Dünya üzerinde sayıları 500 milyonu geçen Evangelist mezhebi üyeleri, ABD’de yıllardır sürdürdükleri iktidar yürüyüşlerinde, özellikle seçimlerden sonra oldukça etkin bir konuma geldi. Bush’un yeniden başkan seçilmesini sağlayan onlar. Kıyametin gerçekleşmesi için çalışıyorlar. Dünyayı yöneten bu insanların liderliğini Bush yapıyor.
Sabah gazetesi baş yazarı Erdal Şafak, 19 Haziran 2003 tarihinde yayınlanan “Gizli Krallığın Prensleri” başlıklı yazısında “dünya tarihinin akışını değiştirmek için kılıç kuşanan Amerikan politikasının lokomotifi” olarak tanımladığı “Neo-Con”(Neo Conservative)ların, yani “Yeni Muhafazakârlar”ın amaçlarını sıralar. “Neo-Con”lar, aslında bir avuç insan. “ABD yönetiminde, bakan yardımcılığından başlayıp danışmanlığa kadar giden ve de ilk bakışta hiç de ‘kilit görev’ gibi görülmeyen noktalarda bulunan topu topu 71 kişi bu ekolün üyeleri” diyen Şafak, Neo-Con’ların eseri olan tarihi olaylara şu örnekleri verir: “Sovyetler Birliği’nin dağılması, Afganistan’da Taliban rejiminin devrilmesi, Saddam Hüseyin’in devrilmesi…” İlk bakışta kilit görevlerde bulunmuyor gibi görülen ama aslında dünyanın kaderinde kimsenin olmadığı kadar söz sahibi olan Neo-Con’lar, diğer radikal muhafazakâr kanat Evangelistler’le birlikte dünyanın en güçlü adamının, yani Başkan Bush’un iki yarısını oluşturuyor.
EVANGELİSTLER
ABD ve İngiltere’de 19’uncu yüzyılda ortaya çıkan Evangelist hareket, 70’li yıllarda yeniden dirilerek dünya egemenliğine giden yoluna koyuldu. Evangelizm’i önemli hale getiren en büyük neden Bush’un, Fransız Observateur dergisinin yazdığı gibi açık bir biçimde bu tarikatın en önemli lideri olması. Evangelist, genel olarak liberal Protestan’ların ve Baptist’lerin dışında kalan tüm Protestan’lara verilen ad. Sayıları ABD’de 70 milyonu, dünya üzerinde de 500 milyonu bulan Evangelistler’e göre, 2000’li yıllarda Ortadoğu’da iyi ve kötü arasında kaçınılmaz olarak bir savaş gerçekleşecek (Armageddon), bununla birlikte İsa yeryüzüne inecek ve kıyamet kopacak. Amaçları, kıyametin kopmasına giden süreci hızlandırmak. Bunun için çalışıyorlar. İnandıkları Eski Ahit kitabında, Armageddon Savaşı ve İsa’nın yeryüzüne tekrar gelişi, kıyamet alâmetleri olarak yer aldığı için, bütün faaliyetlerini kıyameti gerçekleştirecek koşulları yaratmak için yürütüyorlar. Bu yüzden de Evangelistler’le, Yahudi’ler arasında bir amaç birliği var. Çünkü Evangelistler’e göre bu kıyamet koşullarından birisi de, Mescid-i Aksa’nın yerine Süleyman Tapınağı’nın inşası ve İsrail’in vaat edilmiş topraklara kavuşması. Bunlara göre, Armageddon Savaşı’ndan önce Yahudi’ler İsrail’de olmalıdır. Dolayısıyla seçilmiş insanlar olduklarına inandıkları Yahudi’lerin, bir kıyamet koşulu olarak desteklenmesi gerektiğini düşünüyor ve İsrail’in Ortadoğu’da güvende olmasına büyük önem veriyorlar. Bu, İsrail’in ABD tarafından bu kadar desteklenmesinin en önemli nedeni.
BUSH VE EVANGELİZM
Gençliğinde bir alkolik olan Bush, bir İncil okuma grubuna girip kendini dine vererek bu bağımlılıktan kurtulur. “Küresel Vaftiz” kitabının yazarı araştırmacı-gazeteci Ali Rıza Bayzan’ın iddiasına göre de, onu alkolik olmaktan kurtaran ve düşünce yapısının şekillenmesinde önemli bir rol oynayan kişi, Time dergisinin “ABD’deki En Etkili 25 Evangelist” listesinde yer alan Evangelist tarikatının önde gelen ismi Billy Graham’dır. Evangelist düşünceyle böylelikle tanışan Bush, ilerleyen yıllarda bu düşüncenin şampiyonluğunu yapacaktır. 1995’te ABD’de Reagan yönetiminin etkili ismi Michael Harowitz, yazdığı yazılarda dini dış politika yürütülmesini savunuyordu. Harowitz aynı zamanda, yine Time’ın listesinde yer alan Chuck Colson’la (Prison Fellowship’s) muhafazakâr Yahudi’ler arasında denge unsuruydu. Harowitz, Chuck Colson ve diğerleri Bush’un yakın çevresiyle irtibata geçerek dini dış politika için lobi oluşturmaya başlar. Yine aynı tarihlerde, Evangelistler Ulusal Derneği’nin Siyasi İşler Sorumlu Başkan Yardımcısı Richard Cizik, Bush’un konuşmalarını doğrudan etkilemeye başlar. Böylece Bush’un çevresinde Evangelist, muhafazakâr bir ağ oluşmaya başlar. Seçim kampanyasında radikal dinci Hristiyan mezhepleriyle bağlantılarını güçlendiren Bush, konuşma metinlerinde sürekli İncil’den ve diğer dini metinlerden alıntılar yapar; zaman zaman bir siyasetçi gibi değil, din adamı gibi konuşur. Canlı yayın konuşmaları öncesinde yalnız kalarak dualar eden, politikalarını, özellikle de dış politikasını din eksenli hale getiren Bush, kendisinin ilahi bir görevle işbaşında olduğunu, ABD’nin bu ilahi görevlerin bir parçası olduğunu düşünür. Yakın çevresine, “Tanrı’nın benim başkanlık için yarışmamı istediğini hissediyorum. Tanrı, benim bunu yapmamı istiyor” diyen Bush’un kendisidir. Cumhuriyetçi Parti’ye yakınlığıyla bilinen Evangelistler’in en önemli ruhani liderlerinden olan Jerry Falwell, Bush için desteklerini açıkça ilân eder. Seçimlerde, Evangelist mezhebi mensuplarının yüzde 76’sı oylarını Bush’a verdi.
IRAK’TA EVANGELİZM
“Terörizmle yaptığımız savaşta Tanrı tarafsız değildir” diyerek, Evangelizm’in en önemli tezi olan “iyi ile kötü arasındaki savaş”ı bizzat başlatan Başkan Bush oldu. 11 Eylül’den sonra ABD’nin Afganistan’da, ardından da Irak’ta yürüttüğü savaş, Bush tarafından iyi ile kötü arasındaki savaş olarak görülüyor. Irak’ın işgalinin ardından özellikle Bağdat’ta Evangelizm’in süratle yayılması Bush’un köklerine olan bağlılığının bir başka göstergesi. İşgalden sonraki birkaç ay içinde 400 Iraklı din değiştirdi, dokuz tane Evangelist kilise açıldı. Bir milyonun üzerinde Arapça İncil dağıtıldı. “Furkan” adını verdikleri kendi kutsal kitapları da bulunan Evangelistler, Güney Asya’daki tsunami felaketinden sonra bu bölgede de misyonerlik faaliyetlerine hız verdi. Gün geçtikçe sayıları artan Evangelistler, ABD dolayısıyla da dünya siyaseti üzerinde şimdiye kadar hiçbir mezhep ya da dini örgütlenmenin olmadığı kadar söz sahibi durumunda.
DÜNYAYI YÖNETEN HAREKET
Bush’un başkanlık koltuğuna tekrar oturmasını sağlayan Evangelistler, doğal olarak başkandan ilk günden itibaren bunun karşılığını beklemeye başlar. Önde gelen Evangelist liderlerden Dr. James Dobson, kendisini teşekkür etmek için arayan Beyaz Saray yetkililerini, eşcinsel evliliğin anayasada yasaklanması, kürtaj ve kök hücre araştırmalarının durdurulması için uyarır. Bush’un yemin ederken yaptığı din motifli konuşma da, dünya çapında bir tartışmaya yol açar. Bush’un sık sık “Tanrı” sözcüğünü kullandığı ve dünyaya özgürlük getireceğini vurguladığı konuşması, Hristiyan’ların Mesihlik kavramıyla örtüşüyor.
Bush, Evangelistler’e yönelik desteğini yalnızca politik hedeflerini hayata geçirerek değil, aynı zamanda dini örgütlenmeleri için gereken finansal desteği sağlayarak da yerine getiriyor. Milyarlarca dolar kaynak, Bush döneminde dini kurumlarda sosyal faaliyetlerde bulunmaları için aktarılmış durumda.
Evangelistler dünyanın hâkimiyeti peşinde ve bütün dünyaya bu hâkimiyeti sağlamak için bahaneler üretiyor. Dünyayı kurtarmak için dünyaya hâkim olmak amacındaki Evangelist gruplar, seçimlerin hemen ardından baskılarını arttırır. Bush’u, kendi programlarını yürürlüğe koymaması durumunda, sosyal güvenlik sistemi için destek vermemekle tehdit ederler. Evangelistler’in öncelikli isteği, Anayasa Mahkemesi’ne muhafazakâr aday atanarak, ülkenin en yüksek yargı merciindeki dengeyi, kendi lehlerine değiştirmektir. Bunun yanı sıra federal bazda eşcinsel evliliğin yasaklanması ve kürtaja yeni sınırlamaların getirilmesi gibi istekleri bulunan Evangelistler, ABD’nin dış politikasında inanç özgürlüğüne daha fazla yer ayrılmasını bekliyor.
Son olarak Time dergisi, 7 Şubat yayınlanan sayısında, kimisi kilit görevlerde bulunan, kimisi de bulunmuyor gibi görünen ABD’nin önde gelen 25 Evangelist’inin bir listesini yayınladı. Bu 25 Evangelist’in, ikinci dönem başkanlığı boyunca Bush’u etkilemesi bekleniyor. Şüphesiz ki, dünyanın kaderine etkide bulunacak olan isimler Time’ın listesindeki 25 kişiyle sınırlı değil. Fakat kendisini “Tanrı tarafından görevlendirilmiş başkan” olarak tanımlayacak kadar mezhebinin inançlarına gömülmüş birine destekleriyle tekrar başkanlık kazandırmış bu isimler, dünyayı yönlendirecek birçok kararın alınmasında belirleyici olacak. Tek süper güç olarak ABD, dünyanın kaderini belirliyor. ABD’nin kaderini belirleyen Bush’un tercihleriniyse arka planda görünen ama sistematik bir biçimde amaçlarını gerçekleştirmek için çalışan radikal dinci Evangelistler belirliyor.
TIME’IN LİSTESİNDEKİ ÖNEMLİ İSİMLER
MICHAEL GERSON – Bush’un konuşmalarını yazan kişi
40 yaşındaki Gerson, Bush’un kâtipliğini 2000 seçim kampanyasından bu yana sürdürüyor. Aynı zamanda politik danışmanlık yapıyor. Bush’un sofu Hristiyan inancının tasdikçisi. “Toplumun dinden uzaklaşması, tarihimizdeki sosyal adaletin ana kaynaklarını ortadan kaldırabilir” görüşünü savunuyor.
RICK SANTORUM – Cumhuriyetçi Parti’nin Senato’daki kilit ismi
Cumhuriyetçi Parti’nin önemli ismi Santorum, Protestan Evangelistlerin sevgilisi durumunda. Düzenli bir biçimde ve yüksek sesle, eşcinsel evliliklere ve kürtaja karşı ciddi bir muhalefet yürütüyor. Aylık olarak Evangelist liderlerle görüşüyor, onların talep ve ihtiyaçlarını dinliyor, mevzuatın durumu hakkında brifingler veriyor.
RICHARD LAND – Güney Baptist Kongresi’nin bir numaralı adamı
Bush’la uzun yıllara dayanan arkadaşlığı mevcut. Diğer Hristiyan muhafazakârlarla haftalık telekonferanslar gerçekleştiriyor. Bush’la sürekli görüşüyor. Wheaton Üniversitesi’nde “Amerikan Evangelistleri Enstitüsü yöneticisi Larry Eskridge, onun için, “En iyi vaizlerden biri…” ifadesini kullanıyor.
DOUGLAS COE – Camp David Anlaşması’nın ardındaki isim
Los Angeles Times kaynaklı habere göre, 1976’da İsrail ve Mısır arasında imzalanan Camp David Anlaşması’nın arka planındaki isim olan Coe, “Fellowship Foundation” olarak adlandırılan esrarlı Hristiyan kuruluşunun da yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor. Pek çok kongre üyesi, bu grubun yan kuruluşlarına ait evleri kiralamış durumda. Coe, pek çok kongre üyesiyle yurt dışına seyahatlere çıkıyor.
RICK WARREN – Modern insanların rahibi
Geçtiğimiz iki yıl içinde 20 milyon adet satan “The Purpose Driven Life” kitabının yazarı olan Rick Warren, ABD’nin modern çağ insanlarının rahibi olarak tanınıyor. Kitabında hayatın amacının tanrının yolundan gitmek olduğunu savunuyor. Senatörlerle ve kimi politikacılarla içli dışlı.
JAMES DOBSON – Kültür Savaşçısı
Önceden faaliyetlerinin çok küçük bir bölümü politikadan ibaretken, Mayıs 2003’te politikanın içine girdi. Sadece eşcinsel evliliklerinin yasaklanması için çaba göstermekle kalmıyor, aynı zamanda Demokrat Parti’li senatörleri Bush’un istediği biçimde oy kullanmaları için tehdit ediyor. Beyaz Saray yetkilileri ona çok saygı duymakla birlikte insanların istekleriyle tamamen uyuşmadığını belirterek Dobson’un taleplerini çok katı ve uygulanamaz buluyor. “Ailenin düzgün bir kurum olarak kalması için verilen kültür savaşının içindeyiz” sözleri Dobson’a ait.
STEPHAN STRANG – Strang Yayınevi’nin sahibi
Strang’ın Beyaz Saray’a davet edilmesi olağan bir durum. Dini yayınlar basan Strang Yayınevi ve Stephan Strang, “Bush’un İnanç Dünyası” kitabını yayınladıktan sonra Bush’un favorisi oldu. Strang kitap için; “Bush’a yardım etmek için yazmadık, fakat şüphesiz seçilmesinde yardımcı oldu” açıklamasını yaptı. Strang, Hristiyanlık’la ilgili yayınlarda pazarda önemli bir yer tutuyor. Geçmiş 30 yılda yayınevini kurup, yılda yedi dergi ve 100 kitaplık faaliyetle 33 milyon dolarlık paya ulaştı.
JAY SEKULOW – ABD’nin önde gelen hukukçularından
Time’ın yorumuna göre, “Eğer Tanrı bir temyiz mahkemesinin başı olsaydı, Sekulow, muhtemelen savunma makamında olurdu”. Sekulow’un Washington merkezli “American Center for Law&Justice” isimli şirketi, çeşitli dini davalar üstlendi ve kazandı. Bunların arasında Anayasa Mahkemesi’nin kamu okullarında din dersleri verilmesine izin veren kararı da var. 48 yaşındaki Sekulow bir Yahudi olarak yetiştirilmesine rağmen, din değiştirerek Hristiyanlığı seçmiş.
HOWARD ve ROBERTA AHMANSON – Finansçılar
Para dünyayı döndüren güç. Bu zengin ve muhafazakâr Cumhuriyetçi çift, Evangelizm’in finansında rol alıyor. Her ikisi de 55 yaşında olan çift, güçlü muhafazakâr Hristiyan’ları Liberal’ler karşısındaki zaferlerinin rehavetine kapılmamaları için sürekli yönlendiriyor.
DIANA KNIPPERS – Düşünür
Muhafazakâr “Din ve Demokrasi Enstitüsü”nün başkanlığını yapan Knippers’ın, bu organizasyonu büyük bir güç haline geldi. Knippers, Sudan’da ateşkes sağlayarak iç savaşı sona erdirmesi ve Hristiyan’ların burada baskı altında kalmasına son vermesi için Bush yönetimini iknaya uğraşan muhafazakâr liderler arasında yer alıyor.
RICHARD JOHN NEUHAUS – Bush’un Katolik oy kapısı
Kürtaj, klonlama, hücre araştırmaları gibi konularda karşıt politikalar üreten en etkili muhafazakâr isimlerin başında geliyor. Neuhaus, rolüne iyi hazırlanmış biri. Dini ve politik gazete “First Thing”in kurucusu. Bush yönetiminin Neuhaus’u bağrına basması için en önemli neden, muhafazakâr Katolik ve Evangelistler’i yorulmak bilmeden yaygınlaştırmak için çalışması. Seçimlerde anahtar rol oynadı.
BILLY ve FRANKLIN GRAHAM – Baba-Oğul pederler
86 yaşındaki Baba Billy, son 50 yıl ABD başkanlarının kulağı durumunda. Evangelist imparatorluğunun mirasçısı 52 yaşındaki oğlu Franklin ise etik değerler hakkında istediği her şeyi söylemeye hakkı olduğunu iddia ediyor. Mesela Irak Savaşı hakkındaki şu sözler tamamen kendisine ait: “Savaşı savunmuyorum fakat bu savaş hükümetimizi desteklemek için önemli.”
JOYCE MEYER – Evangelizm’in kadın tarafı
Dominant feminâl yönü nedeniyle ilk evliliği sona ermiş. Cemaatine İncil öğretiyor. Her ay dünya çapında 150 hayır etkinliğine mali destek sağlayan bir kuruluşu var. Mesajlarını 600 televizyon, 400 radyo istasyonu ve 70 kadar kitabıyla cemaatine aktarmaya devam ediyor.
TIM ve BEVERLY LAHAYE – Güçlü Hristiyan çift
Beverly Lahaye, Washington’un eşcinsel evlilikleri ve kürtaj karşısındaki en ateşli muhalefeti yapan en etkili organizasyonu olan “Concerned Women for America”nın kuruculuğunu yaptı. Kocası Tim Lahaye’nin 1995’te yayınladığı “Dünya’nın Son Günleri” isimli romanı, 42 milyon adetten fazla sattı. Lahaye’nin 70’lerde muhafazakâr politik düşünceleri Kaliforniya’da yaymak için papazları nasıl örgütlediğini görerek organizasyonuna katılan Falwell, bu kitap için şöyle diyor: “Hristiyanlık üzerindeki etkisi, İncil dışında, belki de modern zamanlardaki başka hiçbir kitapta olmadığı kadar büyüktür!”
CHARLES COLSON – “Yeniden Doğuş”cu
Nixon döneminden beri politikanın içinde. Hapishanelerde yürüttüğü rehabilitasyon programlarıyla başarı kazandı. Watergate skandalı patlak verdiğinde Başkan Nixon’a, liberal düşünceleriyle bilinen Brookings Enstitüsü’nü yerle bir etme tavsiyesini veren 73 yaşındaki Colson, şimdilerde Evangelizm’in yüksek sesli düşünürlerinden biri olarak ödüllendirildi. 50 eyalet ve 110 ülkede faaliyet gösteren 50 milyon dolarlık bir Evangelist vakfın kurucusu Coe, yıllar sonra tekrar politikanın güçlü isimlerinden biri haline geldi.
DAVID BARTON – Vaiz
Kitapları ve video kayıtları, ABD’nin tamamındaki kiliselerde bulunuyor. Kitapları onu, içinde bazı güçlü politik isimlerin de bulunduğu milyonlarca kişi için bir kahraman yaptı. Sekiz yıl Teksas Cumhuriyetçi Parti’nin başkanlığını yaptı.
STUART EPPERSON – Medya Gücü
Evangelistler, medyada oldukça etkin. Stuart Epperson, radyo yoluyla Amerikan halkına ulaşan isimlerden. ABD’nin dört bir yanına yayın yapan 104 radyoya sahip Epperson, haftada beş milyona yakın dinleyiciye ulaşıyor. Bu radyo yayınlarıyla Amerikan halkı Evangelizm’in söylemlerine iyice aşina oluyor.
TED HAGGARD – Evangelistler Ulusal Birliği Başkanı
Ted Haggard’da pek duyulmamış, ancak kilit rolü olan bir isim. “Evangelistler Ulusal Birliği”nin başkanı olarak, 30 milyon muhafazakâr Hristiyanı temsil ediyor ve bu yönüyle Amerikan kamuoyunu oluşturmada en önemli isimlerden biri. Haggard, Beyaz Saray’ın Batı Kanadında yapılan toplantılara da katılıyor.