Sabah Havaş’a bineceğiz Adana’ya gitmek üzere. 5:30 kalkış vakti. 5:15’te durağa geldim. Baktım bir otobüs var, yüzde 80 dolu. Ama yer var halen. İçeriden görevli çıktı, “Doldu, 5 dakikaya yeni araç geliyor” dedi. Durakta bekleyen bir kadın çok kızdı: “Neden ben binemiyorum, bak yer var işte” dedi. Adamlar araca almayınca da gerilim arttı. Sonrasında kadının birisi koşa koşa geldi. Onu araca aldılar, kadın iyice kızdı. Rezervasyonu o yolcu dediler iyice kızdı. Adamlar “Hanımefendi bekleyin geliyor araç” diyorlar, o “hani araç” diyor.
Bu arada ben de izliyorum. Adama gittim dedim ki “5:30’da burada olacak di mi o araç?”, “Abi iki araç kalkacak sorun yok”, peki dedim uzaklaştım. Adamlar halen kadına laf anlatmaya çalışıyorlardı.
5 dakika sonra gerçekten de araç geldi. Yüzde yirmisi dolu, boş bir araç. Rahat rahat geçtik oturduk boş koltuklara. Kadın da geçti oturdu.
Diyeceğim o ki bazı vakitler bize hayat diyor ki “Bekle bir 5 dakika daha. Gelecek o araç.” Ama bizde “Hani nerede? Ben yetişmek istiyorum bir an önce. Niye almıyorsun beni?” diye cıngar çıkartıyoruz. Halbuki seni tıkış tıkış götürmek yerine ferah ferah götürecekler gideceğin yere, tek ihtiyacın olan beş dakika daha…
Ama o zihin! Ya gelmezse!
Var mı garantisi? Hem hayat Havaş otobüsü mü canım. Geleceği ne malum. Hem niye binemiyorum bu otobüse! Benim neyim eksik ha!
Ablacım sen bir beş dakika bekle, az sonra geliyor senin araç!
Not: Hikayenin devamında her iki araç da aynı anda havalimanına girdi. Kendisine kızılan adam, kadına sadece bir “Hanımefendi” dedi “Buyrun işte gördünüz mü aynı anda geldik” manasında… Kadın da gülümsedi.