Nepal’e gitmek isteyenlerin ihtiyaç duyacakları temel bilgileri internetten toparladım… İlgilenenlere…
Daha önce hiç denemediğim bir şeydi henüz ziyaret etmediğim bir yer hakkında bir tanıtım yazısı yazmak. Hele bu yer Nepal gibi, uzun süredir rüyalarımı süsleyen ve benim için çok şey sembolize eden bir ülke olunca yazılacak her kelime sanki daha bir özenle seçilmeli, kullanılacak her ifadeye daha bir önem verilmeli gibi geliyor… Kathmandu’nun sokaklarında dolaşmamış, Base Camp’de çadırını kurmamış, Poon Hill’de güneşin doğuşunu seyretmemiş, kısacası Nepal’i yaşamamış birisinin yazabileceği şeyler nelerdir? Benim gibi, Nepal’e doğru uzanmak isteyenlerin ihtiyaç duyacakları temel ve pratik bilgiler… Gidenlerin yazılarını okudum, turizm firmalarının sayfalarına girdim, birçok teknik bilgiye ulaştım ve bunları paylaşmak istedim. Nepal’den döndükten sonra bir yazı daha yazacağım, Nepal’e dair hissettiklerimi ancak o zaman aktarabilirim…
COĞRAFİ ÖZELLİKLER: Nepal Krallığı kuzeyde kalan Çin’in Tibet özerk bölgesinden Himalayalar’la ayrılır, kuzeydoğuda Sıkkım, doğu, güney ve batıda Hindistan ile çevrilidir. Yüzölçümü 140.800 kilometrekare. Küçük Himalayalar ve Büyük Himalayalar arasında kalan orta kesimdeki dağlık bölge, Baghmati ve Seti ırmaklarının geçtiği Kathmandu ve Pokhara vadilerini kuşatan, 2400-4200 m. yüksekliğindeki karmaşık dağ sıralarından oluşur. Yoğun bir nüfusu barındıran Kathmandu Vadisi ülkenin siyasal ve kültürel odağıdır.
Dünyanın 14 adet, 8000 metrenin üzerinde zirvesi var ve bunlardan 8 tanesi Nepal sınırlari içinde. Bu da Nepal’i her ulustan dağcının gözbebeği haline getirmiş. Everest, Kançencunga, Makalu, Dhaulagiri ve Annapurna en çok tercih edilen zirveler.
EKONOMİ: Ülkenin para birimi Nepal Rupisi. 1 Amerikan doları yaklaşık olarak 60-65 rupiye denk geliyor. Nüfus 25 milyon civarında tahmin ediliyor. Başlıca ihraç ürünleri yün halılar, konfeksiyon, bakliyat, süt ürünleri, kıl ve deriler. Başlıca ithal maddeleri ise makine ve ulaşım teçhizatı, kimyasallar ve ilaçlar, mineral yakıtlar, gübre, altın.
Türkiye’ye ihracatı : Yün/ince kıldan şeklinde dokumalar, tek kat iplik, düğümlü-sarmalı halılar, yağlı tohumlar, şeritlerden yapılma şapkalar, başlıklar, reklam lambaları, ışıklı tablolar, seramikten heykelcikler.
Türkiye’den ithalatı : Nohut, sakızlar, şekerli mamuller, tatlı bisküviler, tapalar, tıpalar, cam seramikten mutfak, tuvalet eşyası, elektrik devresi teçhizatı, elektrik iletkenleri.
Nepal oldukça fakir bir ülke. Kişi başına düşen yıllık gelir 1100 dolar. Tarım dışında hemen hiç bir üretimi yok. Herşey Hindistan’dan ithal ediliyor. Yanılmıyorsam tek elle tutulur gelir kaynaklari turizm. Turistler yoğun olarak trekking, rafting ve safari yapiyorlar. Ülkenin güneyi kıraç, kuzeyi ise dağlarla kaplı. Bu nedenle, halk, tarıma elverişli olan orta kısım vadilerinde yerleşmiş.
Hayat şartları çok zor Nepal’de. Rupi’nin durumu çok acıklı. Bir örnek vermek gerekirse, milletvekili maaşı ikiyüz dolar, normal çalışanların maaşı ise kat kat düşük elbette. 1990’larin başında sembolik bir krallığın yanısıra demokratik yönetime geçmişler ancak kısa sürede sistem yozlaşıvermiş. Politikacilar ve bürokratlar son derece zengin olmuşlar. Yolsuzluk almış başını gitmiş. Hemen heryerde olduğu gibi işçilik önemini yitirmiş. Nepal dünyanın en çok fakirlik yardımı alan ülkesiymiş, ayrica büyük de bir turizm geliri var. Ancak bu gelirler nereye gidiyor, bilinmez. Her yıl binlerce insanın ödediği 40 $ vizelerin, 10 $ trekking izinlerinin ve 16$ ACAP (Annapurna koruma bölgesi projesi) giriş ücretlerinin ülke ve halk uzerinde pek bir olumlu etkisi yokmuş. Yollar hala bozuk, insanlar hala çok fakir, erozyonun yıktığı köy okullari hala tamir bekliyormuş.
KONUŞULAN DİLLER: Resmi dil Nepalce. Hemen herkes ingilizce konuşabiliyor. Almanca ve fransızca da oldukça yaygın.
TÜRKİYE’DEN GİDECEK OLANLAR İÇİN VİZE VE ULAŞIM: Vizeyi Katmandu’da havalimanında da 10 dakikada almak mümkün. İşini sağlama almak isteyenler Şişli’deki konsolosluğa bir öğle arasında uğrayıp vize alabilirler. Hatta Nepal’den Bhutan veya Tibet’e geçmek isteyenler multiple entry vize alabiliyorlar. 60 günlük vize için 30 dolar veriliyor. (Bir başka kaynakta 40 olarak geçiyor.)
Nepal’e tren veya otobüsle gitmek mümkün fakat geçilen bölgelerdeki terör yüzünden bu oldukça tehlikeliymiş. Uçakla ulaşım içinse çok çeşitli seçenekler yok. Pakistan veya Hindistan üzerinden gitmek gerekiyor, bir de Rusya üzerinden. Ekim ayında gitmek istiyorsanız, bilet işinizi erkenden ayarlayın yer bulunmuyor. THY ile Pakistan/Karachi’ye gidip oradan Katmandu’ya uçmak mümkün.Pakistan Havayolları’nı da kullanmak mümkün. THY’de ikinci ayak Business $1100 imiş. Uçuş süresi:Dubai, Delhi, Varanasi aktarmalı 15 saat. Gulf Air ile Bahreyn üzerinden gitmek de mümkün.
Thamel (Katmandu’nun merkezi) havalimanı arası taxi ile 100 rupee, ama önceden biryerle anlaştıysanız sizi bedava alıyorlar, ya da orada otellerin adamları sizi alıp şehre otele götürüyorlarmış. Nepal’in ülke kodu 977, Katmandu Tribhuvan Havalimanı’nın telefonu ise 1 471 933. Türkiye’ye telefonun dakikası 200 rupi ve bir dakikayı 1 saniye bile geçse o 2 dakika sayılıyormuş. Elbette ki cep telefonları çalışmıyor.
İKLİM VE SICAKLIK: Yüksek tepelerdeki sonsuz kardan, daha aşağıda kalan bölgelerdeki ılıman hava ile Nepal de ılık bir iklime sahip. Havanın soğuk olduğu ekimden kasıma kadar, ülke ziyaret için en uygun zaman. Gecenin dondurucu soğuğu, güneşin parlamaya başladığı zaman 10-25 C º arası değişebiliyor.
KATHMANDU’YA VARDIKTAN SONRA: 10 dolardan 120 dolara kadar değişen otel fiyatları var. Turistlere yönelik kitaplardan anlaşıldığı kadarıyla en ucuz otellerin bile koşulları hiç de fena değil. Karthmandu da, Pokhara da trekking şirketleriyle dolu. Trekler günlük 20 ile 30 dolar arasında değişiyor. Fiyatın içine rehber ve taşıyıcı dahil. Eşyaları taşıyacak birini kiralamak çok önemli, aksi takdirde dik patikalarda dağ keçisi gibi ilerleyen yerli rehberlere o yüklerle yetişmek pek de mümkün değil… Eğer hava bulutlu değilse 200 dolar verip uçakla Everest’in üzerinde turlamak mümkünmüş. Bunu yapan birinin uçaktan çektiği fotoğrafları gördüm de, “Boşver!”, dedim. Üzerinden geçip de tepesine konamamak sevdiğin bir yemeği koklayarak karnını doyurmaya çalışmak gibi geldi…
Nepal halkı çok ısrarcılarmış ve devamlı turistlere birşeyler satmaya çalışıyorlarmış. Yolda yürümek bile işkence haline gelebiliyormuş. Giden birçok kişiden öğrendiğim kadarıyla, halk müthiş dejenere olmuş. Anne ve babaların çocuklarına ilk öğrettikleri şey turistlerden nasıl para, şeker, kalem, vs. isteyecekleriymiş. Ayrıca, dağlar müthiş kirliymiş. Nehirlerin biraz durgunlaştıkları her nokta pet şişelerle doluymuş. Bu yüzden gidenlerin önerisi şehirden pet şişle getirmek yerine dağda kaynatılıp soğutulan suların tercih edilmesi.Tadı yemek tencerelerinde kaynadığı için kötü oluyor, soğutmalarını özellikle istemek gerekiyormuş. Mineral water şehirde 18 rupee, ama dağda 40-60 arası değişiyormuş, taşıması zor olduğu için.
Kathmandu’da muhakkak görülmesi gereken yerlerden biri de 400 basamaklı Swayambhunat tapınağı imiş. Oldukça eski ve çekici bir tapınakmış ve tepesinden bütün Kathmandu’yu kuşbakışı seyretmek mümkünmüş.
Dünyada nesli tükenmekte olan tek boynuzlu gergedanları görmek isteyenler yine 200 dolar civarında bir meblağ ödeyip safariye çıkabiliyorlarmış. Ama bunun için 180 kilometrelik çok bozuk bir yolu otobüsle 5 saatte gitmeyi göze almak gerekiyormuş. Gidilen yerde harika bir doğa içinde bungalovlarda kalınıyormuş ve yanıbaşınızda akan nehirde timsahlar güneşleniyorlarmış. Timsahların arasında çıplak ayakla nehir kenarında dolaşmak isteyenler ise sülüklerin saldırısına uğruyorlarmış. Bunun da zevki başka olsa gerek…:))
Nepal hakkında daha yazılabilecek çok şey var ama toparlamakta güçlük çekiyorum. Şimdilik bu kadar olsun.