Merkez Efendi’nin üstadının artık yaşı yetmiş ve postunu devretme vakti gelmiş. En iyi üç öğrencisini çağırmış huzuruna. Onlara şu soruyu sormuş: “Bir anlığına Yaradan’ın yerinde olsaydın, şu dünyada neleri değiştirirdin.” İlk öğrenci demiş ki “Fakirliği yok ederdim”, sen kaldın demiş üstad. Ikinci öğrencisi “Tüm kötülükleri yok ederdim” demiş, sen de kaldın demiş. Merkez Efendi’ye sıra gelmiş. O ise “Hiçbir şeye dokunmazdım. Her şeyi olduğu gibi bırakırdım.” demiş ve üstadı, postu ona devretmiş.
2019 yılında en net idrak ettiğim bu oldu. Ben kimim ki O’nun yaratımını bu kadar beğenmiyorum, sürekli eleştiriyorum, bir de üstüne ben daha iyisini yapardım deyip duruyorum. Bu nasıl bir kibirmiş öyle. Konuşması kolay, kendi hayatına doğru düzgün yön veremeyen adam kalkmış alemleri yönetmeye kalkıyor. Cidden bu ne kibirmiş böyle. Ama farkına varınca bir sakinleşiyor insan, bir dinginleşiyor. Ben de herkes gibi bir kulum işte diyor. İşte esas katkı o noktada başlıyor bu aleme. Öyle kendine sıfatlar, misyonlar edinip çabalamakla değil. Akıl almaz büyüklükte bir sistemin bir parçası olduğunu kabulle geliyor bu olgunluk. Öncesinde ya küçük bir çocuğun bencilliğinde her şey senin etrafında dönüyor gibi davranıyorsun veya zihnine fena halde aldanıp her şeyi sen biliyorsun zannediyorsun. Halbuki bu alem sen olmadan da vardı, sen olmadığında da var olacak. O zaman havan kime… Ama varlığınla ayrı bir güzel bu alem, bazen de yokluğunla…
Işte 2019 benim için bu idrakle geçti ve bu idrak hayatımda karşıma çıkan en muazzam deneyimdi. Şükürler olsun… Hamd olsun… Elhamdülillah…
Ve de 2020 için bir dileğim olacaksa, cümlemiz için sükunet diliyorum. Sükunet varsa içimizde diğer her şey kolaylıkla gelir. Çünkü sükûnet, O’nunla muhabbet ettiğimiz alandır. Muhabbet varsa kavuşum vardır. Kavuşum varsa zaten ötesi yoktur. Her birimizin yegane arzusudur bu.
Ve kavuşumla birlikte de kah seyrederim alemi, kah alem seyreder beni…
Sadece 2020’de değil; her anımızda, ruhumuz her daim sükûnette olsun…