Avrupalı toplumlar arasındaki ilginç batıl inanışlar, duyanları şaşırtıyor. Gelişmişlik ve refah düzeyi yüksek ülkelerden oluşan Avrupa’da batıl inanışlar Orta Çağ’dan bu yana geçerliliğini koruyor. Doğu kültüründeki batıl inanışların yanı sıra Avrupalılar da birçok ilginç inanca sahip. Avrupa’da yaşayan toplumların en büyük batıl inancını 13 rakamı oluşturuyor.
Avrupa’da uğursuzluk olarak kabul edilen 13 rakamı, kötülüklerin habercisi ve kötü bir olaya işaret eden sembol olarak görülüyor. Avrupa’nın neredeyse tamamında sofraya 13 kişi oturmak, bir araca 13 kişi binmek, masada 13 sandalye bulunması uğursuzluk kabul ediliyor. Avrupalılar’da uğursuzluk getirdiğine inanılan bir sembol de 17 rakamı. Akdeniz ülkelerinde ve özellikle İtalya’da 17 numaralı hane veya kapı numarası bulunmaz. Uçaklarda, otobüslerde 17 nolu koltuk bulunmaz. 17 rakamının uğursuzluğu Romalılar zamanından kalma. Roma rakamlarının yer değiştirmesiyle ”VIVI” yani ”Yaşadım o halde öldüm” anlamına gelir.
Avrupalı toplumlardaki bazı batıl inançlar şöyle sıralanıyor:
“İtalyanlar’da ve İngilizler’de sabah saatlerinde örümcek görmek, tüm günün kötü geçeceğinin habercisidir.
Bazı Avrupalı ülkelerde, refahı ve mutluluğu simgeleyen pirinç yeni evlilerin üzerine atılır.
Eşeğin, özellikle Güney İtalya’da mafyaya karşı bir koruyucu olduğuna inanılıyor.
At nalı dünyanın en tanınmış uğurdur. İngiliz atasözüne göre fırtınaya, şimşek çakmasına, yangına, nazara, büyüye karşı ilaç gibidir. At nalının uğur getirmesi için satın alınmaması, bir yerde bulunması gerektiğine inanılır.
Orta Çağ Avrupası’nda tavşan ayağı taşımanın şans getirdiğine inanılırdı. Ancak daha sonraları sevimlilikleriyle bilinen bu hayvanlara kıyılmasının şanssızlık getirebileceği görüşü ortaya çıktı.
Sabahları yanlış ayağa yanlış ayakkabıyı giymek, bütün gününün ters geçeceğine işarettir.
Gece baykuş sesi duymak, kötüye işarettir. Ses sol taraftan geliyorsa, daha kötü bir şey olacağının habercisidir. Baykuşun çatıda dolaşarak ötmesi, o evden cenaze çıkacağı anlamına geliyor.
4 yapraklı yonca zor bulunduğu için tüm toplumlarda uğurlu sayılır. Hıristiyan aleminde kutsal bir yaprak olarak anılır. Kurutup defter arasında saklamak ömür boyu şans getirir. İrlandalılar’a göre vatanı kem gözlerden korur.
Gökkuşağına bakmak Avrupalılar’a göre insanın içini rahatlattığı gibi kötülüklerden de korur. Ancak gökkuşağını elle işaret etmek uğursuzluk sayılır.
Cadı ve şeytanı simgeleyen kara kedi Ortaçağ’ın en uğursuz batıl inancı sayılırdı. Kara kedi önünüzden geçerse tam 7 yıl bir uğursuzluk süreci başlar. İtalyanlar tüm uğursuzlukların kara kediden geldiğine inanır.
İngilizler köpek balığı dişinin şans getirdiğine inanır. Diş boyuna takılırsa, en büyük şans çekicidir.
Avrupalı birçok toplumda şampanya patlatılırken, mantar tıpanın isabet ettiği bekar kişinin kısa zamanda evleneceğine inanılır.
Şapkayı yatağın üzerine koymak ölümü simgeler. Bunun nedeni Ortaçağ’da ölen askerlerin miğferlerinin mezar üzerine konması ve doktorların şapkalarını hasta yatağının üzerine bırakmasından kaynaklanmaktadır.
Bazı Avrupalı toplumlarda yüzüğün genç kızlara armağan edilmesi sakıncalıdır. Genç kızın evde kalması tehlikesini yaşatır. Evlilik ve nişanlılık dışında hiçbir şekilde hediye edilmez.
Ortaçağ’da gece yarasanın çarptığı kişinin 7 zamanda vampirin tecavüzüne uğrayacağına inanılırdı. Bu inanış hala bazı Avrupa toplumlarında geçerli.
Evde 7 adet biblo fil bulundurmak refaha ve şansa kapıyı açmaktır.
Anglosaksonların inancına göre gelinin arkasını dönerek attığı buketi kapan kız en kısa zamanda koca bulur.”
Net Haber ©