Teknolojinin bu kadar ilerlediği günümüzde, güneş enerjisiyle çalışan arabaların gelişme hızı neden bu kadar yavaş? Teknik olarak 20 yıl öncesiyle aynı seviyede olan güneş arabaları, trafiğe ne zaman çıkıp günlük hayatın birer parçası olacak? Yoksa büyük petrol kartelleri bu teknolojinin ilerlemesini engelliyor mu? Mars’a ufacık bir çakıl taşı almak için giden, üstelik uzaktan kumanda ile kontrol edilen araçları üretebilen insanoğlunun, petrole bağımlılığı olmayan araç üretiminde bu kadar isteksiz davranması bizi şüphelendiriyor doğrusu. Elektrik enerjisiyle çalışan otomobilin seri olarak neden üretilmediğini zaten anlamıyoruz da iş güneş enerjisine gelince vaziyet ne alemde; bir göz atalım dedik.

 

Gelecekte insanlığı nasıl bir hayatın beklediği ile ilgili tahminler, tarih boyunca merak konusu olmuştur. Antik Roma’daki kâhinlerin kitaplarından bugüne, gelecekle ilgili her fikir ilgi odağı olmayı sürdürdü. İnsanlar göremeyecek bile olsalar, yıllar sonra dünyanın nasıl bir yer olacağını hayal etmeyi her zaman sevdi. Günümüzde, geleceği şekillendirecek kavramın teknoloji olduğu aşikâr. Teknolojinin yakaladığı inanılmaz gelişme hızı, her geçen saniye hayatı geliştirmeye ve değiştirmeye devam ediyor. Yakın tarihte kullanmaya başlayacağımız teknolojik araçların neler olabileceği, bu araçların hayatımızı ne kadar kolaylaştıracağı sürekli tartışılıyor. Bunlardan biri de alternatif enerjiyle çalışan otomobiller. Uzmanlara göre, petrolün 50 yıllık ömrü kaldı. Peki 50 yıl sonra arabamızı nasıl çalıştıracağız? Alternatif bir enerji kaynağına ihtiyacımız olduğu açık. Güneş enerjisi bu kaynaklardan biri. Peki, gelecekte zorunlu olarak klasik otomobillerin yerini alacak, alternatif enerji kaynağıyla çalışan arabalar bugün ne düzeyde?

GÜNEŞ ARABALARININ MİLADI

Yalnızca elektrik enerjisiyle çalışan otomobil fikrinin temeli, 1900’lü yılların başına kadar uzanıyor. Ancak asıl ilgi, 1983 yılında Avustralya’da Hans Tholstrup ve Larry Perkins adındaki iki adamın, Perth’den Sydney’e kadar, güneş enerjisiyle çalışan bir arabayla yolculuk etmesiyle ortaya çıkar. Geleceğin otomobilinin güneş enerjisiyle çalışan otomobil olacağı fikri, iyice taraftar toplamaya başlar. O günden itibaren de pek çok kişi, güneş enerjisiyle çalışan otomobiller üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Aradan geçen yıllara ve bu konuda çalışan bilim adamlarının küçümsenmeyecek kadar çok olmasına rağmen, ilerleme son derece yavaş bir şekilde sürüyor. Çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, uzay teknolojisindeki akıl almaz gelişmeler, internet teknolojisi, kullandığımız cep telefonlarının teknolojilerindeki gelişme hızı, görüntü ve uydu teknolojilerindeki baş döndürücü gelişme, alternatif enerji kaynaklarının kullanımına gelince hız kesiyor. Özellikle güneş arabalarının 20 yıllık süreç sonunda bugün ulaştığı düzey, başlangıç noktasından çok da ileride değil. Mars’a insansız araç gönderip, taş toplatıp dünyaya getirtecek teknolojiye ulaştığımız günümüzde, güneş arabaları konusundaki tüm ilerlememizin, prototipinden birkaç kilometre hızlı gidenini yapmak noktasında kilitlenmesi, akıllara ister istemez soru işaretleri getiriyor. Mesela güneş enerjisiyle çalışan otomobil fikrinin, petrol ürünleriyle çalışan otomobillerin karşısında şimdiye kadar neden hep geri planda kaldığı sorusu bunlardan biri. Acaba petrol şirketleri kârlarından ödün vermek istemediği için olabilir mi? Yanıtı, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi ve Güneş Enerjisi Planlama ve Tasarım Birimi Başkanı, Doç. Dr. Çetin Göksu veriyor:

“Petrol şirketleri olmasaydı dünya güneş çağına çoktan ulaşırdı!”

Doç. Dr. Çetin Göksu
ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi ve
Güneş Enerjisi Planlama ve Tasarım Birimi Başkanı

Güneş enerjisi o kadar bol ve yaygın ki, petrol şirketleri olmasaydı dünya güneş çağına çoktan ulaşırdı. Bugün en çok para kazanan petrol şirketleri, güneş enerjisinin kullanımı konusunda anti propoganda yapmakta. Alternatif enerji kaynaklarını savunanlara karşı her türlü engellemeyi yapıyorlar. Petrol kartelleri, birçok uluslararası kuruluşta etkin durumda. Basının kilit noktalarında etkinlikleri var. Bizim duyduğumuz kadarıyla, ülkelerde hızla yayılan sivil toplum kuruluşlarının bazılarının finansmanını da bunlar yapıyor. Güneş enerjisi ve diğer alternatif enerji kaynakları konusundaki gelişmeleri yavaşlatmak, hatta durdurmak için çalışıyorlar. Ünlü profesörlere sahte raporlar bile yazdırılıyor. Şu anda güneş enerjisiyle petrol şirketleri arasında bir savaş var. Ancak bu savaştan şüphesiz ki güneş galip çıkacaktır. Çünkü petrol fiyatları yükseliyor, daha da yükselecektir. Petrolün 50 yıllık ömrü var. Önümüzdeki 10 yıl içinde petrol fiyatlarında korkunç artışlar olacak. Güneş enerjisini ve hidrojeni kullanan teknolojiler yaygınlaşacak ve herkes tarafından kullanılabilir hale gelecek.

Çetin Göksu’nun güneş enerjisiyle ilgili çalışmalarının yer aldığı sitesi:

http://bluesun12.googlepages.com

Petrol şirketlerinin kârları

80’ler

En büyük petrol kartellerinden Exxon Mobil, 4 milyar 300 milyon dolar kârla petrol kartelleri arasında birinci sırada yer alıyor. Shell, 1 milyar 115 milyon dolar kâra sahip. Diğer dev Chevron ise, 1 milyar 780 milyon dolar kâr açıklıyor.

90’lar

90’lı yıllarda, büyük petrol şirketleri pazarı yine kontrol altında tutuyor. 1993’de en büyük 10 petrol şirketi, rafineri kapasitelerinin yüzde 55,6’sını elinde tutarken, en büyük beş Amerikan petrol şirketi, bu kapasitenin yüzde 34,5’ine sahipti.

00’ler

2004’de, en büyük beş şirket olan ConocoPhilips, Valero, ExxonMobil, Shell ve BP rafineri kapasitesinin yüzde 56,3’ünü; en büyük 10 şirket ise yüzde 80’ini kontrol eder hâle geldi. Son birleşmeler sonucunda, en büyük beş petrol rafinerisi bugün, geçtiğimiz 10 yıl içinde en büyük 10 şirketin kontrol ettiğinden daha fazla kapasiteyi kontrol ediyor.

Günümüzde Güneş Arabaları

Önümüzdeki yıllar ne getirir bilinmez ama petrol şirketlerinin bugünkü lobi faaliyetleri karşısında, güneş arabalarının en azından kısa dönemde, günlük hayatımıza girmesi pek mümkün görünmüyor. Yolların mevcut durumu, hassas sistemler içeren bu araçlar için uygun değil. Güneş otomobilleri, benzinle çalışan otomobillere göre daha az masraflı. Güneşli bir günde, aracı ortalama sekiz saat kullanmak mümkün

Güneş arabaları nasıl çalışıyor?

4Güneş enerjisiyle çalışan otomobil mantığı, aslında elektrikle çalışan otomobil fikrine dayanıyor. Güneş enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülerek kullanılmasıyla, otomobile hareket gücü kazandırılması amaçlanıyor. Elektrik enerjisine dönüştürülen güneş ışığı, bir pilin (güneş pili) içinde depolanıyor. Bu pillerden akülere elektrik dolduruluyor. Akülerden gelen elektrik de motora veriliyor. Motora verilecek elektrik miktarını kontrol devresi ayarlıyor. Prensip olarak, güneş arabalarının mekanik sistemleri son derece basit. Güneş arabasının tasarım hedefi, çeşitli yol durumlarıyla başa çıkmak için gerekli gücü sağlarken, sürtünmeyi ve ağırlığı da en aza indirmek. Etkin bir güneş arabası için gerekli olan dayanıklılık ve ağırlık oranını maksimize etmek için, titanyum ve bileşik metaller gibi hafif metaller kullanılıyor. Güneş arabaları tipik olarak üç ya da dört tekerleklidir. Üç tekerlekli modellerin iki tekerleği arkada, biri önde yer alır. Her güneş arabasında, iki bağımsız fren sistemi bulunmalıdır. Disk frenler, ayarlanabilirlikleri ve frenleme güçleri nedeniyle en çok kullanılan frenlerdir. Bazı araçlarda mekanik, bazılarında da hidrolik frenler tercih edilir. Sadece güneş arabaları için tasarlanmış, düşük sürtünme katsayısına sahip hafif lastikler mevcuttur. Güneş arabasının tek güç kaynağı güneş panelidir. Güneş panelinin ürettiği gücün miktarı, havanın durumuna, güneşin ve güneş panelinin konumuna bağlıdır. Güneşli bir öğleden sonra, iyi bir güneş paneli 1000 watt’ın üzerinde (1,3 beygir) güç üretebilir.

Güneş Arabaları Yarışları

Hans Tholstrup ve Larry Perkins’in 1983’deki yolculuklarının ardından, güneş enerjisinin kullanımını yaygınlaştırmak için çeşitli yarışlar düzenlenmeye başlandı. 1987’de, 23 katılımcının hazır bulunduğu bir yarış düzenlendi. İlerleyen yıllarda da bu tip yarışların sayısı arttı. “Eurepean Tour de Sol” , “American Tour de Sol” ve “Sunrayce” bu alanda en çok itibar gören yarışlar. Bu tip organizasyonlar, güneş arabalarının gelişmesinde büyük rol oynuyor. Yarışlara bazı otomobil firmaları ve üniversite takımları da katılıyor. Bugün dünyanın pek çok yerindeki üniversitelerde, güneş enerjisiyle çalışan otomobiller yapan takımlar mevcut. Ülkemizde de güneş arabaları yarışları yapılıyor. Bu yarış Formula G adıyla, 2004 yılından bu yana TÜBİTAK tarafından organize ediliyor. Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de, güneş arabası yarışlarına üniversite takımları katılıyor.

Bu sene, geçtiğimiz seneden farklı olarak iki yarış düzenlenecek. İzmir Pınarbaşı Yarış Pisti’nde 7-8 Temmuz ve İstanbul Formula 1 Yarış Pisti’nde 21-22-23 Temmuz 2006 tarihlerinde yapılacak yarışlar için 37 takım başvurdu.

Güneş arabaları ne zaman trafiğe çıkacak?

Gökhan Tok
Bilim Teknik Dergisi
Araştırmacı Yazar

Güneş arabalarının geliştirilmeye başlanması süreci, oldukça yakın bir geçmişte başladı. Benzinli otomobillerin günümüze gelinceye kadar geçirdiği aşamalardan, şimdiki güneş arabalarının da geçeceğini varsayabiliriz. Geçmişte benzinli arabalar için önce el yapımı porototipler vardı. Seri üretime geçilmesi için, Ford’un “T” bandına geçmesini beklemek gerekti. Güneş arabalarının seri üretime geçmesi için, öncelikle ekonomik hâle gelmeleri gerekiyor. Lastikten, enerjisinin yenilenmesine; koltuğun malzemesinden, dikiz aynasına kadar bütün parçaların yan sanayisinin, ikinci elinin oluşması gerekiyor. Güneş enerjisiyle dolan akünün yeniden şarj edilebilmesi için, otoyollarda bugünkü benzin istasyonları gibi yaygın bir teknik birimin olması gerekiyor. Bütün bunlar hayata geçecek ki, bu arabalar trafiğe çıkacak duruma gelsin. Bunun zamanını söylemek kehanet olur. Ancak ilk prototip aracın yapımıyla, Ford’un üretime geçmesi arasında yaklaşık 80 yıllık bir süre vardı. Bugün, güneş arabaları henüz prototip aşamasında olduğundan, aşağı yukarı bu kadar bir zaman geçeceğini söyleyebiliriz. Bugünkü teknoloji, eskiye oranla daha hızlı ilerliyor. Bu yüzden daha kısa bir sürede de gerçekleşebilir. Aslında ekonomik olma faktörü zaman içinde değişiyor. Güneş arabalarında gelişmeler yaşanırken, birden hidrojen enerjisi gelişmeye ve daha ekonomik olmaya başladı. Yani hangi teknolojinin gelişeceğini ihtiyaçlar belirleyecek.

(İlk Yayın: Esquire)

Metin Under