Sevgiliden ayrılmanın en iyi yolu, ayrılığın onun fikri olduğuna inandırmaktır. Eğer bir ilişkiyi sonsuza dek bitirmek, bir kişiyi yaşamınızdan sonsuza dek söküp atmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey bu!

Nedense insanlar terk edilmeyi, bırakılmayı gururlarına yediremiyor. Birisinden ayrılırsanız, sizi geri döndürmek için ilişki dağarcığında ne varsa denemekten kaçınmıyor. Ta ki siz ona geri dönüp ilişkinize tekrar başlayana kadar. İnsanoğlu bunu niçin yapıyor biliyor musunuz? İlk fırsatta bu defa kendisi ayrılmak için. Terk edilen, bırakılan değil, terk eden ve bırakan olmak için. O zaman o ilişkinin kendisinde açtığı yaraların intikamını aldığını zannediyor. Bu nedenle de ayrılmaya kararlıysanız tek yapmanız gereken, ilişkiyi bitirmenin onun fikri olduğuna inandırmak. Bunu başarmak bazen kolay olmuyor, hele uzun bir ilişkiyse bağlanma, alışkanlık, ortak hayatlar, insanlar, belki çıkarlar… Bu aşamaya gelmek için önce karşınızdakini ciddi anlamda canından bezdirmeniz lazım. Sizden illallah demeli, gına getirmeli, sevilmediğini, önemsenmediğini iliklerinde hissetmeli.

“Bir yere gidelim mi?” “Hayır çok yorgunum, sen git”, giderse “neden bensiz gittin?” türü dengesiz davranış örnekleri, öpüşmek, sevişmek, sarışmak veya sırnaşmak istememeler, hayatına ilgi göstermemeler, birlikte zaman geçirmekten kaçınmalar, boş boş tavana bakmayı bile onunla olmaya tercih ettiğini hissettirmeler… Bunların hepsi çok önemli yardımcılarımız. “Hayatım bugün ne oldu biliyor musun?” diye şevkle başladığı konuşmayı isteksiz ve zoraki bir dinleme sonunda “bu muydu anlatacağın?” şeklinde yorum yapmak… Onunla birlikte olmaktan hiçbir zaman ve şartta memnun olmadığınızı hissettirmek, mesajlarına cevap vermemek ya da sadece “Ok”, “iyi”, “peki”, “evet” ve “hayır”la yanıtlamak. Özel hiçbir mail göndermemek, sadece size gelen ‘zinciri bozarsan gözün çıksın’, ‘şu tweety kuşunu 45 kişiye gönder’ türü iç bayıcı maillerin kişi kısmındaki 44 kişiye onun da adını eklemek suretiyle sizin için önemli olmadığını hissettirmek ve daha niceleri… Aslında bazı yüzsüzleri bu tip davranışlar kamçılar ve naz yapıyorsunuz sanabilir ama bu riski almanızda bence hiçbir sakınca yok. Nasıl olsa bu yöntemle de bir zaman gelir ve kıvama getirir, sonunda yine istediğinizi yaparsınız. Burada tek önemli nokta, ortada sizinle ilgili üçüncü bir şahıs olmaması. O zaman siz haksız duruma düşersiniz ve plan bozulur. Dürüstlükten taviz vermek yok, bu bıktırıp ayrıldırtma programı, aldatıp kandırma değil, burada iki tarafın çıkarını da gözetiyoruz.

Konuya dönersek, ilişkiyi bitirmeyi ona istetmeniz ondan sonsuza dek kurtulmanız için yeterli. Bırakan kişi geri dönmeye niyetli olmaz. Ama siz de emin olun kararınızdan. Aradan üç beş ay geçtikten sonra “naber?” yazan bir mail veya sms sizin en başa geri dönmenize neden olur, bunu beş yaşındakiler bile bilir! 

Geri dönülen ilişkiler asla iflah olmaz. Biten bitmiştir, taşıma suyla değirmen ya da ilişki dönmez. Bu böyle biline.

Bitirdiniz mi yazsa da arasa da cevap vermek, geri dönmek yok, yolda rastlasanız bile görmemiş gibi yapacaksınız. Öyle gideceği yerlere gitmeler, ortak tanıdıklarla mesaj göndermeler, kazara rastlamış gibi yapmalar, nispetler, kıskandırmalar yok bu planda. Kararsız adam gurursuz adam demektir, onları kınıyor ve dışlıyoruz. Bitirmekte kararlı değilseniz hiç girmeyin bu işlere, birlikte sürünün gidin!

Karşı tarafı bezdirme operasyonu başarıyla uygulanıp ondan gelen ayrılma teklifiyle mutlu sona ulaşınca ne yapmak gerekir, “peki, sen bilirsin” deyip zarif bir hamleyle üzerinize düşen rolü oynamak, hatta daha iyisi, hiç yanıt vermemek bu aşamada yapılacak en uygun şey.

Bu duruma gelen ilişkide karşı tarafa yapacak bir şey kalmamıştır. Ne yapsın? Kendi bitirdi, karşı taraf itiraz etmedi, açık kapı bırakmadı, güzel güzel kabullendi? Eee? Bitti işte! Arasa olmaz, sorsa olmaz, dönse olmaz artık bu durumdan sonra. Ona görünmemeye, ortak tanıdıklardan, mekânlardan uzak durmaya da özen gösterdiniz mi hayatınızdan başarıyla çıkardınız demektir.  Bunu niçin yaptık? Tekrarlayalım, hiçbir yere gitmeyen, ne uzayan ne kısalan, size bir şey vermeyen, katmayan, hatta zarar veren bir ilişkiden en sancısız ve kesin şekilde kurtulmak için. Sizi siz olmaktan çıkaran kişiyi hayatınızdan çıkarıp tekrar siz olabilmeniz için.

Şimdi o hayatınızdayken yapamadığınız ne varsa yapmaya, vakit ayıramadığınız ne varsa tadını çıkartmaya, aslında sizin rahatsız olmadığınız hatta sevdiğiniz ama karşınızdaki kişi sürekli eleştirdiği için kavram karmaşası yaşadığınız özelliklerinizi yeniden bağrınıza basmaya başlayabilirsiz. İlişkinin yaralarını sarar, size kaybettirdiklerinin acısını çıkartırsınız. Kimi zaman yaşam özgürlüğünüzdür söz konusu olan kimi zaman kendine güveniniz. Artık kendinizle baş başa kalarak altüst edilmiş dengelerinizi benliğinizdeki uygun çekmecelere dizmeye başlayabilirsiniz. Bu plan bir ilişkiden bir ilişkiye geçerken de kullanılabilir ama en uygun durum kendini toparlamaya, uzun bir molaya ihtiyaç duyulduğunda uygulamaktır.

Kadınlar biten ilişkilerden sonra alışveriş (özellikle ayakkabı ve iç çamaşırı), diyet ve en önemlisi kuaför duraklarına kesinlikle uğrar, ya saçının rengi değişir ya kesimi ya da boyu. Erkekler hemen birini bulup kendilerine hala istendiklerini, beğenildiklerini yani en basit anlatımıyla hala başkalarını bulabileceklerini kanıtlamaya çalışır. Daha genç, daha zayıf ya da sadece daha kolay elde edilen birilerini bulmaya çalışırlar çaresizce, “ben sana mı kaldım”ı kanıtlamak istercesine. Giyim tarzlarını değiştirir, daha formda, daha genç görünmeye çalışır, dinlemediği tarzda müzikler dinlemeye, gitmediği mekânlara gitmeye başlar. Kısa sürede olmadıkları gibi davranmak da onları bayacağı gibi eski kendileri oluverirler yine. Olsun, bu defa onu başkaları çekecek, size ne!

Kimseye faydası olmaya ilişkiniz de en temiz, en güzel ve en acısız biçimde sona ermiştir ya daha ne istiyorsunuz!