(Yazımızın birinci bölümünde Dr. Valerie Hunt’tan bahsetmiştik. Şimdi Dr. Hunt’un yaptığı çalışmaları sizlerle paylaşalım.)

Dr. Valerie Hunt Çakraları Nasıl Ölçtü?

Vücudun sinir ağları ve endokrin merkezleri üzerinde enerji vorteksleri, pineal bezi ile birlikte, meridyenlere ve akupunktur noktalarına bağlanmıştır. Birçok araştırmacı, bu bölgelerden yüksek elektriksel okumalar gözlemlemiştir. Dr. Hunt, geleneksel çakra konumlarının yakınındaki cilt yüzeyindeki enerji değişimlerini ölçmek için elektromiyogram (EMG) kullanmış. Kasların elektriksel potansiyelini ölçmek için normalde kullanılan EMG, bu çalışmada 100 ila 1600 hz aralığında sinyaller kaydetmiş. Normal beyin dalgası frekansı 0 ile 100 döngü arasında (hz) değişir; kas frekansı yaklaşık 225 hz’ye ulaşır ve kalp 250 hz’ye kadar çıkar. Bu sinyaller, diğer araştırmacılar tarafından gözlemlenmiş olmalarına rağmen, çok daha yüksek frekanslı oldukları için gürültü olarak kabul edilmiş ve bu nedenle göz ardı edilmişti.

Orijinal çalışma, “rolfing” adı verilen bir fiziksel manipülasyon tekniğinin denek üzerindeki enerjik sonuçlarını değerlendirmek amacıyla yapılmış. Çakra elektronik olarak izlenirken, aynı anda medyumlar da deneğin aurasını gözlemlediler. Veri kayıtları, belirli zaman alanı dalga formu genliğinin ve şeklinin, aura okuyucularının aura yoğunluğunu ve rengini belirttikleri okumalarla tutarlı bir şekilde ilişkilendirildiğini gösterdi: Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor ve beyaz. (Meali aura okuyucularının aktardıklarıyla fiziksel ölçüm cihazlarının verileri tutarlı. Ayrıca çakraların renklerini de ölçmüşler böylece.) (Bu arada Rolfing, bedenin postürünü, hareket kabiliyetini ve genel sağlığını iyileştirmeye yönelik bir manuel terapi yaklaşımı. Rolfing, adını kurucusu olan Dr. Ida P. Rolf’dan almıştır. Bu yöntem, dokuların (kaslar, bağlar ve diğer yumuşak dokular) manipülasyonu ve yeniden düzenlenmesi yoluyla bedenin denge ve hizalanmasını amaçlar.)

Bununla birlikte zaman içindeki dalga formlarının Fourier dönüşümü, görünür ışıktan farklı bir frekans/renk dizisi gösterdi ve ışıktan çok daha düşük bir frekans tespit edildi. Ayrıca, gördüğümüz beyaz ışık normalde renklerin ortalaması iken; aura beyazı diğer aura renklerine göre daha yüksek EMG frekansı gösterdi. (Yani aura beyazı, bildiğimiz beyaz gibi değil. Daha yüksek frekanslı ve suptil.)

Eğer çakraların tümü benzer bir genlik ve frekansa sahipse, uyumlu veya senkronize olurlar. Eğer büyük farklılıklar varsa, senkron dışı veya anti-uyumlu olurlar. Çakralar arasındaki anti-uyum ölçüsü, fiziksel ve duygusal işlev bozukluğu veya hastalıkla ilişkilendirilmiştir.

Şifalandırma çalışması ilerledikçe, aura okumalarının makine okumalarıyla senkronize olduğu ve denekte enerjinin bacaklardan kalbe ve ardından başın üstüne doğru hareket ettiği görülmüştür.

ELF çakralarının (genellikle çakra 1, 2 ve 3) genel deseni tüm insanlar için benzerdir ve çakraların EHF’si kişisel duygusal bir modellemeyi ortaya çıkarır. Maddi dünyada topraklanmış enerji, 350-600 hertz frekanslarını gösterir. Aşkın haller 200,000 hertz frekansına kadar ulaşabilir.

Nitekim Dr. Hunt, yüksek frekanslı (1100 hz.) seviyenin, binlerce hz. yüksekliğinde bir orijinal frekans sinyalinin alt harmoniği olduğunu öne sürmüştür. (Yani 1100 hz. bize yüksek frekanslı geliyor, o bile binlerce binlerce hz lik bir frekansın alt seviyesi.)

Dr. Hunt. her bireyin, çakralarda ve çakralar arasındaki uyumda benzersiz bir genlik ve frekans deseni gösterdiğini ölçmüştür. (Her birimizin enerji alanı kendine özgü. Tıpkı kar taneleri gibi.)

Hastalık Önce Enerji Alanında Beliriyor

* UCLA’de Dr. Hunt’ın laboratuvarı, insan vücudundaki son derece yüksek frekanstaki elektrik alanlarını (EHF) inceleyen ilk laboratuvardır Dr. Hunt, insan enerji alanının, vücut farkında olmadan dış uyaranlara tepki verebileceğini ve vücutta belirginleşmeden önce hastalığı yansıtabileceğini keşfetti. Sağlık, bedendeki yoğun veri akışı iken ve “(Kaosun Kenarında) Bilginin aktif akışı” olarak tanımlanırken; hastalık bu bilgi akışının kesilmesi olarak gözlemlendi.

Dr. Hunt tarafından UCLA’da yapılan çalışmalarda, insan kasından elde edilen üç saniye süreyle yüksek frekansta elektromiyografik veriler, kendisiyle bir çerçeve gecikmesiyle çapraz çizilerek garip bir çekicinin evre düzlemi oluşturuldu. Oval evre düzlemi çizimi üzerinde dalgalı “buruşukluklar” üst üste bindirilmiştir ki bu, ince bir düzeni, büyük bir karmaşıklığı ve dolayısıyla “Kaosun Kenarında” büyük bir bilgi içeriğini yansıtmaktadır. Dr. Hunt, insan sağlığı için bu karmaşık, bilgi dolu sinyallerin önemini vurgulamaktadır. Bu durum, bilim insanlarının kalpte veya beyinde görünen kargaşa benzeri davranışların aslında sağlığın bir özelliği olduğunu keşfettiklerini ve örneğin basit düzenli kalp atışlarının kalp krizini önceden haber verdiği şeklindeki keşiflerini açıklayabilir.

Yüksek Bilinç Halleri Ölçümü

Her kas alanının kaydı sırasında, bir artık dinlenme temel aktivitesi bulunur. Bu genellikle kas geriliminin kabaca bir göstergesi olarak kabul edilmiş ve bu nedenle önemli değildir. Ancak Hunt, rolfing işleminden sonra bu temel aktivitenin daha güçlü olduğunu gözlemlemiştir, manuel bir gerilim testi ise deneklerin daha rahatladığını göstermiştir.

Bu temel veriler beyin, kalp ve kas frekanslarını (0 ila 250 hertz) çıkarmak için filtrelenmişse, 250 ila 450 veya 500 hertz arasında bir boşluk bulunur, ancak 500 ila 20.000 hertz arasındaki frekans verileri süreklidir ve telemetri cihazı 20.000 hertz’in ötesini kaydedemez. Tüm elektriksel aktivite, aurik alan dahil olmak üzere, telemetri kayıtlarında mevcuttur. Enerji alanı desenleri, bilinç akışlarıyla ilişkili gibi görünmektedir.

Bir kişinin alanı daha yüksek titreşimli durumlara ulaştığında, artık bedenler, ego durumları veya fiziksel dünya gibi maddi şeyleri deneyimlemez. Biliş, yüksek bilgiler, aşkın fikirler, gerçeklik hakkında içgörü ve yaratıcılık deneyimleri… deneyimler. Sürekli olarak en yüksek titreşimler, “görücüler” olarak kabul edilen insanlardan kaydedilmiştir.

Kitaptan Kısa Kısa Notlar

Bu yazıyı, Dr. Hunt’ın “Infinite Mind: Science of the Human Vibrations of Consciousness” (Sonsuz Zihin: İnsan Bilincinin Titreşimlerinin Bilimi) kitabından notlar çıkartmış bir çalışmadan hareketle İngilizceden çevirerek hazırlıyorum. Bununla birlikte, teknik konular ve terimler olduğu için zaman zaman anlamakta zorlandığım noktalar oluyor ki bu kitaptan notlar sadece. Bu noktada yazıda dikkatimi çeken yerleri kısa notlar halinde paylaşmak istedim bu bölümde.

* Hafızamız vücudumuzun dokularında depolanıyor.

* İmajinasyon gerçekleştiğinde beşinci ve altıncı çakralarda yoğun hareketlilik ölçülmüş ki bu çakralar zaten psişik ve yaratıcı enerjiyle ilgilidir.

* Araştırmaları, bir alan işleminin 5 duyunun faaliyetinden değil, biyolojik alanın (HEF) atmosferik alanlarla etkileşiminden kaynaklandığına inanmalarına neden oldu. (Yani biz 5 duyu ile sınırlı değiliz.)

* Kitapta Reenkarnasyon’a da değinilmiş: Dr. Hunt “yaşamhalleri” terimini kullanıyor. Bu, reenkarnasyonu fiziksel bedenin uzay-zaman alanını vurgulamamakla birlikte ruhun varlığı olarak vurguluyor ve şöyle bir not düşülmüş: “Şimdi ‘göz ardı edilemeyecek kadar büyük miktarda veriye sahibiz’ ve bu veri ‘reenkarnasyon’ dışında herhangi başka bir nedenle zor anlaşılabilir.” Bununla birlikte, her birey kendi “yaşamhalleri”ni keşfetmelidir. (Gidip kendinizi sürekli tarihi kişiliklerle özdeşleştirip durmayın, bunun olumsuz etkileri olabilir. Kendi özgünlüğünüzü keşfedin notu düşülmüş.)

* Laboratuvar testlerinde, Hunt’un bulgularına göre, manyetik enerjideki bir artış, bilinç, duygu veya elektrik enerjisinde herhangi bir dramatik değişiklikten önce meydana geliyordu. (Yani önce manyetik enerjide artış oluşuyor ve bu kişiyi etkiliyordu.)

Kitapta sadece Dr. Hunt’ın değil, bu alanda çalışmış nice bilim insanının çalışmaları ve bulguları yer alıyor. Kitap 1995’te yayınlanmış. Dr. Hunt, 1970’lerde bu alanda çalışmaya başlamış. Kendisi 2014’te aramızdan ayrılmış. (Nurlar içinde olsun.)

Peki Bu Bilgiler Bizi Nereye Götürebilir?

Zannediyoruz ki fizik ve metafizik birbirinden ayrı kavramlar. Metafizik alanı ise “inanışlar”dan ibaret. Halbuki süreç fiziğin, meta fizik evrenini keşfiyle ilerliyor. (Hele burada Kuantum alanı var ki oraya girince neler var neler. )

Dr. Hunt bu alanda çalışmış önce bir bilim insanı. Onunla birlikte bu alanda çalışan nicesi var. Elbette bu çalışmalar bilim camiasında şüphe ile karşılanmış. Tartışmalara sebep olmuş. Bu da sürecin doğası.

Yolculuk şüphe içinde başlar ve kanıt arayışıyla ilerler. Sonrasında kişi çok dirençli bir zihne ve kör inada sahip değilse, bir sonraki aşamaya ilerler. Burada şüphe yine gelir ama zihni artık kanıt aramaz. Kanıtların var olduğunu biliyordur. En son aşamada da ne şüphe kalır, ne kanıt arayışı. Varlığından var oluşundan eminlik halidir bu. Bunu batıl veya körükörüne inançlılık zannetmeyin, burada herhangi bir “taşkınlık” değil, hakiki “aşkınlık” hali yaşanmaktadır. Bu gelişmiş bilinç seviyesidir.

Sizlerle başka bilim insanlarının çalışmalarını da paylaşacağız. Sadece “inanış” zannettiğimiz nice konunun teknoloji ve deneylerle nasıl ölçüldüğüne şahitlik edeceğiz. Sizler de araştırırsanız bulabilirsiniz nice bilgiyi.

Hiçbirisi bilmediğimiz şeyler değil, ama bildiklerimizin araştırmalarla da desteklenmesi, o sürekli kanıt arayan zihni rahatlatıyor.

Tabii bir de hatırlatma olsun: Görmek istemeyenin önünde dünyaları serin, hele ki bir tartışma, kendini haklı çıkartma ortamında ise o yine kafasını çevireceği yeri bulur. Bu bilgileri tartışmalarınızda kendinizi haklı çıkartmak için destekleyici veri olarak kullanmanızı da önermeyiz. O da dışarıdan onay alma gayreti malum. Siz önce kendiniz içselleştirin, tıpkı bu yolun her adımında olduğu üzere, sonrasında zaten gelir size sorarlar sizdeki değişimi. Ama masa masa dolaşıp, “spiritüel vaaz” vermekle insanlara hizmet edilmiyor, bilakis itici geliyor bu tavırlar. Bırakın sizde bir güzellik varsa talibi gelsin sizi bulsun.

Dr. Valerie Hunt ve bu alanda çalışmış ve çalışmakta olan nice bilim insanına selam olsun. İlimlerine emeklerine sağlık…

(Yazı serimiz başka bilim insanlarının çalışmalarıyla devam edecek.)

Yazının kaynağı:

Dr. Valerie Hunt’ın “Infinite Mind: Science of the Human Vibrations of Consciousness” kitabından notları aktaran şu PDF’tir.

https://www.paradigmshiftnow.net/reorganization/booksummaries/infinite%20mind.pdf

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...