Renklerle yaşarız hayatı. Duvarlarımızın, eşyalarımızın, çantamızın ya da kahve kupamızın bizi yansıtsın isteriz. O günkü ruh hâlimize göre giyiniriz fıstık yeşillerini, koyu kahveleri, vişne çürüklerini. Tatil düşlerimiz turkuaz mavisi, aşkımız pembedir. İş yerini canlı renklerle tasvir edenimiz çok azdır. Peki, başımızı çevirdiğimiz her şeyle bu kadar ilişkiliyken, acaba renkleri doğru kullanabiliyor muyuz? Doğrusuyla yanlışıyla kullandığımız renkler hayatımızı ne kadar etkiliyor?
Soruyu uzmanına yöneltmek gerek. Türkiye’de bu konuda kiminle görüşebilirim diye düşünürken, yolum Renk Center Psikolojik Danışmanlık Eğitim Merkezi’ne, Renkbilimci Metin Yahya Üster’e çıkıyor. 1999 yılında kurduğu Renk Center ile Metin Bey, ülkemizdeki insanlara renklerin hayatımızda ne kadar önemli olduğunu anlatmayı amaçlamış. Düzenlediği kurs ve paneller, karakterlerin renklerle ifade edildiği tescilli numeroloji sistemi ve renklerle karakter analizi ile kısa sürede ismini “Renklerin Efendisi” olarak duyurmuş. “Türkiye’de renkler Metin Yahya’nın çocuklarıdır,” diyorlar.
Bir saate yakın sürecek söyleşimiz, “Rengi üç boyutuyla incelemek lazım,” sözleriyle başlıyor. Rengin üç boyutu; renk psikolojisi, renk fizyolojisi ve rengin fiziksel etkilerinden oluşuyor.
Rengin üç boyutu: renk psikolojisi
Turuncu yürümek, yeşil bakmak, mavi uyumak, mor dans etmek, sarı ağlamak, kırmızı yemek yemek ne demek? Önce renklerin insan psikolojisi üzerinde yarattığı etkileri anlamak, bunun için de renklerin dünyasına ilk adımı atmak gerek:
“Yolda yürüyen, kıpkırmızı bir döpiyes giymiş, kırmızı ayakkabılı, kızıl saçlı, kırmızı ruj sürmüş bir bayan gördüğümüzde hepimimiz dönüp bakarız, etkileniriz. Neden etkileniriz, çünkü renk tayfında kırmızı 42 derecelik harareti ve 650 dalga boyuyla, ince uzun dalgalara sahip, çok etkileyici bir renk enerjisidir. O renk bizi sevgisel, aşksal ve cinsel boyutta çeker. O bayanın üzerindeki renkleri yeşil yapın, o da çekecektir bizi. Ama bu sefer içimizde denge, huzur, güven ve istikrar duygularını doğuracaktır. Rengin karakteristik özelliğidir bu. O kişiyi turuncu görmüşsek olumlu duygularımız öne çıkar, yapıcı ve neşeci oluruz. Sarı görmüşsek entelektüel bir benliğe kavuşuruz, iddia ve hırslarımız ortaya çıkar, çok farklı boyutlara doğru gideriz. Sarı, güneşin rengidir…”
Adliye koridorlarını örnek veriyor ardından. Adliye deyince aklınıza griden başka bir renk geliyor mu? O güne kadar ciddiyeti yansıttığını sandığım gri, Metin Yahya’nın son kitabı “Renkler Geri Geliyor”da belirttiğine göre, insanı suça teşvik eden bir renkmiş. Bunun nedeni de içinde siyah içermesiymiş. Yani yıllardır “Siyaha Hayır” isimli bir kampanya yürütmesi boşuna değil.
Müzikte, sporda ve beslenmede renkler
Renkleri daha iyi tanıyabilmek ve rengin psikolojisini anlayabilmek için müzikte, beslenmede ve sporda rengin etkilerine geçiyoruz.
Müzikte her notaya bir renk karşılık geliyormuş:
Do: kırmızı
Re: turuncu
Mi: sarı
Fa: yeşil
Sol: mavi
La: eflatun, menekşe
Si: mor
Metin Bey’in dediğine göre bir renk bilimci, bir ses ve ışık mühendisinin de yardımıyla, bir besteye renk yükleyerek renkli müzikler üretebilir. Peki bunu yapmak neye yarayacak? “İnsanlar ihtiyaç duydukları duygulara göre, gidecekleri mekânlarda çalınan müziklerin renk tonlarını seçebilecekler. Örneğin, denge, huzur ve güvene ihtiyacı olan bir kişi yeşil tondan, yani fa minör ya da fa majör tonundan müzik çalınan bir yere gitmeli. Bir grup çok eğlenceli, hareketli, çılgın bir gece geçirmek istiyorsa, kırmızı müzikler çalan yerlere gitmeli”.
Yeni tanışmış, romantik bir ortam arayışında olan çiftler için önerisi ise turuncu müzik çalınan yerlere gitmeleri, hatta o gün mutlaka turuncu içeren giysiler giyip, mümkünse turuncu renklerin hakim olduğu bir mekânda buluşmaları…
Hayatının önemli bir bölümünü Uzak Doğu’da geçiren Metin Yahya, burada bulunduğu süre içerisinde Uzak Doğu sporlarının nasıl öğretildiğine tanık olmuş. “Hocalar sporcularını doğaya çıkartıyor, vaziyet alın diyor, şimdi gözlerinizi kapayın ve kırmızı düşünün. ‘Kırmızı, kırmızı, kırmızı.’ Şimdi burundan perdeli kırmızı nefes al, diyor. Sonra ağızdan daha uzun kırmızı karbondioksit boşalt… Ardından turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor diye devam ediyor. Dövüşçü dövüşürken kırmızı dövüşmeli, atak, güçlü, kendinden emin, cesur, sevgi ve aşk ile. Dövüşçü dövüşürken turuncu dövüşmeli, duygularıyla dövüşmeli, öldürmek için değil, yapıcı ve neşeci olmalı. Dövüşçü dövüşürken sarı dövüşmeli, entelektüel bir dövüş olmalı. Yeşil dövüşmeli, denge, huzur ve güven için. Mavi dövüşmeli, mağrur, gururlu olmalı ve iyi iletişim kurmalı. Mor dövüşmeli, bilgelik için.”
İşte Uzak Doğu’daki spor antrenmanlarında, sporcular bu şekilde bir renk solunumu yaparak enerji bedenlerine renk yüklüyorlarmış. Ülkemizdeki sporcular henüz renk solunumuyla, renklerin psikolojik etkileriyle henüz tanışmamış olabilirler ama belki yakın gelecekte biz de mavi oynayan bir futbol takımıyla, turuncu dövüşen boksörlerle, yeşil koşan atletlerle karşılaşabiliriz, kim bilir?
Beslenme ve renk ilişkisine gelince, sağlıklı beslenmenin sırrı da “renkli” beslenmede saklı. Kırmızı, sarı, turuncu renklerdeki besinler alkali ağırlıklıyken, yeşil nötr, eflatun, mor ve menekşe ise çivit asit ağırlıklı. Renk kurslarında, bu temel bilgilerle birlikte renkli beslenmenin sırlarını öğrenen ve hastalarıyla bu konuda çalışmalar yürüten birçok diyetisyen varmış.
Renklerle Karakter Analizi
“Bana rengini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Karakter yoktur, renk vardır.” Böyle diyor Metin Yahya Üster. Söyleşimiz sırasında bana da bir renk analizi yapıyor. (Bu analiz ile ilgili detaylı bilgiye www.renkcenter.com adresinden ulaşabilirsiniz.)
Türkiye’de yalnızca Renk Center’ın kullanım hakkına sahip olduğu renk analizinde Avrupa’da tescil edilmiş renk numerolojisi önem taşıyor. Nedir renk numerolojisi, diye soracak olursanız; kişinin isim ve soyadınındaki harflerin içerdiği enerji potansiyelleri, renge dönüşümleri ve karakteristik özellikleri şeklinde açıklayabilirim. Her harf, bir numaraya karşılık geliyor. Evli bayanların bekarlık soyadları kullanılıyor.
Renk numerolojisinin ardından, analize başlarken renk çemberinde üç aşamalı bir psikolojik uygulama yapıyorsunuz. Önce renk çemberine odaklanarak, bugüne kadar sempati duyduğunuz renkleri bir kenara bırakıp, hiçbir şey düşünmeden üç renk seçiyorsunuz. Seçtiğiniz bu renklere göre koordinat sistemi ve açıklamaları yapılıyor, son aşamada ise elde edilen sonuçlar üzerinden kişiye hayata dair birtakım tavsiyeler veriliyor.
İlk aşamada seçtiğiniz ve en sevdiğiniz renk olarak da yorumlanabilecek renk, sizin nasıl bir kişi olduğunuzu, o andaki enerji yapınızı anlatıyor. İkinci renk; fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal açıdan ne durumda olduğunuzu ifade ediyor. Başka türlü söylemek gerekirse açığa vurmaktan çekindiniz bilinç altı istekleriniz, eksiklikleriniz bu renkte gizli. Üçüncü renk ise renk uzmanına gelecekle ilgili amaçlarınız ve ulaşmak istediğiniz hedeflerle ilgili ipuçları veriyor. Hedeflerinize ulaşmanız için yapmanız gerekenler konusunda bu renk sizin rehberiniz.
Renk analizi sonucunda genel olarak ne durumda olduğunuz, ihtiyaç duyduğunuz ve barışık olduğunuz renkler ortaya çıkıyor. Bir de içgüdü renginizi ya da renklerinizi öğreniyorsunuz ki, o renk ya da renkler sizin karakterinizi yansıtıyor.
Rengin fizyolojik ve fiziksel etkileri
Rengin ikinci boyutu, yani fizyolojik boyutunda bilimsel gerçekler devreye giriyor. Renk dünyasını ya da cisimleri ışık tesiriyle görebiliyoruz. Herhangi bir mekandaki renkleri, ancak o mekan ışıkla aydınlatıldığında ayırt edebiliyoruz. Buna rengin fizyolojik algılaması deniyor.
Daha şaşırtıcı bir olay ise, gözleri hiç görmeyen insanlarla yapılan seanslar sonucunda, bu insanların ellerine verilen renk kartlarındaki enerjileri hissederek renkleri tanımlayabilmeleri. Yani kırmızının sıcak enerjisini, mavinin soğuk enerjisinden ayırt edebilmeleri. Daha önce Altı Nokta Körler Derneği ile böyle bir çalışma yürütülmüş ve bu çalışmaya katılan görme özürlü kişilerin renkleri birbirinden ayırt edebilmeleri sağlanmış.
Rengin fiziksel etkileri denildiğinde ise renk terapisi, yani renklerle fiziksel tedavi devreye giriyor. Birçok hastalığın tedavisine renk projeksiyon cihazıyla kişiye yüklenen renkler aracılığıyla yardımcı olunabileceğini söylüyor Metin Bey.
Söyleşinin sonunda edindiğim ve beni çok şaşırtan bir bilgiyi ayrıca paylaşmak istiyorum: Kalbimizin aslında yeşil olduğunu biliyor muydunuz? Kalp ancak yeterli derecede yeşil rengi alabilirse denge, huzur ve güven bulabilir, fiziksel hastalıklarla savaşabilirmiş. Yani kırmızı ya da pembe değil, yeşil!
Renkler ve anlamları Kırmızı: Sevgi, irade, atak kişilik, kendinden eminlik Turuncu: Duygusallık, yapıcı ve neşeci arayış Sarı: Entelektüel güç, yöneticilik, hırs ve iddia, zeka Yeşil: Denge, huzur, güven, istikrarlı kimlik Mavi: Enginlik, derinlik, sonsuzluk, gururlu içsellik, iletişim, gizem Çivit Mavi: İkili ilişkiler, sezgi gücü ve kavrayışta üstünlük Eflatun: Arzuların değişimi, bilge, kutsal, ulvi kimlik Opal: Hayatın anlamı, serbestlik, geniş gönüllülük Lal: Acımak, özgür irade, merhameti saklamak |
Yolculuk dergisi, 2009