Bir süredir işlerimin yoğunluğu sebebiyle ara verdiğim yazılarımı (sadece blog yazdığımı sanmayın bende sizler gibi 8.00-5.00 çalışan etten kemikten bir insanım ya da yazarla daha sıkı bir bağlantı kurabilmeniz için ben de sizdenim kıtırları atıyorum:) gecenin kör vakitlerinde ve İsmail YK nın duyar duymaz vurulduğum “Facebook” adlı güzide eseri sayesinde ilham gelmesi sonucu tekrar yazmaya başladım ve sizleri feysbuk adlı çokça popüler ve hepimizin iş hayatının vazgeçilmezi olan sitede yer alan medeni haller kutucuğunun doldurulurkenki ruh hali hakkında aydınlatmak istedim. Yazımda zaman zaman ingilizce kelimeler kullanacak olsam da, çünkü bu feysbuk denen site bir gavur icadı olup bazı kelimeler türkçeleştirilememektedir, yanlarına hiç üşenmeden türkçelerini yazacağım ve bunu sırf siz sevgili okurlarıma hizmette sınır tanımadığım için yapacağım.
Öncelikle feysbuka girmek ve tutunmak öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değildir, bir kere bunu adeta meslek edinen o sitede yaşayan insanlar vardır. Feysbuk kullanıcıları sayfalarında o günkü ruh hallerini ve gündemi yakalayan statulerini (durumlarını) yazarken, önce sabah ezanıyla kalkar parmaklarını açar gerer, adeta Pekin Olimpiyatlarına hazırlanıyormuş gibi bir disiplin ve ciddiyetle ısınır, en ilgi çekici mesajı en etkili mottoyu bulmak için kendilerini paralarlar. Bunca hazırlıktan sonra güncel statu hazırsa vakit kaybedilmeden kişisel sayfaya ileti olarak yazılır. Bu bazen çok tutan bir diziden vurucu bir cümleyken (bkz. EZEL) bazen “Amazonlar Ağlamaz” gibi eski sevgiliye verilmeye çalışılan bir mesaj olabilir neyse uzatmayalım ileti itinayla sayfaya yazılır. Sonra bitmeyen bir süreç başlar, nefesler tutulur, erketeye yatılır; bakalım kaç kişi bu statu ile ilgilenmiştir.
Arkadaş listesinde sosyal çevresi kadar çapı olan insanların günlük durumlarını betimleyen bu cümleler diğer arkadaşlarına haber olarak gittiği anda, bu amatör olimpiyatçıların iletileri şanslılarsa arkadaşları tarafından bir el hareketiyle beğenilir (likes this) takdir edilir, yorum yapılır, çok gülünüp sevildiyse “hihoho” “ahahaha” “ehuehuehu” gibi nidalarla statunun yazarına cömertçe coşku verilir, o garibanda halkın nabzını elinde tutmanın verdiği gazla bir sonraki statusünü düşünmeye başlar, görevi büyüktür ve herkes ondan daha iyisini beklemektedir.
Anlayacağınız zordur feysbukta ilgiyi ayakta tutmak. Ama en zoru o insanları kendi sayfanıza çekmişken medeni halinizle ilgili doğru mesajı vermektir. Bu sebeple toplumsal kaygılarla, kişisel kavgalarla harmanlanan feysbuk sayfasındaki medeni haller kutusu adeta bir ritüel gibi doldurulur. İlişkinin akibeti, verilmek istenen mesaj ya da yanlış mesaj vermeme kaygısı sebebiyle gecelerce düşünülerek değiştirilir düzeltilir yenilenir o kutucuk. Dilerseniz bu ruh hallerinin hepsini sitede yer alan isimleriyle listeleyelim.
1- In a relationship (Türkçesi İlişkim Var A Dostlar) : Bu ekibin genellikle tuzu kurudur, feysbukda medeni halinin ilişkim var olarak görünmesinin anlamı, bu sitede sadece eski arkadaşlarımı bulmak, biraz kafa dağıtmak, video seyretmek eğlenmek için bulunuyorum karıyla kızla işim yoktur. Hele bir de ilişkim var kutucuğu isimlerle tanımlanmışsa örneğin “Ayşe nin Ali ile ilişkisi var” yazıyorsa bu demektir ki Ali çok yürekli, cesaretli Ayşe ile ilişkisini yedi düvele ilan etmekten kaçınmayan civan mert bir delikanlıdır yani Ayşe’nin havasından geçilmez artık.
Ancak bazı cool(havalı) çiftler ilişkim var kutucuğunu doldurur fakat sevdiceklerinin isimlerini vermekten kaçınırlar. Bunun anlamı biz birbirimize o kadar güveniyoruz ki neden elalem kimle beraber olduğumuzu bilsindir. Bu ilişkilerin sonu genelde hüsranla ve çok cool bi biçimde biter o ayrı.
Bazı körpe çiftlerde feysbuka halasının dayısının girmesi ve “Ceyhan” da oturan halanın kızcağızın ilişkide olduğu adamı gördükten sonra akşamı zor ederek babayı arayıp “Abiii, Gülcan Ahmet diye bir oğlanla konuşuyor haaa” diye felaket tellallığı yapmasından çekinerek bu statunun hakkını veremezler. Ama bu sobayla ısınan kırsal aşıklara saygımız sonsuzdur çünkü baba dayağı başka hiçbirşeye benzemez.
2- It’s Complicated (Kafam Çok Karışık!) : İlişki kutucuğunda bu açıklamayı gördüğüm kimseler için hep hüzünlenirim çünkü bunlar akacak mecra bulamayan, bir türlü mesut olamayan, olmayacak adamların peşinde koşarak onları ilişkiye ikna etmeye çalışan kadınlardır. O beyni 2 gigabyte olan adamlara feysbukta ilişkim var yazdıramıyarak mesaj kaygısına düşen sonunda da bir “kafam çok karışık” mesajı patlatarak adama taklacı güvercinler gibi haber salan bu tazelere bir sitemim var. Ah be canım! o adam senin o mesajını görüp insafa gelir mi sanıyosun, bunca yaş devirdin hala bu cin fikirli şeytan şappalaklarının merhamet edeceğine mi inanıyosun? El insaf senin ilişki kutucuğuna kafam karışık yazdığın anda adamın kafası çok rahattır. “Tamam” der bu da bana 2 günde mesaj vermeye salya akıtmaya başladı, ilişki istiyo bağlılık istiyo, amman hacı hemen topuklıyimde salça olmasın der ve bir başka kadına kafam çok karışık yazırdırana kadar seke seke çaydan geçer.
3- Single (Ben bir Apaçiyim): İşte en sevdiğim insan türü. Bu apaçilerin niyeti çok açık ve nettir “Sevişmek” Dünya üzerindeki kadınların çoğuna din dil ırk boy pos demeden tatlı tatlı hisler besleyen bu grup hep pusuda bekler, feysbukta çadır kurar ve orada yaşar. Bunların hep bir ümidi vardır, çok büyük bir iyi niyetle tanımadıkları kızların onları bilgisayar başında çıplak beklediğini düşünür ve apaçiliğin bir üst mertebesi olan komençeroluğa ulaşarak bütün kızlara “çok tatlısın” ya da “sen nasıl bişeysin öyle” gibi yükte hafif pahada daha hafif mesajlar atarlar. Amaç bellidir; “Ya Tutarsa!”.Yeterki bunların mesajına bir geri dönüş yapılsın yeter ki bir Allah selamı verilsin, bitmiştir o kız, sabaha kadar topla tüfekle ağır sanayi hamlesiyle saldırır düşer kalkar yılmaz gene saldırır ekmeklerini çıkarana kadar uğraşırlar. Ama en nihayetinde kötü çocuklar değildir hiçbiri hatta bütün erkeklerin hedefi aynıdır ama o konsantre portakal kadar romantik tipler daha lirik ve şiirsel ifade ederlerken çiftleşme arzıularını, bunlar 7/24 cigerden söylerler. Eeee ne diyelim umut fakirin ekmeği.
Bir de bu single (bekar) ların başka bir türü vardır “uzun ilişkiden çıkan taze bekarlar”. Bunların amacı da uzun vadede yeni yeni büyüklü küçüklü uzunlu kısalı insanlarla halvet olmaktır ancak enteresandır yaşadıkları uzun mu uzun ilişkiler boyunca bu niyetleri hiç anlaşılamamaktadır. O sadakat yeminleri ettikleri yıllar boyunca tomurcuk sevgililerine “seninle hayatım şöyle güzelleşti, eski ve serkeşt halimden eser yok şimdi” diye naralar atıp, feysbuka sırf senin için girdim gece dışarı sırf sen istedin diye çıkıyorum” diye gazozlar içirselerde, sizden ayrılır ayrılmaz zembereklerinden boşalmış gibi sağa sola kuru sıkı ataeş etmeye başlarlar. Bunlar önce dünya için çok mühimmiş gibi 6 milyar dünyalıya bekar olduklarını duyurmak için medeni hal kutucuklarını single’a (bekara) çevirir sonra da başlarlar eski sevgili, arkadaş yoldaş sırdaş selamlaş çer çöp ne varsa arkadaş listelerine eklemeye. Bakın derler bakın beni daha kimse adam edemedi ben o cendereye girmem yine bekarım yine sizinim benim naçiz vücudumdan faydalanııııın. Tabi bunları da Allaha havale etmekten başka çıkar yol yoktur ama olacak olan şudur; bu kırk bir pare top atışıyla bekarlığını kutlayarak etrafa saldıranlar 3 ay sonra gecenin 3 ünde size “nasıl gidiyor hayat…” ya da “özledim… ” ;(ama muhakkak anlam kayması yaşanmaması için üç nokta koyarlar) diye mesaj atarlar.
4- Married (Evliyiz, Düğün Resimlerimizle Döveriz): Bunların bazıları ayrı ayrı feysbuk hesabı açtıkları gibi, yürekten bağlılık yemini edenlerinde ortak hesap açma hastalığı görülür. Tabi eski arkadaşları bulmak için herkesin adını soyadını da bu paylaşım sitesinde kullanması gerektiği için ortaya brezilaylı futbolcularınki gibi enteresan profiller çıkar mesela “Hümeyra De Sozua Alex Cardinale Sanchez Şatıroğlu” gibi bir evli çifte rahatlıkla feysbukta rastlayabilirsiniz. Bunlara kısaca evliliğin paralize ettiği “GDO lu Çiftler” diyebiliriz. Yani bu ne şimdi anladık çok seviyosunuz birbirinizi, anladık kızlık soyadından bile taviz vermek istemiyosun, anladık adam feysbukda dursun kontrolu elimde olsun diyosun ama bize bu eziyeti niye yapıyosun kardeşim “El Codrobez Yapı Kooperatifleri” gibi sayfayı her açtığımızda o şaşaalı ismi görmek zorundamıyız.
Bir de bu evlilerin tarafı kadın olanları muhakkak profillerine gelinli damatlı çiçekli sepetli pastalı şampanyalı resimlerini koyarlarki bu da biz evlendik ama sanmayın ki yalan söyledik aha da kanıtı diye albüm albüm kapak kapak düğün sabahına uyandıkları günden başlayarak hazırlanma süreçlerine, nikahlarından, balayılarından döndükleri güne kadar resimlerini herkeslerle paylaşırlar. Resim altlarına yapılan yorumlara da kibarca ve mahçupca teşekkür ederek muzaffer bir edayla “darısı da senin başına bitanem” yazmayı asla ihmal etmezler (onların da bir kabahati yoktur aslında, evlilik bir kurumdur kurumsal hayatın da ilkeleri vardır.)
Bazı evli çiftlerin sayfalarında ise ne albüm ne düğün ne gelinlik ne papyon görünür hatta sadece çocuklarının resimleriyle donattıkları sayfaların da vermek istedikleri mesaj şudur “çocuk çok başka bişey ben evlendiğimi şimdi anladım.” Pehhh! çocuk için evlenmiş ve evliliklerinin en az 7. yılını geride bırakmış bu kimseler çocukları mıçsa bunu feysbuktan ilan etmekte sakınca görmezler ve “Kayracık Bu Sabah Mıçtı” yazarlar hemen statulerine. Bi de bunların daha aklı evvel arkadaşları vardır ki onlarda otururur bu statulere “İnanmıyorum Oyaaa maşallah yaa darısı bizimkinin başına” diye yorum yazarlar. (Zannımca bir dönem hepsi kabızdan sıkıntı çekmiş ebeveynlerdir bunlar).
5- Medeni Hali’nde Hiçbirşey Yazmayanlar (Hayattan Hep Bir Beklenti İçinde Olan Garibanlar): Benimde içinde bulunduğum bu grup bir zamanlar fırtınalar estirmiş sözlenmelerin nişanlanmaların kıyısından dönmüş bir çok kez popo üstüne oturmuş uslanıp durulmuştur. Bu ekip artık kolay kolay aşık olmayacağını iddia eden ama bu iddialı açıklamasını arkasını dönünce unutan, hayatının aşkını Himalayalardaki Keşişler gibi bekleyen manik depresif inişli çıkışlı insanlardır. Ne medeni haller kutucuğuna “Bekar” yazacak kadar çaresiz, ne de “kafam karışık” yazacak kadar hayalperesttirler.Aslında bu tavırlarında gizli bir kibir, ben seni köpek ederim elbet gibi bir meydan okuma vardır ancak bunu bir tek kendileri bilirler, zira beklenen gittiği yerden dönmezse rezil olmak istemezler. Bu tiplerin en belirgin felsefesi ise “sen yoksun ben bekar geziyorum ohhh nasılda eğleniyorum”dur. Bu durumu çarşaf çarşaf albümlerinden de görebilirz. Zira bir mekana adım attıkları saniyede fotoğraf makinelerini çıkardıkları için 28 tane albümleri, o albümlerde de en az 50 şer resimleri olur. Arkadaşlarına da gizliden mesaj atarak; resimlerin altına pompalayan yorumlar yapmalarını rica eder ama
sonra hiç oralı değilmiş gibi o yorumlara cevap bile vermezler. Öyle havalı ve zavallıdırlar yani.
Ancak medeni haller kutucuğunu boş bırakarak cool’lukta şehitlik mertebesine yükselmiş, modayı takip etmeyerek kendine yakışanı giymiş bu insanların yapması gereken; Albümdü, statüydü, arkadaştı, davetti, etkinlikti kovalamak değil “Ben bu kadarım malzeme bu, gelirsen Ekim’e gelmezsennnn Pekin’e kadar…demektir.