur arpa getiriyor, babalarını arpa, yağ ve yün içinde yüzdürüyorlar. Ama sen, haylazlık olunca sen bir adamsın, onlarla karşılaştırınca asla bir adam değilsin. Tabii sen onlar gibi işçilik yapmıyorsun, onlar, oğullarını işçi yapan babaların çocukları. Fakat ben seni onlar gibi çalıştırmadım. Bir haylaza kızan benim, hakikaten oğluna kızan benim. Senin dostun olan, beraber olduğun kişilerin kıymetini bilemedin. Niçin onlardan daha üstün olmuyorsun. Sanat ve beceri tanrısı Enki, ülkede meydana getirdiği bütün sanatlar arasında yazı sanatından daha zor olanı bulunmadığını belirtmişti. Eğer şiir olmasaydı benim fikirlerimi dinlemeyecektin ve ben de babamın bilgeliğini sana aktaramayacaktım. Tanrı Enlil tarafından verilen yargıya göre bir oğul babasının yaptığı işi yapmalı. Gece ve gündüz senin sıkıntını çekiyorum, sen ise gece ve gündüzü eğlence ile geçiriyorsun. Sen yemek tulumu gibi enine ve boyuna şiştin, yağlandın. Akrabaların, seni sonunun fena olacağına inanarak gözlüyorlar ve insanlık yönüne aldırış etmediğin için sonunun kötü olacağını düşünerek o günü sevinçle bekliyorlar.”

Buradan sonra gelen 41 satırlık anlaşılmayan kısım atasözleri ve eski deyimleri kapsıyor gibi görünüyor. Hikaye, babanın şiir tarzında söylediği bir duayla sona eriyor (ama baba yüreği evladına kıyamadığından olsa gerek hep iyi dileklerle dolu bir dua bu);

Seninler kavga edenden, tanrın Nanna seni korusun,

Sana saldırandan tanrın Nanna seni korusun,

Tanrının gözünde değerli olasın,

İnsanlığın, senin sesini ve nefesini yüceltsin,

Şehrindeki akıllıların başı olasın,

Şehrin, adını en gözde yerlerde ansın,

Tanrın seni iyi bir ad ile çağırsın,

Tanrın Nanna’nın önünde beğenilen kişi olasın,

Tanrıça Ningal tarafından beğenilmiş olarak görülesin.

Nasıl, size de tanıdık geldi mi okuduklarınız? Öğütler, 3700 yıl öncesine ait ama benim uzun saç modasına kendimi kaptırdığım, delikanlılık yıllarının haylazlığı ve top peşinde koşmanın bir getirisi olarak zayıflarla dolu karneler yüzünden, 70 li yıllarda babamdan işittiğim azarların neredeyse aynısı.

Bence, SUMER’lerden ayrılmayalım ve gelecek sayıda, yine SUMER destanlarından yararlanarak başka bir konuyu irdeleyelim; Acaba bu günkü küresel ısınmanın sorumlusu SUMER kahramanı GILGAMIŞ mıydı?