Etrafınızdaki kadınlara bir bakın. İnceleyin. Yetinmeyin, gidin sorun; “Kızım seni deli mi… öptü?” diye. Cevabı “Evet”se, korkmayın, arkadaş normal bir kadın! Çünkü ancak normal kadınlar severler deli adamlarla uğraşmayı. Hepimizin içinde vardır o doğuştan gelen annelik dürtüsü. Erkeğimizi işte o muhteşem dürtüyle dürtüp, adam etmek gibi işler geliştiririz kendimize. “O beni sevecek, o benim olacak, onun içindeki gizli romantiği ortaya çıkartacağım bir ömür mutlu yaşayacağız!” diye başlanır yola. Elde kalanın üçün biri olduğu fark edilince de .ötündeki patlakları temizlemeye çalışır kadınoğlu!

Bu duruma genelde yirmili yaşlarda, üniversitenin ilk yıllarında rastlanır. Ortalama her on kadından sekizinde görülür “imkansıza aşık olma” sendromu. Bende oldu, Ceylan’da oldu, Tuğba’da oldu, Palamut’ta oldu, kardeşimde oldu, Deniz’de oldu, Bradshaw‘da oldu, Şakınç’ta oldu, Bilge’de oldu………….. Oldu da oldu işte!!! Hepimiz bizi çıldırtan, neredeyse ölümün eşiğine getiren, ağlatan, aldatan bu dengesiz heriflere deliler gibi aşık oluruz bir anda.

Sevgililerimden birinden ayrıldıktan sonra onun raporlu bir şizofren olduğunu öğrenmiştim. Tanrım, saatlerce bağıra bağıra ağladım. Oysa birlikteyken ne kadar da mutlu ederdi beni! Gecenin bir vakti gelen telefonlar…. Ansızın karşıma çıkmaları, durup dururken bağırmaya başlaması sonra çocuk gibi susup içten içe ağlaması…. Ne zaman ne yapacağını asla bilemezsiniz. Bu sizi tedirgin ederken acayip de kışkırtır. Huzursuzluk duyarsınız ama aşkınız daha da ateşlenir! Kopmak, kopmamaktan daha çok acı vereceğinden farkında olmadan kabullenirsiniz acı çekmeyi.

Ya erkekler???

“Çok mutlu bir ilişkim var.” diyen erkeklere ben hep acımışımdır. Mutluluk kaynağı kadın annelerinin 25 yıl önceki halinden başkası değildir çünkü! Sessiz, sakin, iç dengesi oturmuş, genel olarak “mıy mıy” diye tabir ettiğimiz o kızcıklarımıza da acırım. Sevdiğinin kucağında saçma sapan bir nedenden hıçkıra hıçkıra ağlayabilmenin tadını hiç bilememişlerdir çünkü. Onlara göre mutluluğun adı, huzurlu ve sessiz bir birlikteliktir. Herkesin bildiği, çoğunluğun onay verdiği, ailelerle desteklenen bir ilişki… Erkekler işte böyle kadınları tercih eder, arada bir delilere kaçarak!

Ama asla bir deliyi uzun süre beslemez evinde. Deli erkeği çekecek bir babayiğit kadın hep vardır da, deli kadını çekecek adam yok gibidir. Deli kadın başa beladır! Her an aldatabilir, süprizlere açıktır ve açtır. Erkeklerle uğraşmayı sevmez, kendi dengesizliklerinde onlar için de denge kurmaya çalışmazlar. Bir ayın sonunda erkeklerin aklından hiç çıkmayacak anılarla ortadan kaybolup, onları müstakbel mütahassıp eşleriyle baş başa bırakırlar.

Ve sonunda deli kadınlar da bir gün yorulup sessiz sakin bir adam bulurlar kendilerine . O güne kadar bütün delilere Allah akıl fikir vere!

Konuk Yazar