İyi bir “şey” nasıl olunur?
İster avukat, ister doktor, ister mühendis, ister mimar, iyi bir “şey” olmak istiyorsan önce iyi insan ol. Kendini bilme yolu olan bu hayatta, adaletli ol, hakkaniyetli ol. Böyle olmak bizim Ata yadigarımızdır, bize bırakılan en büyük miras ve boynumuzun borcudur. Bugün tüm mahkeme salonlarında yazan…
Vasiyetim Şudur ki…
“Gelsene dedin bana Kalsana dedin bana Gülsene dedin bana Ölsene dedin bana Geldim Kaldım Güldüm Öldüm.” diye anlatmış Nazım Hikmet bir şiirinde aşk ve ölüm arasındaki ince çizgiyi. Gerçi yazımızın konusu aşk değil, ve fakat ölüm. Nazım Hikmet güzel anlatmış, mecazi olarak tabi, ama sonuçta…
Mahkemelerde Geçen Yıllar
Hanidir süregelen bilgi kirliliği ve ilkesiz gazetecilik furyasında, beynimi her türlü yalan yanlış komplo ve iftiradan koruma adına Cumhuriyet Gazetesi’ne müdavimim. Gazetenin 26 Haziran 2010 cumartesi günkü sayısında Kürşat Başar’ın HAYAL ve GERÇEK köşesinde ‘Mahkemelerde Sürünmek’ başlıklı yazısını okuyunca geç işleyen ve bir türlü tecelli…
Türkiye’de HIV Olmak
TANIKLIK/ HIV ile yaşayan bir anne “Yeni enfekte olmuş ve her ikisi de psikolojik çöküntü içerisinde olan iki kadın, HIV+’lerin dayanışma içerisinde olduğu bir elektronik foruma mail yazarak intihar etmeyi düşünüklerini söylerler, aşağıdaki yazı bu kadınlara cevaben yazılmış maillerden bir tanesidir.” -Anne-Ç.K- 32- Aramıza yeni…
Tek Suçlu “Korsan” mı?
Dünyada müzik endüstrisi tarihindeki en kritik dönemi yaşarken müzik şirketleri, korsan yapımları krizin temel sebebi olarak gösteriyor. Sektör çalışanlarının sık sık tekrarladığı bir cümle var; “korsan albümler belimizi büktü, albüm yapıyoruz ama korsanlardan dolayı albümlerimiz satmıyor…” Bazı şirketler ve bazı şarkıcıların albümleri için bu tez…
Spiritüel Avukatın El Kitabı – Bölüm 2
Spiritüel avukatın el kitabının önsözünü geçen ay ki sayımızda sizlerle paylaşmıştım. Bu sayıda çok daha önemli olan maddeleri açıklamaya başlayacağım. Bu sayıda ilk üç maddeye göz gezdireceğiz birlikte… Daha önce de belirttiğim gibi spiritüel yani ruhsal olana yolculuk ya da bu yaşamda var oluşu sorgulama…
Spiritüel Avukatın El Kitabı – Bölüm 1
Spiritüel avukat olmak sanıldığı kadar kolay değildir, şeytanın avukatı olmaya pek benzemez bu iş. Ruhunuzu şeytana sattığınızda her işi o sizin adınıza yapar; spiritüel avukatlıkta her iş size kalmıştır. Bu yüzden bu yola girmek isteyenlere yol gösterici olması babında bazı hatırlatmaları içeren bir el…
Düşüncelerdeki Kapkaç
Çok sevdiğim bir dostum var. Gerçek ustalardan eğitim almış, gerçek bir “felsefi dövüş sanatları” ustası. Bir yıldan biraz daha az zaman önce bir dostumun işyerinde karşılaşıp tanışmıştık. Aslen Ankara’da yaşıyor. O dönemde İstanbul’a sadece haftada bir günlüğüne geliyordu. Son bir yıldır daha sık kalıyor güzel…
Hukuk İşi mi, Guguk Kuşu mu?
Kurtlar Vadisi, Alacakaranlık veya Deliyürek gibi dizilerin bende dahil pek çok kişi tarafından büyük ilgi ile izlenmesinin nedeni nedir hiç düşündünüz mü? Ben kendimi yeterince tarafsız bir şekilde incelediğimi sanıyorum ve bu merakımın temelinde mafya olmaya özentimin hiç olmadığını biliyorum. Sırtlarında ağır çantaları ile okula…
Tuş ve Ceza
Fyodor Mikhailoviç Dostoyevski’ nin (1821-1881) o meşhur eserini bilirsiniz; “Suç ve Ceza” Gerçek yaşamda, suç ve suçlu söz konusu olduğunda hukukçuların bu kitaptaki gibi uzun uzadıya derin psikolojik tahliller yapmaya pek vakitleri yoktur. Bu yüzden yazarlar, düşünürler ve araştırmacılar bu işi kendilerine görev edinmişlerdir. Malum,…
Paltolar ve Cübbeler
Face-off filmini hatırlar mısınız? O filmde çok çarpıcı bir sahne vardır tüm kurgusunun ötesinde. Nicolas Cage’in, Castor Troy kişiliğiyle arabadan inerken üzerindeki paltosunu inanılmaz bir şekilde havalandırarak yürümesi… Nicholas Cage, filmde kötü olanı temsil etmektedir. Matrix’i ise bilmeyeniniz yoktur herhalde. Orda da gene bir palto…
Hakkınızı Arayın!
Kazık yemekten, enayi yerine konulmaktan ve birilerinin sürekli cebinizden para aşırmasından memnunsanız mesele yok!.. Ama aksini düşünenlerdenseniz bu yazıyı okumanız menfaatiniz icabıdır. Hamdolsun(!) krizin teget geçtiği ülkemizde, gitgide daralan bir bütçeyle yaşamak zorundayız. Hal böyle olunca ufak tefek harcamalara kadar herşeyi gözden geçirmek gerekiyor. Altı…
Boşanıyoruz…
Boşanma konusu; hakkında yazı yazılabilecek en zor konulardan birisi sanırım. Bir çok açıdan hepimize dokunuyor çünkü. Nasıl mı? Boşanma noktasına gelmiş bir çift düşünün. Bu olay sadece bir zamanlar muhtemelen birbirlerini çok severek ya da aşık olarak evlenmiş iki kişiyi değil, onların ailelerini, çocuklarını, geniş…
Kule Sapığı
1. Bölüm Olayların hiç buralara varacağını tahmin etmemiştim. Demek ki insanlar yaşadığı sürece hep öğrenecekleri bir şeyler oluyor… Savcılık binasında ‘Hazırlık Kalemi’nin kapısından girdim ve tam karşıda oturan beyefendiye “Şikayette bulunmak istiyorum…” deyince, yüzüme bile bakmadan bana bir kağıt ve kalem uzatıp, “Şikayetini yaz bana…
Fikrin Sanal Hırsızları
İki sene önce yağmurlu bir çarşamba günü, ben ofiste günlük işlerimle ilgilenirken cep telefonum çalıyor… Arayan ablam Berfu’nun gazeteci bir arkadaşı. Hayırdır inşallah diyor ve açıyorum; cevabı bile beklenmeyen hızlı bir “Merhaba, nasılsın?”dan sonra başlıyor söylenmeye. Morali bozuk, sesi kızgın geliyor. Bir hırsızlık olayı oldu,…
Bir Emekli Olma Macerası
Başımıza gelen hiçbir şeye üzülmemeliyiz. Çünkü o sıradışılıklar, atlatılan badireler, yenilen kazıklar olmasa, hayat dikensiz gül bahçesi kıvamında sürüp gitse biz ne etrafımıza anlatacak ne de yazacak bir şey bulabilirdik. Ayrıca neyin hakkımızda hayırlı olduğunu en iyi zaman gösterir. Her şeye daima şükredip, “bundan şimdi…
Çocuk Pornosu (mu?)
Çocuk pornosu, çocuk pornosu, çocuk pornosu, çocuk pornosu!…İsmi bile insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor. Hani bazı kelimeleri arka arkaya sürekli söyleyince manasını yitirir, hatta komikleşir ya! İçimdeki ürpertiyi kaybetmek, anlamsızlaştırmak, unutabilmek için sürekli tekrar ediyorum; çocuk pornosu, çocuk pornosu, çocuk pornosu, çocuk pornosu…Ama ne…
Sokaktaki Korsan, Telife Karşı
Bildim bileli müzik ile haşır neşirim. Bu bir aşk meselesi, tabii müzikle benim aramda… Babamın da bu işte parmağı küçümsenmeyecek kadar var. O da müziğe ve müzik aletlerine çok meraklı idi, kendi gençliğinden beri mızıka çalar, tangoyu çok sever ve söyler, hatta sesi Secaattin Tanyerli’ye…
Hak Hukuk Dedikleri…
Bu konuda yazılacak çok şey olduğu kadar çözümün de bir o kadar az olduğunu düşünenlerdenim. “Önce Ben!” dediğimiz bir dünyada ne denli başkalarını düşünebiliriz ve ne denli başkalarının haklarına kendimizdeki gibi sahip çıkabiliriz ki… Gerçi kendi haklarımıza da ne denli sahip çıkabiliyoruz, o da ayrı…