Her yıl, 1 Mayıslar’ın kalbi Kızıl Meydan’da atar, kızıl bayraklı onbinler, sloganlar atarak gövde gösterisi yapardı. Ta ki; aynı meydana komünistlerin alınmadığı, bayrak yerine balon taşınan, ateşli slogan değil çiçek atılan bir 1 Mayıs’lara kadar. Tek teselli ise eski bir tüfekti…

 

Bütün dünyada milyonlarca kişi her yıl 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutlar. Dağılmadan önce sosyalizmin kalesi olarak bilinen Sovyetler Birliği, yeni adıyla Rusya Cumhuriyeti’nde, özellikle Kızıl Meydan 1 Mayıslar’da adeta bir gösteri merkezine dönüşürdü. Tüm dünyanın dikkatle izlediği İşçi Bayramı kutlanırken tüm resmi ve özel kurumlar iki gün tatil edilirdi. Yıllarca Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı hem gazeteci, hem vatandaş hem de ‘solcu’ birisi olarak katılıp izleyen, doğrusu Sovyetler Birliği’nde yapılan coşkulu ve tüm sosyalistlerin gıptayla baktığı ve izlediği 1 Mayıs’ta bulunmayı çok istedim. Maalesef bugüne kadar bu isteğim bir türlü gerçekleşemedi. Sovyetler Birliği yıkılmadan önce hep bu isteğimi çalıştığım kurumlardaki arkadaşlara yinelerdim. Bu ülkeye yapılan gezilere bir kaç defa katıldım. Ancak 1 Mayıs İşçi Bayramı’na hiç denk getiremedim. Nisan ayı sonunda mayıs ayı başında bir gezi nedeniyle bulunduğum Moskova’da 1 Mayıs kutlamalarında binlerce, onbinlerce kızıl bayraklı komünisti Kızıl Meydan’da bulmayı beklerken, sadece tek bir komünistin bulunması hayallerimi yıktı.

 

Ellerinde Çiçekler

 

Sovyetler Birliği döneminde askerler ve halkın neredeyse tamamının katıldığı kutlamalarda, herkes kızıl bayrak taşıyordu. Sovyetler’den sonra Rusya’nın bayrağı da değişti. Artık, Moskova’nın kalbi sayılan Kızıl Meydan’da yapılan resmi 1 Mayıs kutlamalarına geçmiş yıllara oranla halk, sendikalar ve dernekler ellerinde çiçekler, Rus Bayrakları ve sendika afişlerini taşıyor. Askerler ve halkın iç içe yürüyerek miting alanına giden yaklaşık 20 bin gösterici Kızıl Meydan’a doğru yol aldı. Kızıl Meydan’a çıkan en büyük caddelerden birisi olan Tverskaya Yamskaya Caddesi’nde saat 08.00’de toplanmaya başlayan katılımcılar askerler ve polislerin üst aramalarından geçtikten sonra miting alanına yöneldiler. Kızıl bayraklar yerine rengarenk balonlar, renkli dovizler ve mavi pankartlar yer aldı. Her grubun önünde askeri bandolarının bulunduğu caddede katılımcıların alışılagelmişin dışında slogan yerine şarkı söylemeleri dikkat çekti. 

 

Komünistler Ayrı Yerde

 

Birleşik Rusya Partisi ve Rusya Halk Partisi’nin desteklediği Moskova Ticaret Birliği Federasyonu tarafından düzenlenen resmi kutlamaya yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Diğerlerine göre en büyüğü olan bu gösteride gaziler ve Moskova Belediye Başkanı’nın bulunması dikkat çekti. Bir başka hareket olan Sağ Güçler Birliği ise 1 Mayıs’ı Moskova Nehri’nde kiraladıkları botlarla gezerek kutladılar. Rusya Demokratik Liberal Parti üyeleri Puşkin Meydanı’nda toplandı. Rusya Komxünist Partisi üyeleri ise Karl Marx anıtını ziyaret ederek çelenk bıraktılar. Tverskaya Caddesi’nde toplanan kalabalığın içine karışarak kızıl bayrak arıyorum. Rusya’da Yüksek Bilimler Akademi’sinde mühendis olarak çalışan rehberim İldar’a, “Nerede komünistler” diye soruyorum. İldar, “Polis onları kutlamalara almıyor. Eskiye nazaran sayıları çok az olduğu için alternatif kutlamalar yapıyorlar” diye cevap verdi. Miting alanına giden caddede çok sıkı kontrollerin yapıldığı görülürken rehberim İldar’a büyük şaşkınlık yaşayarak tekrar soruyorum: “Bir komünist dahi olsun bulamaz mıyım?” Bana, “Hayır” diyor. 

 

Nihayet Bir Komünist

 

Ama ısrarla bütün caddede kızıl bayraklı komünist aradım. Çoğunluğunu yaşlıların oluşturduğu caddeden Kızıl meydan’a doğru yürüyüş başladığında katılımcıları tek tek süzdüm. Belki yüzlerinde ‘komünist’ çizgi bulabilirim diye. Ama nafile. Büyük bir hayal kırıklığı içerisinde kaldığım otele dönerken yürüyüş alanının arkalarında elinde, orak çekiçli kızıl bayrak taşıyan yaşlı bir Rus’a rastladım. Büyük bir heyecanla yanına gittiğim yaşlı komüniste rehber aracılığıyla, “Niye eskisi gibi kızıl bayraklar taşınmıyor? Sadece siz varsınız” diyorum. 78 yaşında olduğunu belirten yaşlı komünist büyük bir kızgınlıkla rehbere anlatmaya başlıyor: “Eskiden daha mutlu ve huzurluyduk. bunlar Sovyetler Birliği’nin o şanlı geçmişine ihanet etti. Boris Yeltsin ve Vladimir Putin bizi sefalete sürükledi” dedi. Tüm katılımcılar şarkılar söyleyip eğlenirken yaşlı komünist tek başına slogan atıp geçmişi yad ediyordu. Üzerine bantlarla sardığı küçük teyp’te Avusturya İşçi Marşı ve  Venselemoz marşları çalıyordu. Askerlerin, sendikaların ve bazı grupların bandolar eşliğinde şarkılarına karışıyordu yaşlı komünisten ‘sosyalist’ marşları. Caddeden Kızıl Meydan’a olan yaklaşık 4 kilometrelik bölümü yaşlı komünistle yürüdüm. O ingilizce bilmiyor, ben Rusça bilmiyordum. Ortak bildiğimiz tek şey aynı melodi farklı dillerle söylediğimiz Venselemoz, Avusturya İşçi marşı ve daha niceleri. Resmi konuşmalar bittikten sonra Kızıl Meydan’da bir süre kalıp elimizde bulunan orak çekiçli bayrağı yine meydan da bulunan Lenin’in mozolesine doğru salladık. Sol kolları kaldırıp farklı dillerde slogan attık.

 

Meğerse Kadıköy’deymiş

 

Moskova’da sabah saat 06.00’da başlayan 1 Mayıs maceram öğleden sonra saat 14.00’da bitmişti. Hem fotoğraf çekmek, hem kalabalığı izlemek beni bir hayli yormuştu. Otele döndüğümde, televizyondan Türkiye’deki kutlamaları izlemeye başladım. O da ne? Yer İstanbul, Kadıköy Meydanı. Bayramı kutlayan onbinlerce işçinin arasına giren bir grup, kırmızı elbiseleri ve kızıl bayraklarıyla meydanda durmuyor mu? Benim Moskova’da beklediğim manzara meğer İstanbul Kadıköy’deymiş…

 

(Bu yazım 3 Mayıs 2005 tarihinde Tercüman Gazetesi’nde yayımlanmıştır. Bazı bölümlerine derki için ekleme yapılmıştır…)

Erhan Öztürk