Şu aralar öyle mi bilmiyorum, ama bizim zamanımızda, ilkokul ve ortaokul çağında genellikle kızlar tarafından yapılan bir uygulama vardı. Bir kişi bir anı defteri dağıtır ve oradaki sorulara cevap verilmesini isterdi.
En tipik soruyu herkes hatırlayacaktır: Bir ıssız adaya düşersen yanına alacağın 3 şey nedir?
O zamanlar buna verilen en tipik cevap “yiyecek, içecek ve Cindy Crawford” üçlüsü idi.
Benim büyüyünce mühendis olacağım, ta o zamanlardan belliydi. Çünkü “sizce ‘aşk’ nedir” sorusuna, millet “aşk bir güldür eninde sonunda solacaktır” ya da “aşk asla bitmeyecek bir sevgi pınarıdır” şeklinde yarı-ezberden yarı anı defterini veren kızına yaranma tarzında cevaplar verirken, benim verdiğim cevap şuydu: “Aşk, iki insanın (ya da iki hayvanın) , bir ilişkiye girdiklerinde, çok çeşitli ve güçlü duyguların bir arada yaşandığı psikosomatik bir hastalıktır.”
Bu tanım herhalde, benim niye üniversiteye gidene kadar kız arkadaşım olmadığını da açıklar. (Üniversitede tuhaf erkekler de prim yapabiliyordu, yoksa düşüncelerim o zamanlar da aynıydı…)
Beraberliklerin sinüzoidal çözümleri, benim üniversitede bulduğum bir teoremdir.
Teoremimi açıklamak için çok kısa bir fizik dersi vermek zorundayım: Tipik bir sinüzoidal dalga aşağıdaki şekilde görülmektedir. (bkz. Şekil 1). “Ampltiude” burada dalga şiddetini, “wave length” ise dalga boyunu gösterir. Yine tipik bir sinüzoidal dalganın formülsel açılımı,
y = A sin(kx-wt-φ) + D olarak verilebilir.
Şimdi modern yaşantımızla, fiziği birbirine uyarlayalım.
Y= t’e göre sinüzoidal dalganın değerini verir. (Bunu insanın ruh hali olarak adlandıralım.)
T = zaman (gün içinde geçen zaman)
A= Merkeze göre varılan tepe noktası (gün içinde yaşanan zirveler, ruh hali değişimleri)
φ = faz değişimi (zamanla değişen duygular)
Yani, sinüzoidal dalga açılımından yola çıkacak olursak; bir kişinin ruh hali, bir gün içinde geçirdiği zaman süresince, karşılaştığı olaylara bakış açısı, ve onlara verdiği tepkilerle o durumlardan sonra kendisinde oluşan duygulara göre değişken bir seyir izler. Bu mantığı uzun zamana uyarlayacak olursak; insanın ruh hali karaktere dönüşür, ve verilen tepkiler zamanla sabitleşeceğinden, bu şema uzun dönemde insanın kişiliğini temsil eder. Sinüzoidal grafikler verilen tepkilere ve varılan zirvelere göre değişeceğinden herkesin farklı bir sinüzoid çizgisi, ya da ruh hali, karakteri olacaktır. (bkz. Şekil 2)
Şimdi beraberliklere bakalım. Beraberliklerde iki insan birlikte zaman geçireceklerinden bir grafikte iki tane sinüs çizgisi olacaktır. (Şekil 3) O zaman grafiğin yorumu şu şekilde değişecektir:
Y= t’e göre sinüzoidal dalganın değerini verir. (Bunu genel olarak beraberlik olarak adlandıralım.)
T = zaman (gün içinde geçen zamanı)
A= Merkeze göre varılan tepe noktası(beraberlik süresince yaşanan tepe noktaları)
φ = faz değişimi (zamanla değişen duygular)
Buna göre yorumlayacak olursak; beraberlik, iki kişinin ortak yaşarken, hissettikleri farklı duyguların ve zamanla değişen duygu ve tepkilerin ortak bir bütünlüğüdür diye bakabiliriz.
Fizik kurallarına göre iki farklı sinüs dalgası aynı anda üst üste gelirse, o andaki değerler toplanır ve ortak, tek bir grafik olarak gösterilir. Bu da beraberliğimiz boyunca yaşanan sorunlar ve çözümleri açıklamamıza yardımcı olur.
Şekil 3’te de görüldüğü gibi rastgele seçilen iki noktayı, ya da anlık yaşanan iki noktayı ele alalım. Erkeğin ruh halini anlamak için mavi dalganın y-ekseninde gösterdiği değere, kadının ruh halini anlamak için kırmızı dalganın y-ekseninde gösterdiği değere bakınız. İlişkinin ortak ruh halini görmek içinse siyah kesikli dalganın y-eksenindeki değerini ele alınız.
Durum 1’de erkek araba almak istemektedir. Araba alma konusunda kız herhangi bir duygusu yok (nötr) ama erkek çok istiyor. Bu durumda erkeğin dediği olur, kızın ruh hali de erkek mutlu olduğu için artar, ilişkide bir pozitif değer oluşur. ( Mavi dalga pozitifte, kırmızı dalga 0 değerinde, ortak siyah dalga pozitifte.) Sonuç: İlişki iyiye gitmektedir.
Durum 2’de kadın elbise almak istemektedir. Elbise alma konusunda, kadın 22inci mağazaya girmiş, 14üncü mağazada aldığı elbisenin aynısını daha ucuza bulmuş, 14üncü mağazaya geri dönüp elbiseyi geri vermek ve kavga etmek istemektedir. Erkeğin ruh haline bakıldığında büyük ihtimalde “hay elbiseyi de… seni de…” şeklinde bir düşünce halindedir. Fizik kurallarına göre erkeğin dediğinin olması lazım ama burada gerçek kurallar uygulanacağından kız o mağazaya gidip bildiğini yapacak, bu arada da bir ayakkabı ve çantasına uygun şal bulup onları da alacaktır. Erkeğin ruh hali yerlerde süründüğünden yol boyunca surat asacak, mızmızlanacak ve kız arkadaşının da ruh halini bozacaktır, ilişki negatife düşecektir. Sonuç: İlişki kötüye gitmektedir.
Alttaki Şekil 4’e bakalım. Durum 3’te seçilen noktaya “TV izleme ve televizyon kumandası savaşı” adını verelim. Burada gördüğünüz gibi erkek ve kadının istekleri tam tamına zıttır. Erkek maç, araba yarışı ya da Beyonce klipleri izlemek isterken, kadın Sex and the City, romantik bir film ya da yemek tarifi izlemek istemektedir. Birbirlerine tamamen ters olan bu istekler üst üste çakıştığında “0” değeri elde edilir. Gerçek hayatta kimin kazandığı önemli değildir, çünkü iki taraf da mutsuz olacaktır. “0” değerinin elde edildiği durumlara fiziksel dilde “sönümlenme” gerçek hayatta da “uyumsuzluk” denir. (Bu grafikte ortak siyah dalga, sıfır ekseninde gitmektedir.)
Dördüncü durum ise “mum ışığında romantik yemek” noktası olsun. Erkekte kadında oldukça rahat, huzurlu ve mutludurlar. İki tepe nokta üst üste gelmiştir, bu duruma fizik dilinde “süper dalga” gerçek dilde ise “uyum” denir.
Bütün bu anlatımlardan sonra anlaşılacağı üzere, süper dalga (“uyumlu ve mutlu bir beraberlik”) ilişkilerde yakalanması gereken durumdur. Örneklerde görüldüğü gibi iki dalganın süper dalga oluşturması için iki dalganın da doğru biçimde olması (“doğru kadın”), doğru frekansı yakalaması (“doğru zaman”) ve doğru dalga boyunda olması(“doğru zemin”) gerekmektedir.
Gerçek hayatta ara sıra zamanda ya da zeminde küçük kaymalar olabilir, bu gibi durumlarda sinüzoidal dalgalarda küçük sönümlenmeler ya da uyumsuzluklar oluşacaktır, bunlara da gerçek hayatta “sürtüşme” adı veririz. Ama eğer bir şekilde iki tarafta tekrar dalga boyunu aynı aralığa oturtabilirse, sürekli süper dalgada duran ve sönümleyen bir dalga boyuna sahip olurlar. Buna da gerçek hayatta “anlaşmaya varma” denir.
Bu fizik dersinden çıkarılacak sonuç şudur: Gerçek hayatta, doğru eş, doğru yer ve doğru zamanı yakalarsanız mutlu ve uyumlu bir beraberlik yakalarsınız, ara sıra sizin ya da eşinizin ruh halinde, belli zamanlarında ya da belli yerlerde değişiklikler düzensizlikler olabilir, ama konuşarak çözümlenemeyecek, ve bu şekilde mutluluğun tekrar yakalanamayacağı bir ilişki yoktur.
Gördüğünüz gibi bu beraberlikler konusu da, bu şekilde fizik tarafından kanıtlanmıştır.