Demokrasi ancak zeki, kültürlü, kalbi, aklı ve vicdanı ôzgür, insani seçimler yapabilen bir topluluğun yönetim biçimi olabilir. Bu yönetim biçimi yalnızca ülkelerin değil okullardan bizler gibi küçük manevi topluluklara, hatta ailelere kadar her tür insan topluluğunun yönetim biçimi olabilir. Kendini geliştirmiş insanların bir arada yaşadığı her toplulukta olabilecek en iyi yönetim biçimlerinden birisidir. Katılımı gerektirir.
Ne yazık ki dünya insanları, tanıdığım pek çok insan da dahil olmak üzere gittikçe bu niteliklerini yitirmektedir. Bağırıp gürültü çıkaran, suçlayan ama çözüm üretmekte yetersiz kalan, konuşan ama düşünmeyen, gösterişçi ama içi boş, güzel ve havalı lafları gerçek sanan yeni insanlık karanlığı daha da karanlık hale geririyor.
Bu tür çağların en ürkütücü yanı, ilk olarak düşünen insanın bilmişlikle, kibirle, ahlaksızlıkla suçlanarak susturulması, zaman içinde ise düşünen insanın artık duyulmayacağı açıkca belli olduğunda kendiliğinden susmasıdır. Günümüzde düşünen insan dünyanın hemen her yerinde birer ikişer susmaya başladı.
Sorumluluk alın. Önce kendinizden başlayarak cehaletinizi yok edin. Okuyun, düşünün, önyargılarınızı keşfedin, duygularınızdaki dengesiz çalkantıyı fark edin, aydınlığa çıkmak için samimi olarak yardım isteyin ve uyanışa doğru ilerleyin. Mutlaka ama mutlaka çaba gösterin. Bunu başardıktan sonrada en yakınlarınıza yardım etmeye çalışın. Ne din, ne maneviyat, ne demokrasi öğretmeye kalkın. Sadece düşünmeyi, doğru değerlendirme yapabilmeyi, dinlemeyi öğretin. Zaten demokrasi, doğru maneviyat ve iyilik bu nitelikleri takiben kendiliğinden gelecektir.
İlk olarak kendinizi özgürleştirin çünkü özgürlük yalnızca özgür insanlar için vardır. Ardından bulunduğunuz köşeyi aydınlatın; çünkü hiç kimsenin ışığı tüm dünyaya yetmez. Yetmez ama dünya yalnızca bulunduğu köşeyi aydınlatanlarla aydınlanır.