Çok yoğunum bu günlerde. Allah bu Facebook’u değilse de oyunlarını icat edene tepesinden baksın diyesim var.

Farmville’de ekip biçtiğim ürünleri, Airline Manager’daki uçak kargomla Fish Isle’ye taşıyorum. Kargo uçağı suyla çalışmıyor boş dönmemek lazım. Haliyle dönüşte de oradaki balıkları yüklüyorum sandıklara, geçerken Treasure Midness’e uğrayıp binbir zahmetle kazıp çıkarttığım antikaları da yüklenip Restaurant City’ye taşıyorum. Balıkları kızartıp servis yapıyorum, antikaları da dekorasyonda kullanıyorum.

İmdat! Biri beni kurtarsın! İtiraf ediyorum ben bir facebook oyun bağımlısı oldum.

Aklımı başıma getirir gibi olan bir cümle yazmıştı arkadaşlarımdan beri ana sayfasına.

“Bütün arkadaşlarımın içine çiftçi mi kaçtı yaa?”

Virüs gibi birşey bu. Birgün birisi size yeni bir oyunun davetini gönderiyor, siz başkalarını davet ediyorsunuz çünkü bazı seviyelere ulaşmak için komşu sahibi olmak gibi bir kavram var bu baş belası oyunlarda. Yahu ben normal hayatımda komşu özürlü bir kadınken, hangi akla hizmetse, sanal oyunlarda bir sürü komşu edinmişim. Gerçek dünyada hiç işim olmaz bir duruma kıçı kırık oyunlar için he diyorum anlayacağınız.

Evdeki canlı çiçekleri sulamayı unut ama sanalları için canla başla çalış didin. Sanal mutfaktaki yemekler de karın doyursa içim gam yemeyecek.

Bir de ürünler çürürse, balıklar ölürse, yemekler bozulursa, vicdan yapıyorum, uçaklar vaktinde kalmazsa sanki gerçekten para kaybetmişim gibi üzülüyorum. Kabul ediyorum, kafayı yemenin facebook’çasını sökmek üzere beynim.

Bu böyle gitmez dedim bu haftabaşı. İlk gün hazır pilotlar greve gitmişken ben de lokavt ilan ettim. İkinci gün balıklar öldü, ertesi gün de hazine sandığı bulacağım diye eşinip durmayı bıraktım. Restaurant ve çiftlik işliyor hala gerçi ama ne yapabilirim birden kesemiyorum hepsini, azalta azalta bırakacağım elbet.

Oyunlardan başımı kaldırıp biraz soluk alınca farkettim ki bayağı zaman gidiyormuş bunlara. Zihin, çelici delici aletleri elinden alınınca önce kızdı tepindi, küstü ağladı zırladı. Baktı ki kararlıyım kendime başka meşgale bulma konusunda, biraz kararlılığın dozundan biraz da bunca yıllık hukukumuza saygıdan çekilip köşesine beklemeye koyuldu yeni oyalayıcısını keşfetmemi.

Gittim vaktiyle aldığım ama okumaya fırsat bulamadan rafa kalkmış kitaplara baktım alıcı gözüyle. Bookville diye bir oyun icat edilse nasıl olurdu acaba şeytani düşüncesini geldiği uğursuz kovuğa gerisin geri itekleyip elimde kitap gömülüverdim koltuğuma. Beynim bilgi rezervlerini doldurana kadar da bırakmadım kitabı elimden. Sonra düşünce boyutunda şekillenmiş konuları yazıya dökerek ruhlarını üfleyiverdim içlerine Yüksek Sadakat dinlerken.

Hepimizin üretkenliğimizi ve yaratıcılığımızı zincirleyen böyle bir bağımlılığı var galiba. Öğrenmenin, gelişmenin, sosyalleşmenin, düşünmenin ağır geldiği zamanlarda biraz kafa boşaltmak gibi masum bir niyetle başımıza musallat ettiğimiz, sonra da kolay kolay yakamızı kurtaramadığımız zihin çelicilerimiz onlar. Televizyon, bilgisayar oyunları, sohbet programları ya da şu anda aklıma gelmeyen diğer zaman çalıcıların pençesine düşmeden önce nasıldı sahi hayatımız?

Yazmak için bir sürü fikir stoğum, okumak için raflar dolusu kitabım varmış beni bekleyen. Cephane sağlam yani.

Kaytarmak için bahaneye bakan zihnime buradan sesleniyorum.

“Gel vazgeç bu işlerden… Kendimizi gerçekleştirmekten korktuğumuz ve kaçtığımız sürece biz onlarla oynuyoruz sanırken asıl zihnimiz onlar vasıtasıyla bizi parmağında oynatıyor akıllım.”

Bir hafta oyun orucuyla bile aklım başıma mı gelmeye başladı ne?

Müjde Apay

1969 yılında İstanbul’da doğdu.Şişli Terakki Lisesi’nin ardından, İstanbul Üniversitesi Turizm ve Otel Yönetimi Bölümünden mezundur. Alison University Psycology Diploma ve Biology and Behavior of Psycology Sertifika, Psikiyatri Derneği Temel Psikoloji programlarını tamamlamıştır. 2009 yılına kadar Turizm ve Bilişim Sektörlerinde çalıştıktan sonra spritüel gelişim alanında çalışmak ve hizmet vermek üzere kurumsal hayata veda etme kararı almıştır. Müjde Apay, Klasik Sistem Usui Reiki Master’ıdır ve Reiki eğitimlerini destekleyen Işık Köprüsü, Çakra-Aura eğitimlerini almıştır. Eğitim ve uygulamalarından edindiği bilgi ve tecrübeleri, hem şifa uygulamalarında hem de Reiki eğitimlerinde etkili bir şekilde kullanmaktadır.