Ünlü seksolog Shere Hite’ın son kitabı kadınların hemcinsleri ile arkadaşlık ilişkilerine odaklanıyor. ‘Women Loving Women (Kadınları Seven Kadınlar) adlı kitabında Hite; kadınlar arasındaki kıskançlık ve rekabetin sebeplerini de irdeliyor.

Kadınlar birbirleriyle iyi arkadaş olamazlar, çünkü aralarında hep bir rekabet, bir kıskançlık, bir çekememezlik vardır… Kadının en büyük düşmanı, kadındır… Kadın, kadının kurdudur… Bu sözleri defalarca duymuşuzdur. Peki ne kadar doğru?

Kadın cinselliği, kadın-erkek, kadın-aile ilişkileri üzerine yazdığı bilimsel olduğu kadar sansasyonel raporlarıyla tanınan dünyaca ünlü seksolog ve sosyolog Prof. Dr. Shere Hite, ünlü ‘Hite Raporu’ serisinin sonucusunda bu konuyu büyüteç altına alıyor. Yedi yıl aradan sonra yayınladığı yeni kitabı ‘The Hite Report on Women Loving Women / Kadınları Seven Kadınlar Raporu’nda ünlü araştırmacı, kadınların kadınlarla olan iş, aile ve dostluk ilişkisini incelerken, kadınlar arasında yaşanan kıskançlık ve rekabetin altında yatan sebeplere de ışık tutuyor. Bu konuyu ele alma sebebiyse son yıllarda kadınlar arasındaki rekabetin gittikçe artması.

KADIN DÜŞMANI KADINLAR

“Günümüz toplumunda kadınlardan hem mükemmel anne hem mükemmel sevgili hem de mükemmel iş kadını olmaları bekleniyor. Ancak her konuda ‘en iyi’ olduğunda ‘başarılı kadın’ sıfatına layık görülen kadınlar da haliyle birbiriyle kıyasıya bir rekabete giriyor, birbirine düşman oluyor. Son yıllarda bu durum ciddi bir probleme dönüştü” diyor Hite. Northumbria Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma da Hite’ın tezini destekliyor. Buna göre özellikle çalışan kadınlar, iş yeri ortamında birer kadın düşmanına dönüşüyor; erkek gibi davranmaya başlıyor ve hemcinslerine tamamen sırt çeviriyor. Çünkü erkeklerin dünyasında kendilerine ancak bu şekilde yer bulabiliyorlar. Psikoterapist Susie Orbach da kadınların rekabetinin bu denli dikkat çekici olmasını şöyle açıklıyor: “Rekabet erkeğin doğasında var. Yarışmaları normal karşılanıyor. Kadınlar ise rekabet ortamında kendilerini hemcinslerinin ihanetine uğramış gibi hissediyor ve daha duygusal tepkiler veriyorlar. Bu yüzden kadınların rekabeti erkeklerinkinden daha çok göze batıyor.”

İşin acı yanıysa toplumun kadınların kapışmasını izlemekten zevk alması. Zira genç müzisyen Amy Winehouse, yılların süperstarı Madonna’ya ‘yaşlı’ diye laf attığında ya da şu günlerde aynı anda albüm çıkaran Gülben Ergen ile Demet Akalın ‘daha çok albüm satma’ derdiyle birbiriyle atışmaya giriştiğinde herkes iştahla seyrediyor..

BU DOSTLUK AŞKTAN DERİN

Ancak ‘Kadınları Seven Kadınlar’ raporunda Hite kadınları ‘birbirinin kuyusunu kazan kıskanç yaratıklar’ olarak tanımlamak yerine aralarındaki bu rekabetin temellerine göz atıyor. İlişkilerinin neden bozulduğuna ışık tutuyor. Ve kadın dayanışmasına toplumsal yönlendirmelerin gölge düşürdüğünü savunuyor. “Kıskançılık ve rekabet aslında sadece birer klişe. Kadınların birbirine düşman olması gerekmiyor!” diyen Hite raporunu şu sözlerle noktalıyor: “Biz kadınlar aslında birbirimizi seviyoruz. Bu dostluğu korumak zor da değil; armızdaki dostluğun ve duygusul açıdan birbirimizle paylaştıklarımızın erkeklerle yaşadığımız ‘büyük aşk hikayeleri’nden bile derin ve güçlü olduğunu unutmayalım yeter!”

EVLİ İLE BEKAR, YAŞLI İLE GENÇ KADININ EZELİ REKABETİ

‘Kadınları Seven Kadınlar’ araştırması için dünyanın her yerinden binlerce kadınla görüşen Hite, kitabını bu kadınların hemcinsleriyle yaşadıkları kişisel deneyimleri doğrultusunda şekillendirmiş. Hite’a göre kadınlar arasında geçimsizlik ve rekabeti ortaya çıkaran esas sebep toplumsal yönlendirmeler.

Kız kardeşlerin rekabeti:

“Genellikle kız çocukları aile içerisinde sevilmek için erkek çocuklarından daha fazla çaba harcamak zorundadır” diyor Hite; “Çünkü aile içinde erkek çocuğunun ‘gelecek’ kız çocuğunu ise ‘dekoratif’ olarak algılanması yaygındır. Bu da kız kardeşlerin sevgi için birbiriyle rekabete girmesine sebep oluyor. Zira araştırmalar birbiriyle geçinemeyen kız kardeşlerin evden ayrıldıktan sonra birbiriyle daha iyi anlaştığını ortaya koyuyor.”

Genç ile yaşlı, güzel ile çirkinin rekabeti:

“Bir ortama girdiğimizde diğer kadınlardan kimin daha şık, daha güzel veya daha genç olduğuna hemen dikkat ederiz. Daha yaşlı veya şişmansak bunalıma gireriz” diyor Hite; “Erkeklerin ilgi odağı olursak da diğer kadınlar tarafından dışlanırız.” Bunun altında yatan sebepse Hite’a göre dış görünüşün toplumda hâlâ önemli bir değer yargısı olarak görülmesi. “Güzel ile çirkin, genç ile yaşlı kadın arasındaki rekabet de toplumda fazlasıyla besleniyor. Bu yüzden kadınlar sonsuza kadar genç, güzel, seksi kalmak için çaresizce çırpınıyor” diyen Hite ekliyor: “Oysa en önemli şey özgüvendir. Araştırmalar dış görünüşüne fazla özen gösteren kadınların genellikle güvensiz kadınlar olduğunu söylüyor.”

Evli ve bekar arasındaki uçurum:

Kadınların arkadaşlıklarını sonlandıran en tipik olaylardan biri de birinin evlemesi ya da ilişi yaşamaya başlaması. Kadınlar bir erkekle birlikte olduklarında kadın arkadaşlarını kolaylıkla terk edebiliyor. Ancak kendisi gibi olanlarla görüşüyor; yani evliler evlilerle, bekarlar bekarlarla arkadaş oluyor. “Bunun altında yatan sebep kadının kocası veya sevgilisi kıskanmasın diye önceliği ona vermesi, arkadaşlarını ikinci plana atması. Bekar kadınlar da ‘sistemin dışında’ hissedip uzaklaşıyor” diyor Hite ve ekliyor: “Kadınlar eşleriyle dostları arasında seçim yapmak zorunda hissetmemeli Ama maalesef evli-bekar ayırımı kadınların arkadaşlık ilişkilerinde en büyük uçurumu yaratıyor.”

İşyerinde kadın rekabeti:

İş dünyası kadınlar arasında rekabetin en belirgin olduğu ortam. Çünkü burası erkeklerin egemen olduğu bir alan. Kadınlar iş hayatında çoğunlukla ‘erkek gibi’ davranmakla suçlanıyor, kadın yöneticiler diğer kadınlarca ‘kabus’ olarak görülüyor. Ancak Hite kadınların bunu yapmaya mecbur kaldığını söylüyor: “Kadın yöneticiler erkekler kadar ciddiye alınmıyor. Kadın çalışanlarına yumuşak davrandıklarında da hemen bir arkadaş ortamı oluşuyor ve otoriteleri yok oluyor. Bu yüzden de erkek yöneticilere nazaran daha sert davranmak zorunda kalıyorlar.” İş ortamında kadınların birbirine destek çıkmamasının sebebi de yine erkekler. “Kadınlar birbirine destek verdiğinde, erkek iş arkadaşları ve yöneticileri tarafından ‘feminist’ diye damgalanıyor, dışlanıyor ve kendi kariyerlerini de tehlikeye atıyorlar. Bu yüzden iş ortamında kadınlar hemcinslerini kollamıyor.”

Dostluğu güçlendirmenin yolları

YAPIN

1-Düzenli buluşma günleri belirleyin ve bunlara sadık kalın.

2-Gündelik sohbetlerin ötesinde onunla uzun ve derin konuşmalar yapmaya vakit ayırın.

3-Sadakati güçlendirin. Birlikte geleceğe yönelik planlar yapın ve sözünüzü tutun.

4-Sözlerinde satır aralarını okumaya özen gösterin. Örneğin ‘sürekli işinin seni çok yorduğunu söylüyorsun. İşini seviyor musun?” gibi sorularla içini dökmesini sağlayın.

5-Önce onu dinleyin, sonra kendinizi anlatın.

YAPMAYIN

1-Her buluşmanızda sürekli kocanızdan, sevgilinizden veya çocuğunuzdan bahsetmeyin. Onlarla olduğunuz zamanlarda da arkadaşınızı unutup ihmal etmeyin.

2-Sizi her aradığında ‘çok meşgulüm’ demeyin. Gerçekten meşgulseniz, sonra geri arayacağınızı söyleyin ve arayın!

3-Buluşmalarınızı gündüz saatlerine sıkıştırmayın. Arada bir birlikte akşam yemeği de yiyin.

4-Siz hiç bir şey söylemeden sizi anlamasını beklemeyin. Ona kendinizi anlatın.

5-Sakın aşık olur olmaz, evlenir evlenmez, çocuk doğurur doğurmaz onu terk etmeyin.

MİNE AKVERDİ – AKŞAM

Konuk Yazar