Her yeni yıla gireceğimiz vakit, henüz içinde bulunduğumuz yıl ile geçmiş yıllar arasında bir kıyaslama içine gireriz.Özellikle de en kötü günlerimizi ve en mutlu olduğumuz günleri bize yaşattığına inandığımız yılları unutmayız. Hatta bazılarımız sonu tek ya da çift sayı ile biten yılların kendine uğur getirdiğine inanır. Bir de bunu daha da abartıp yeni yılın rakamlarını toplayarak uğurlu sayısının katı olup olmadığını hesaplayıp yeni yılın nasıl geçeceğine dair kendi adına yorumlarda bulunanlar da olabiliyor.
Batıl inançları çok olan ve üzerine sürekli yeni inançlar (daha doğrusu takıntılar) ekleyen bir millet olduğumuz kesin. Aynı zamanda sabırsız ve meraklıyız da. Daha yeni yıla girmeden yeni yılın yaşantımıza ne gibi gelişmeler ya da olumlu veya olumsuz etkiler getirebileceğine dair yorumları bulabileceğimiz dergilerin, astroloji kitaplarının içine gömülürüz. Bir de geleceği öğrenmek için daha masrafsız ve zahmetsiz olan kahve fallarımız vardır. Gerçi günümüzde kahve fallarının bakıldığı kafeler de mevcut. Üstelik kahve falı, tarot ve adı aklıma gelmeyen birkaç çeşit falın daha ücretsiz olarak bakıldığı panolara yazılmış olan bu kafelerde bir kahveye 10 YTL ödeyebiliyorsunuz. Nereden mi biliyorum, zaafıma yenik düşüp kazıklananlardan biri de benim. Fallara inanmayan ve kahve içmeyi pek sevmeyen biri olduğum halde, içimdeki engelleyemediğim o güçlü dürtüden dolayı olsa gerek, kahve içilen bir ortamda bulunuyor isem ve üstelik bu ortamda iyi kahve falı baktığı söylenen bir şahıs bulunuyor ise “fala inanma falsız da kalma” diyerekten kendini kahve falını dinlerken bulanlardan biri de ben olabiliyorum. Hele bir de kötü bir sene geçirdiyseniz, o zaman insanın geleceği ile ilgili güzel şeyler duymaya ihtiyacı oluyor.
Şansıma olsa gerek, baktırdığım kahve fallarında hep 2007’nin benim yılım olacağı söylendi ki,bu daha kim bilir kaç kişiye söylenmiştir. Sözün kısası ben bu sene isteklerimi gerçekleştirebilecekmişim. Durum böyle olunca insan ister istemez kendini 2007 için hayaller kurarken bulabiliyor. Şu 2006 bitse de, yeni yılda hayatımız için hayırlı olacağını düşündüğümüz yeni başlangıçlara adım atabilsek diye düşünürüz. Ama bunun için öncelikle içinde bulunulan senenin bitmesi gerek. Ne de olsa o sene kötü geçmiştir, hatta geçmektedir ve hazır o senenin bitimine de kısa bir zaman kalmış, yeni bir şeyler yapmasak da olur diye düşünebilmekteyiz. İşte bu durum insanın tamamen kendini kandırmasından kaynaklanıyor. Ya hayatımızda yeniliklere ihtiyacımız olduğunu bildiğimiz halde bu yeni başlangıçlara adım atacak cesaretimiz yoktur ve bunu gireceğimiz yeni bir yılın üzerine atarak geçiştiririz ya da kötü geçen bir senenin ardından artık mutlu olabilmek için yeni umutlar arayışına gireriz ve bu umutlarımızı da gireceğimiz yeni bir yıla bağlarız.
2006’da kötü değil ancak eski yıllara göre daha karamsar, stresli ve hayalleri, umutları tamamen boşa çıkmış bir yıl yaşamış biri olarak ben de umutlarımı 2007’ye bağlamış durumdayım. Eee, ne de olsa, inanmadığımı söylediğim ancak bana bir umut verdiği için inanmak istediğim kahve fallarımda da,2007 için güzel yorumlarda bulunuldu. Yeni yıla bağladığım umutlarıma gelince; öncelikle her şeyden önemlisi sağlığımızdır. Çok şükür sağılığım yerinde ve içine girdiğimiz bu senenin de eski seneleri aratmamasını dilerim. Geçtiğimiz yıl, ilk iş tecrübemi yaşadığım için,iş hayatımdaki kariyerim açısından atılmış önemli bir adım olduğundan dolayı benim için oldukça önemli bir yıldı. Ancak kendimi geliştirebilmem, daha iyi bir kariyer edinebilmem ve özellikle de motivasyonumu sağlayarak yaptığım işin karşılığında bana değer verildiğini görebileceğim gelişmelere tanık olabilmem bu sene benim için oldukça önemli. Hele ki, iş hayatınız ister istemez özel hayatınızı da etkiliyorsa bu durum mutlu ve huzurlu dolayısıyla da sağlıklı olabilmek adına birinci dereceden önem taşır. Paraya gelince, rahat yaşayabilme adına sanırım herkesin yeni girilen yıl için en büyük dileğini oluşturuyor. Hatta yılbaşı için çekilen milli piyango biletleri bunun en önemli kanıtı. Bir de yalnızlar için gelen aşka dair umut taşıyan yeni yıl dilekleri vardır ki, olmazsa olmaz. Her nedense benden çok benim yalnızlığımdan arkadaşlarım daha çok sıkılmış olmalılar ki, cep telefonuma gelen her mesaj yeni bir aşk, iyi bir eş diliyor. Daha yolun başındayız, çok erken, ne eşi yahu? Ama elimi ısıtacak bir elin varlığı, başımı yaslayabileceğim bir sevgilinin omzu hiç fena olmaz hani .
Ah, bir de yaralı olduğum bir konu var ki, o da bir türlü çıkamadığım yaz tatili… Tatiller, herkes için önemlidir bence. Biraz stresten uzaklaşmak, kafa dinlemek her bireyin isteğidir. Okulu bitirdim, tatil için arkadaşlarımla sözleştim ve tam tatil hazırlığına başlamıştım ki, kışın yaptığım staj başvuruma olumlu yanıt geldi. Neyse, staj bitti, koca bir kış iş aradım (geçici işlerde çalıştım). Yaz gelince tatil yapar, sonra aldığım enerji ve moralle daha bir hırsla iş ararım diye düşünmüştüm ki, haziran ortasında işe kabul edildim. Ama bu yaz kararlıyım, tatil umudumu 2007 yazına bağladım. Bunlar, benim için öncelikli olan, bu yıl içersinde gerçekleştirmeyi düşündüğüm veya gerçekleşmesini arzu ettiğim umutlarım. Umutlar, hayaller bu kadarla bitmez tabi ki; İstanbul trafiğine rağmen ehliyet almak, yabancı dilimi geliştirmek ve katılmayı düşündüğüm sosyo-kültürel faaliyetler olmakla birlikte, Galatasaray’ın geçen sene olduğu gibi yine herkesi şaşırtarak bu yılında lig şampiyonu olmasını canı gönülden isterim.
Biliyorum ki, yeni yılı umutlarımızı gerçekleştirebilmemiz için bir bahane olarak öne sürüyoruz. Ama burada önemli olan umutlarımızın var olması. Yoksa her sene birçok dileklerle yeni yıla giriyoruz. Ve belki de birçok dileğimiz sözde kalıyor, ama buna rağmen umudumuzu yitirmiyoruz. Hatta eski umutların yerini yeni umutlara bırakıyoruz.
Her yeni yıl arkasında birçok anı bırakıyor. Bu yıl da bitti, eski defterleri kapatalım yeni yıla daha farklı, daha mutlu, daha yenilikçi kısacası kendimiz için daha olumlu olacağını düşündüğümüz bir ruh haliyle girelim ve böyle devam edelim diyoruz. Oysa bizi biz yapan geçmişimiz bir şekilde kendini zaten hatırlatmaya devam ediyor. Bu nedenle, biliyorum ki yeni yıldan çok şey ümit ediyorum ve ediyoruz. Ama neyin doğru neyin yanlış olduğunu düşünmeden ümit etmeye devam edeceğim. “Sonsuzluk hissi veren yolculuklarım” başlıklı yazımı okuyanlar bilir, benim için her bir yıldız umut adını taşıyor ve yaşadığım sürece o yıldızları görebileceğime göre umutlarım da bitmeyecek demektir.
İçine girmiş olduğumuz yeni yıl; umutlarımızı dile getirmek, onları bir şekilde ifade etmek, tekrar hatırlamak ya da kendimize veya çevremize tekrar hatırlatmak için sadece bir bahane…
Her şeye rağmen umutlarımızı hiçbir zaman yitirmeden daha nice seneler yaşamak dileğiyle…