Esnek, kaygısız fakat düşünceli; neşeli ama sakinim. Bir bambu dalı kadar yumuşak, esnek ve güçlüyüm
Kaygısız fakat düşünceli;Kaygı duymadan düşünceli olunabilirmi? Kaygı; tasa, emin olmamaktır Kaygı; keder,endişe, telaştır . bir sonraki adımın neler getireceğini endişe, tasa, telaş içinde beklemek hatta hatta neredeyse herşeyin kötü gidebilme ihtimalinden emin olma halidir.Kaygısızlıksa güven, itimat ve imandan gelir geleceğinden ve bir sonraki adımdan eminsindir,hiçbir şeyin senin gelişmen dışında başka türlü bir hedefinin olmayacağını bilirsin , yarınından eminsindir ve yarın sana ne getirirse getirsin Ondan geleceği için ; iman eder kucaklar anlamaya çalışırsın . Kaygısız olmak farkındalığı getirir, gelen olayları telaşsız, endişesiz , keder ve tasasız algılıyabilir fark edebilirsin. Kaıgısoızlık düşüncesizlik demek değildir. Kaıgısız insanın düşüncesi açık, seçik ve nettir. Hedeflerini belirler, kendi ve bütünün hayrı için hedefler oluşturur ve var olan hedeflerede emin adımlarla yürür. Kimseyi rahatsız etmez saygılı ve sevecendir, düşünceleri kaygı taşımadığı için herkesce kabul ve destek görür ama zaten destek ve kabul görme ihtiyacında da değildir.Düşünceleri hep iyilik ve sevbgi üzerinedir ancak ne iyiliği nede sevgisi sınırlı ve sınırlayıcı değildir. İnsana, dünyaya, evrene kainata tüm yaratılmış ve yaratıolmamışlar için düşünceleri ile sevgi yayarken beklentilide değildir. Bu beklentisiz hal, herşeyin, onun ve ondaki sevginin hayrı için çalışır bu hal onda eylem enerjisi uyandırır. Bu enerji onun orada, burada bütünün hayrı için çalışmasını sağlarken kaygı duymadığı için sükunet ve sakinlik içinde eylemlerini tamamlama imkanı verir. Neşelidir çünkü yaptığı herşey destek görecektir, sakindir çünkü tasalanması için gerek yoktur zaten herşey mükemmellik içinde var olmuş ve mükemmelliğe doğru gitmektedir. Herşeyin bütünün hayrı için olduğunu bilir, buna iman eder. Tanrı neşe, sevinç ve hazdır, tanrı yarattığının mükemmelliğini bilir öyleyse onlar için (kulları için) endişe, tasa ve keder içinde olmasına gerek yoktur , O sakin sakin kullarının O na dönmesini bekler. O halde kullarda telal içinde olmasına gerek olmadığını bilir , herşey olması gerektiği gibi olacaktır ancak seçme özgürlüğü insana verildiğinden, tüm seçeneklerini kendi ve bütünün hayrı için yapmanın huzuru ve mutluluğu içinde neşe ve sevinç duyarken , her koşula uyum gösterir ve eğilebilir ancak bu eğilme onun kırılmamasını sağlar. Yumuşak ve eğilebilirliği, her fikri kabul edebilme imkanı sağlarken , kendi fikir ve hedeflerini belirleyecek kadarda güçlü ve özgürdür. Rüzgarın estiği yöne göre eğilebilen ağaç kırılmaz böylece büyüme , gelişme olanağı bulur. Rüzgarın yönüne göre eğilebilmek o yönde büyümeyi gerektirmez , rüzgarın etkisi geçtiğinde rüzgara karşı gelebilmişliğin gücüyle bir kat daha güçlenmiş olarak doğrulur büyür ve serpilir. Yumuşak ve esnek olmak ; katı ve sert olduğumuzda hiç duyamıyacağımız fikir ve düşüncelere bizi açar.İnsanlar ve evren sırlarını ve fikirlerini bizimle paylaşır bu bizi güçlendirir ve geliştirir ve kimsenin dinlemeye istekli ve gönüllü olmadığı fikirlere açık tutarak doğru güçlü hedefler oluşturmamızı sağlar. Karalarımızda çok opsiyonlu düşünebilme olanağı oluşturur. Herkesin fikrine saygılı ve hoş görülü olabilirkenkendi fikirlerinide güçlendirebilmesinden dolayı kendi fikirlerine bile hoşgörülüdür .Fikirleri katı sınırlarla oluşmamıştır, her an o fikirtler gelişip büyüyebilir, eleştirilere açık olduğu için kırılmaz ama eleştirileri hayrı için kullanır, kabul edip değiştirebilecek kadar güçlüdür. Gücü değiştirebileceklerini değiştirebilmesinden, değiştiremiyeceklerini de kabullenmesinden gelmektedir. Böyle olduğunu bildiği içinde tasası- neşeye,telaşı-sükunete, kaygısı-düşünceye ve saygıya dönüşmüştür.Bu küçücük erdemi taşıdığı içinde sonsuz ve sınırsız GÜÇLÜDÜR.
Bir dağ düşün eğilmez gibi görünen
Heybetlimi heybetli, katımı katı
Bir dağ düşün karlı, buzlu
Bir dağ düşün başındaki bulutla yalnız ve kaygılı
Görebildiğin bu kadarmı? Gerçekten
Ondaki sükunet, ondaki düşünce
kaygıdanmı gerçekten
Oysa bahar için topraklarını hazırlamakta
Neşe ve sükunetle barındıracağı varlıkları düşünmekte
Karın, buzun özünü depolamakta
Çok uzak değil baharla coşacak toprakları, kayaları
Yabani kekler mis gibi kokacak
Yine sarı, mor, mavi, kırmızı renk cümbüşü Oluşturacak çiçekler
Ağaçlar öyle görkemli duracak ki üzerinde Kimse dağı fark etmeyecek bile
Bu kış rüzgarla birkaç kaya kaybetmiş olsa bile
Oysa o yine çok güçlü, yine bilge hiç bilinmeyen
O bilgece depolamasaydı suyunu
O tohumları gizlemeseydi içinde
O mağaraları, yuvaları saklamasaydı üzerinde
Bu kadar güzel açar mıydı çiçek ,
Bu kadar görkemli görünürmüydü ağaç
Kelebekler, arılar, kurtlar, kuşlar, ayılar
Ve çocuklarıyla pikniğe koşan bizim dayılar