Sensiz bir gün yaşayamam diyorsun, ölürüm bir gün bile geçmez sen olmadan… dolaşmaktan da vazgeçmiyorsun yabancı sularda… ana kraliçe lafı buradan mı çıkmış acaba, gurur mu vermeli bana, gülmeli miyim ağlamalı mıyım bilemedim bir türlü, ben sabit diğerleri müteharrik …
Aşkım dedin yine birine telefonda, biliyorum moda bu aralar, herkes birbirine aşkım diyor … anlamını yitirmiş bir kelime daha, herkes abla, abi, teyze, amca, dayı ve aşkım… ama şeytan dürttü beni bir kere, kime dedin aşkım diye soruverdim işte. ..sen de bizim “…..” dedi … bir bizim filan değil o “senin”, iki bir daha bana aşkım deme sakın ben bugüne kadar bir tek sana demiştim, artık anlamsız… ne garip hala ben sabit, diğerleri müteharrik…
Yorulmuşsundur, hadi biraz çalışma da sohbet edelim diye geldim yanına… o da ne sen zaten sohbet halindeymişsin, hooop tık ve çıt pencere aşağı alına bilgisayarda… e yeni heves, chat diyorlar adına, geyik yapıyoruz arkadaşlarla… evet geyikler karşımda ama esas pencere aşağıda, boşu boşuna bir çaba orada harcadığın zamanın yarısına hem canımı hem de istediğini verirdim sana, hayal bile edemeyeceğin diyarlarda… iyi uykular canım, başım ağrıyor biraz ,sen takıl ben yatıyorum… zaman geçtiiii gitti, ben sabit diğerleri müteharrik işte hala…
Vallahi ben aramadım sen arayıp dedin yarım saate evdeyim, ben de sofrayı hazırladım, bir kaç ta mum yaktım, biraz da makyaj fena olmaz dedim… mumlar bitti, yemek soğudu, makyaj akmaya başladı doğal olmayan sebeplerle… tüm izleri yok ettim vakit arttı bir film seyrettim… beşinci seyredişim .. asansör çalıştı, koştum yatağa, çektim yorganı kafama üzerimde pembe pamuklu pijamalarımla… ahh çok üzgünüm o kadar yorulmuşum ki duymamışım gelişini… ben sabit…
İstemesen de denk geldik işte, o dansetti gece boyunca karşında ben de hanım hanımcık diğer masada… sen selamlaştın beni selamlaştırmadın ama… o yalnız ağlıyor biraz da sarhoş, biz sarmaş dolaş… nasıl için elveriyor anlamadım ki, ama sana bir sır vereyim o gece ben gidip onu teselli ettim, suçu yok ki garibin… sadece aşık olmuş sana ve bilmiyor ki senin için ben sabit … ya o ???
Bugün 14 Şubat, bir değişiklik yapayım dedim , aldım bir şişe şampanya (pahalısından) yanına da çikolata, çaldım kapını… başkaları açtı kapıyı toplantıda deyip yanına sokmadılar beni… olur a, beklerim… baktın ki gitmedim bir saat daha, çıkıverdin ortalığa… beş kişiyle birlikte açtık şampanyamızı yedik çikolatamızı… e biraz utandın biraz da sıkıldın tabi, yemeğe çıkardın beni… yemeğin ortasında aradı diğeri, kızardın gelemem dedin, sebebini söyleyemedin, bana da önemsiz bir toplantı dedin… ben de vah vah hadi git dedim, kaçırma, bir daha 14 Şubat olmayacak hayatımda… ne yazık ben hala sabit hala burda, müteharrikler ordusu karşımda…
Kapıyı açtım gidiyorum dedim… sen rahat ol devam et hayatına… kabul etmedin ama ben bittim… elveda diyorum ve sayıyorum hatalarımı sana… içim ölü ,dışım sabit… oysa hayat müteharrik…
Hamiş: Sabit kelimesi aynı müteharrik gibi dilimize Arapça’dan gelip yerleşmiş işte … Birincisi durağan, ikincisi devingen anlamına…. Şarkıda kullanayım dedim uymadı müteharrik hiç bir satıra , yazıverdim işte öylesine bu konuyu işlememi isteyen editörümün hatırına…
Hamiş sonrası: Aralık ayı boyunca yatak döşek yatıp elimi bile kıpırdatamamama yormuştum geçen sayıya yazımı yazamayışımı, ama bu ay da bir türlü elim varmayınca yazmaya anladım durumun ne olduğunu… Ben serbest atış yapmayı seviyordum, oradan oraya dolanmayı, aslında içimden geçenler de bir şekilde uyuşuveriyordu diğer yazılarla… Aralık ayı itibarı ile yeni bir şey başladı yazarlar arasında ve hadi şu konuda yoğunlaşalım dendi… Bilemediler benim normal olmadığımı konu verdiler işte, ben de farketmeden karşı koyup yazamadım… Bunu farkedince de eğitilmenin yaşı ve yeri yok, eğit kendini ve yap patronun isteğini dedim… Ama geç mi kaldım yoksa yetiştirebildim mi yazıyı bilemedim … Ben de sizlerle birlikte öğreneceğim, hala derKi’demiyim değilmiyim ??? Ayyy çok seviyorum bu heyecanı yaşamayı , kendinize iyi bakın efendim …