Öncelikle şunu söyleyeyim ki aile dizimi tekniği, Yaradan’ın bizlere büyük bir hediyesi.

Bilenler zaten yıllardır faydalanıyor. Hayatınızda muazzam şifalanma yaratabilen enfes bir çalışmadır.

Ayrıca hayatınızda izleyebileceğiniz en fantastik tiyatro sahnesidir, çünkü dizilimde olan insanların nasıl o kişiliklere büründüklerine ve nasıl bir senaryo canlandırdıkları aklınızı başınızdan alır.

Zaten ilk kez görenler veya şüpheciler, önceden çalışılmış zannederler. Ama bunun mümkünatı yoktur.

Hele ki yetkin bir dizilimci ile nasıl senaryolara ve sonrasında gelen şifaya şahit olabileceğinize inanamazsınız. İnandıktan sonra da bırakamazsınız. Zaten izlediğiniz de tiyatro değil, yaşanmışlıktır. Oradaki kimse de oyuncu değildir.

Peki Aile Dizimi Nedir?

Beni de bu teknikle tanıştıran sevgili Halise Baydar diyor ki: “Aile Dizimi, hem psikolojik hem de enerjetik bir çalışma yöntemidir. Atalarımızdan bize miras kalan kilitlenmiş (hastalıklar, başarısızlıklar, ilişki kuramama, kıtlık inancı gibi) duyguları dönüştürme yöntemidir. İş, aile, sağlık, özel ve toplumsal hayatta karşılaşılan sorunlara neden olan enerji blokajlarını açmak için kullanılır. 

Ruhsal oluşumumuzda birinci derecede yer alan ailemizin kolektif bilinci bizi şekillendirir. Yetiştirilme biçimimizin yanı sıra atalarımızdan bize miras kalan pek çok özelliğimiz genler yoluyla taşınır; ruhsal, fiziksel ve zihinsel yapımız hem de tüm potansiyellerimiz böyle şekillenir.

Aile gelmiş geçmiş tüm fertleriyle yaşayan organik bir bütündür. Fiziksel olarak hayatta olmasalar bile ailenin kolektif bilinci kişiyi yönlendirir. Aile Dizimi tüm fertlerin aile içinde kendi yerlerini almaları, kendilerinden daha büyük bir bütünün parçası olduklarını deneyimletmeyi amaçlar. 

Geçmiş nesillerimizde varolan kimi yaşanmışlıklar, ailenin düzeninin bozulmasına ve kişilerin aidiyet duygusunun zedelenmesine neden olur. Yaşayan kişilerin hayatı, üst jenerasyonlarda gerçekleşen katil veya kurban rolleri, göçler, erken yaşta yetim veya öksüz kalma, kürtajlar, intihar, kavga, kaza, taciz, tecavüz, hak yeme, dışlanma gibi olaylar tarafından etkilenir. Bu olayların yarattığı enerji blokajları çözümlenmedikçe alt nesillere aktarılmaya devam eder. Aile Dizimi’nde de bu enerji tıkanıklıkları ele alınarak şifalandırılır ve yaşayan kişilerin yükü azaltılır.” 

Nasıl Uygulanır?

Yine Halise Baydar’dan: “Bireysel uygulamaları ve farklı yorumları da olmakla birlikte Aile Dizimi çalışması en az 7 kişilik kalabalık bir grupla gerçekleştirilir. Bu çalışma hem danışan hem de katılımcılara kendi hayatlarıyla ilgili farkındalık imkanı sunar. Çalışma başında danışan, terapistin yönlendirmesiyle katılımcılar arasından ailesini temsil eden kişileri seçer ve salona konumlandırır. Konumlandırmaya göre terapist aile içi senaryoları yöntem kuralları, bilgi birikimi ve sezgilerine dayanarak yorumlar ve yönlendirir. Danışan dışarıdan kendi ailesini izlerken başka bir bakış açısından olayları gözlemler. Temsilciler de bu çalışmada aldıkları rollerle kendi hayatlarıyla ilgili farkındalık yaşayıp çözüm şansı yakalarlar.

Hiçbir tanışıklığa gerek olmadan temsilciler rolüne girdikleri kişinin duygu ve düşüncelerini hissetmeye, hatta fiziksel davranış özelliklerini göstermeye başlarlar. Daha sonra terapist her temsilciye bahsedilen konuda nasıl hissettiğini sorar, cevaplarına göre ataları temsil eden yeni katılımcılar, sorular ve kurulan diyaloglarla blokaj çözülmeye başlar. Aile Dizimi çalışmasının sonuçları yalnızca danışan kişi tarafından değil, çalışma sırasında mevcut olmayan aile bireyleri tarafından da hissedilir. “

Bendeki “Aile Dizimi”

Aile dizimi ile tanışalı belki bir 20 sene oldu desem yeridir. İlk olarak Halise Baydar ile tanımıştım. Kendisi Almanya’da sırf aile dizimi yapabilmek için klinik psikoloji eğitimi de almıştı. Aynı dönemde yine bir psikolog olan Mehmet Zararsızoğlu da bu çalışmayı yapıyordu. Benim bildiğim üzere ülkemize bu çalışmayı bu iki isim getirmiştir. İkisi de bu sistemi başlatan Bert Hellinger’in birebir öğrencisidir.

Nitekim Hellinger de 16 sene Zulu kabilesi ile yaşamış. Orada kabile halkının insana verdikleri değer, doğa ile kurdukları iletişim, sorunlarını çözme yöntemlerinden çok etkilenmiş ve Avrupa’ya dönünce onlarla deneyimlerini, psikoloji ve psikoterapi yöntemleri ile birleştirip “Aile Dizimi” tekniğini oluşturmuş ve bunu da ilk doktorlara, psikologlara ve psikoterapistlere aktarmış. Nitekim bu teknik bildiğim kadarıyla Almanya ve nice Avrupa ülkesinde bilimsel olarak uygulanıyor. Bize de getiren iki ismin zaten psikoloji alanında eğitimli olması da konunun hiç de öyle uçuk kaçık bir üfürükçülük olmadığını gösteriyor.

Her birimiz atalarımızdan getirdiğimiz genlerle doğduk. Bilinçaltımız atalarımızdan ve çevremizden aldıklarımızla şekillendi. Yani her birimiz gezici tarih kütüphanesi gibiyiz bu bağlamda.

Realite veya “gerçek dünya” olarak bildiğimiz dünyamız da esasında beynimizin enerji dalgalarını yorumlama biçiminden ibarettir. Bu bağlamda esasında “gerçek” dünya olarak tanımladığımız her birimiz için kendimize özel bir dünyadır. Bu algımızı da atalarımızdan aldığımız genler ve inanışlar ve deneyimler çok etkiler.

İşte “Aile Dizimi” de bu bağlamda bilinçaltımızda taşıdığımız ne varsa alana taşıdığımız canlı bir tiyatro sahnesi gibidir. İlginç bir biçimde bu öyle bir sahnedir ki sadece dizilimi açtıran kişinin değil, katılımcıların ve hatta orada öylesine izleyici bulunduğunu düşünenlerin ve de hatta kolektif bilinçaltına kadar uzanan bir süreç o alana yansır.

İşte burada alanı yönlendiren kişinin yetkinliği, hakimiyeti ve etiği çok önemlidir.

Etik konusunun önemini ayrıca çiziyorum çünkü alanı yönlendiren kişi had ve hudutları çok iyi bilmesi gerekir ve büyük oranda egosundan sıyrılmış olması önem taşır. Katkı yerine zarar vermesini önlemek için benmerkezci bir yaklaşımdan uzak durulması gerekir. Çünkü “Aile Dizimi” de tıpkı Nefes, Yoga, Reiki, Psikokinesiyoloji, EFT, Mindfullness vb. gibi; Allah’ın Eş Şafi (Şifa) ve El Hadi (Hidayet) isimlerinin birer tecellisidir, Allah’a aittir ve vesile olan bunun farkında olmalıdır.

Astroloji ile ilgilenenlerimiz bilirler. 19 Ocak 2022’den beri Boğa Akrep ay düğümleri aksının içindeyiz. Her ne kadar bu başka bir yazının konusu olsa da Akrep güney düğümü enerjisi bizleri, akrep burcu kapısının temaları olan okültüzm, ezoterizm, mistisizm ve büyü gibi kavramlara doğru çekiyor olabilir. Çünkü bu enerjinin de etkisiyle bu konuların cezbesi ve çekim gücü arttı şu dönemde. Bizler bu etkiye bilinçsizce çekilmek yerine; akrebin gerçek doğasına kendimizi açmalı, spiritüel tarafımızı dengeli bir şekilde geliştirmeliyiz.

Akrep güney aydüğümünün bahsettiğimiz etkisiyle de “Aile Dizimi”ni büyü gibi, kehanet gibi, ruh çağırma seansı gibi algılayanlar olabilir; ama bu tekniğin hakikatinde bunlar yoktur. Keza zaten kimsenin de o alana göçmüş ataları çağırma gücü yoktur.

Yetkin Bir Aile Dizimi Terapisti Nasıl Olmalıdır?

Dizi üzerine gelen sorularınıza bilirkişiden ehil bir yanıt almak için sevgili Fatma Meryem Suna’ya aile dizimi ve uygulayıcısı olmak hakkında sordum:

“Yetkin bir terapist, tekniği bilmekle birlikte yüksek ve derin görüş gücüne sahip olmalıdır.

Kendi üzerinde çalışmış, kendi içinde yol almış, belli bir kemalat seviyesine erişmiş olmalıdır.

Size güven verecek olan; onun sürüş hakimiyeti, ayakları yere sağlam basması, ne yaptığını bilmesi, refakat ruhuna sahip; tekniği ile doğasını birbiriyle bütünleştirmiş olmasıdır.

Çünkü ancak o zaman kendinizi çok boyutlu gerçeğinize açabilirsiniz. Bilinçdışınızda olup biteni, özgür bir alanda seyrederek; kendi zihninizdeki şuursuz fail-kurban ilişkisinden özgürleşebilirsiniz.

Zaten bu tekniğin sağladığı fayda ve amaç da bireyin kendi iç dünyasındaki fail- kurban ve kurtarıcı ilişkisini görmesi, genetik kodlarından bir aktarım olarak taşıdığı kurban ya da fail ile yüzleşmesi sonucu kendini daha iyi tanıması ve kendi öz doğasına biraz daha yakınlaşmasıdır.

Ruhsal yolculukta amaç her zaman kendini tanımak ve kendini bilmektir ve bu amaç asla ve asla değişmez.

Bu bağlamda aile diziminin de amacı kişiyi kendine biraz daha yakınlaştırmak; kendine yabancılaşmasına sebep olan sorunların, yine kişiyle ve sistemiyle ilişkili olduğunu görmesini sağlamak ve de kişiyi inkâr edemeyeceği bir yüzleşmeye, temsilciler üzerinden taşımaktır.

AMAÇ SADECE BUDUR.

Bu bir büyü vs. değildir!

Bu teknik, kendini aramak üzere yola çıkmış her insanın kullandığı tüm diğer teknikler gibi basit, doğal ve sıradan bir tekniktir.” diyerek cevap verdi güzel dostumuz.

Yani buradan da anlayacağınız üzere öyle “Hastalığımdan kurtulur muyum?” doğrultusunda yaklaşılmaması gerekir. O hastalığın ve kanserin altında yatan sebeplerin sunabileceği ruhsal armağanların keşfinde önemli bir katkı sunabilir. Ama “teyzemde bir illet var, nereye gittik olmadı, bir de bunu denesek mi?” gibi bir düzeyde veya “Hadi gel bir dizim açalım da bakalım büyük babaannen neler yapmış” gibi magazinsel olarak işlenmesi veya “O adam bana gelir mi acep?” gibi fal bakılmaya kalkışılması, birer oyundan öteye gitmez ve burada ciddiyet aranmaz. Kafanızı karıştırarak ve daha fazla zihin bulanıklığına sebebiyet vererek kendinize zarar vermiş olursunuz. İç dünyanızı bulandırabilir, sabır ve tefekkür gerektiren konularda bile kafanızda binbir gürültüyle kendinizi yormuş; hatta enerjinizi onarmak yerine, tüketmiş olursunuz.

Bu sebeple, yalnızca “Aile Dizimi” değil, ruhsal yolculuğunuzda hangi teknik ile çalışıyor ve de hangi yoldan yürüyor olursanız olun, mutlaka ama mutlaka yetkin bir rehber ya da danışman ile ilerleyin.

Sevgili Bert Hellinger’in ruhuna ve de onu etkileyen Zulu kabilesinin üyelerine ve de bizlere bu tekniğin ulaşmasında adanmış yetkin tüm üstatlara ve de ruhlara selam olsun…

Nice faydalı, katkılı, sağlıklı, şifalı dizimleriniz olması dileğiyle…

(NOT: Peki bize çalışabileceğimiz bir merkez önerebilir misiniz diye sorarsanız. Benim de çalışmalarımı çatısı altında yürüttüğüm SATH’ın Dikili Ayvalık yolu üzerindeki merkezi Sathmahâl Gûlîstan’ı öneririm. 

Fatma Meryem Suna tarafından kurulmuş Sathmahâl Gûlîstan’da insanların yaşamlarını dönüştürmeleri ve kendilerini gerçekleştirmek amacı ile fark yaratacak eğitimler, atölyeler düzenleniyor. Bu eğitimlerin içeriğinde Aile dizimi, Psikokinesiyoloji gibi son yüzyılın önemli modern teknikleri meditasyon, şamanik inisiyasyonlar ve sufi yol ve yöntemler bulunuyor.

İletişim için: www.sath.com.tr veya 0 532 010 09 19)

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...