Yeni dönemde ülkemizde yeni bir birliktelik kuracaksak, herkesi sevmek zorunda değiliz.
Sevmiyor olduklarımız var, ve bu son derece normal.
Ama yeni bir Bir’lik duygusu için, hiç kimseden nefret etmemek zorundayız.
Derslerimde hep bunu anlattım, “evren sevgi değil, nefretsizlik üzerine kurulmuştur, asıl ders sevgi değildir, nefretsizliktir” dedim.

Bu da eski bir paylaşımım. yeni dönem için umutla yeniden paylaşıyorum:

Kelimelere yüklediğimiz anlamlar önemli.
Çoğu zaman, onları gerçek anlamlarından farklı anlıyor, algılıyor ve kullanıyoruz.
Mesela “sevmiyorum” demek, “seviyor değilim” demek.
“Nefret etmiyorum, ama sevgi de duymuyorum” demek.
Nötr bir hal, negatif değil.
Sevmek çok zor, bazılarımız büyütebilse de, aslında yüreğimiz ve sevme kapasitesi küçük.
Bilgi çağında, yüz yıl öncesine göre, çok daha fazla veriye ulaşabiliyoruz.
Objeler ve bitki ve hayvanlar da dahil, ama asıl önemlisi, çok daha fazla insan görüyoruz.
Değerlendirken, karar verirken, çok daha fazla değişkenle, sevmeye, sevmemeye, ya da öfke ve nefrete açık oluyoruz.
Yüzyıl öncesine göre, yüreğimiz büyümezken, hayatımızda çok fazla aktör ve faktör var.
Diğer taraftan, genetik, antropolojik, sosyo-kültürel ve hatta romantik sınırlarımız var.
Yani sevme kapasitemiz az.
İnsanlardan kalbi kırılanlar, bitkileri de, ama daha çok hayvanları seviyorlar mesela.
Mesela, “Yaratan’ı sevmek, her yaratılanı sevmek zorunluluğu demektir” sananlar var.
Mesela, “bütünün bir parçasını seviyor değilseniz, yani sevmiyorsanız, daha çok yolunuz var, arının” filan diyen, aslında faşist yollar da var.
Asla ve asla, her şeyi ve herkesi sevmek zorunda değilsiniz.
Sevmek yüreğinizin bir parçasını ayırmak demek, ve yüreğinizin sınırları var.
Yüreğinizi büyütmek, daha fazla parçayı sevebilmek, hiç kolay değil.
Bu, başta sosyal ve kültürel meydan okumalar demek, ve maliyeti var, bedellerini ödemeye hazırsanız, harika bir öz mücadele.
Ama buna mecbur değilsiniz.
Evren sizden bütün parçalarını sevmenizi beklemez.
Bütün parçaları sevebilen sadece Bir ve Bütün olandır.
Bizim görevimiz, sevmiyor olmanın, nefret etmek anlamına gelmediğinı anlamak.
Nefret yürekte değil, zihinde.
Zihnimizi nefretten temizleyelim, nefretsizlikte buluşalım…

Ali Korkut Keskiner