Kontratları iptal etmemle ilgili gelen çok soru oldu. Elbette pek çok yanlış anlamalar, bu durumu kendi lehine çevirmeye gayret edip “ahan da işte sen bu kadar yüksek yerden gelen bir kontratı iptal edebiliyorsan, ben de dünyevi düzlemdekini ederim, ne bozuluyorsun” türü kendine yontmalar, özellikle ailemden gelen “çok anlamadık ama saygı duyuyoruz ve tekrar görüşeceğimiz günü bekliyoruz” gibi söylemler de oldu.

Anladım ki çoğunluk olandan hiç bir şey anlamamış. Oturup açıklama yapayım bari dedim. 🙂

Yaşamımıza başlarken belli bir amaç uğruna, dünyada “kötü/zor/adaletsiz” gibi sözcüklerle tanımlayabileceğimiz pek çok senaryo hazırlıyoruz. Anlaşılan o ki senaryolar madde dünyasında gerçekleşirken bize yukarıdaki tanımlara uygun davranacak sevgi dolu ruh grubu üyelerini ikna etmemiz bazen çok zor olabiliyor.

En kolay ikna olanlar aynı kontratın diğer yönünde -gerek geçmiş yaşamda gerek atalardan biri tarafından- başlanmış ve tamamlanmamış yolda ilerleyebilecek olan veya büyük bir tekamül sıçraması yaşayabilecek olan üyeler.

İkinci sırada ilgili konuda bir deneyime gereksinmesi olup zamanı geldiğinde dünyada yaratacağı, tarafımıza yaşatacağı acıdan kendisi de mutlaka bir şey öğrenecek olan dostlar var.

En zor ikna olanlar ise bulunduğumuz seviyeye göre tekamülde daha fazla ilerlemiş hatta buraya artık gelmeye gereksinmesi kalmamış olup başka alemlerde yollarına devam edebilecek bilgelik seviyesine erişmiş olanlar.

Son grupta olanlar gerçekten farkındalık içinde bir bilinç sıçraması vaat edebilen ve bütüne daha önce düşünülememiş bir seçeneği gösterebilmeyi amaç edinen bir senaryoya evet derler. Bu grupta olanların genellikle başarılıp bitirilmemiş karmik borçları kalmamıştır. Tamamlanmışlık ve bütünlük içinde hisseder ve bu nedenle son derece cesaret gerektiren çok zor derslerle dolu bir yaşam vaat eden bir senaryoya “peki” demeyi kabul ederler.

Yaşamlarının ilk yılları özellikle içine doğdukları aile ve yakın arkadaş çevresinden gelen ağır hakaretler, suçlamalar, şiddet arasında geçer. Öyle görünüyor ki, çoğu az ya da çok kriminal deneyimler içinde bulurlar kendilerini. Yıllar geçip de kontrat yaptıkları kişilere zorluk yoluyla verebilecekleri tamamlandığında birden bir huzur, anlamsız, sebepsiz bri dinginlik hali deneyimlemeye, yaşadıkları hiç bir şeyden rahatsız olmamaya başlarlar.

Sonunda dünyaya sunabilecekleri bir düşünülememiş ya da daha önce bu açıdan görülememiş öğretilerini sunabilmeye başlarlar. Bu öğreti o zor yaşamdan elde ettikleri bir çıkarsamadan ibaret olup, çektikleri ve çektirdikleri sonunda bütüne hayırlı bir yola vesile kılınmıştır. 

Önceden eksik kalan dersleri olmadığı için senaryonun diğer yanındaki insanlara karmik borçları yoktur. Sadece spiritüel anlamda ilerlemek ve ilerletmek için o ailede ve arkadaş ortamında olmayı seçmiş yani o kişilerle karmaya dayanmayan spiritüel kontratlar yapmışlardır.

Her iki taraf için de beklenen gerçekleştiğinde kontrat kendiliğinden sonra erer. Elbette her kontrat gibi bu da bedelini ödemeyi kabul etmek yoluyla tamamlanmadan da sona erdirilebilir.

Benim durumum bu mudur, ailem ya da arkadaşlarımla karmik kontratlarım var mıdır onu bilmiyorum. Ancak spiritüel olarak ailemden alabileceğim her şeyi aldım. Bu nedenle sadece ailemle değil her kimle ne şekilde anlaşma yapmış olursam olayım, herkesle olan spiritüel kontratlarımı iptal ettim. Bunu yaparken sorulan “bu durumdan doğacak halin tüm sorumluluğunu alıyor musun” sorusuna da “eğer bu bütünün en yüksek hayrına, sevgi, neşe, huzur, sağlık, bolluk, bereket, aşk içinde olacaksa ben de doğacak tüm sorumluluğu alıyorum” dedim. Benden bir hafta müddet istendi. Muhtemelen rehberlerim ve yüksek benliğim bu süre içinde konuyu enine boyuna tarttılar ve bana “verilmiştir” dendi. (Bütün yazdıklarım bir tür dizimleme çalışması içinde gerçekleşti. Yoksa bazılarının düşünebileceği gibi kendi kendime içime bakarak yapmadım bu  çalışmayı.)

Şimdi bekliyoruz ve göreceğiz. Ailem ya da başkalarıyla karmik yani başlanıp bitirilmemiş işlerden kalan senaryolar varsa onlarla karşılaşıp yine bütünün en yüksek hayrına tamamlayacağız.

Yoksa “eyyyy özgürlük” şarkısı söyleyecek ve insanlığa elimden gelen en büyük katkı olan “var OL’AN herşeye ve kendime % 100 EVET” eğitimleri için düğmeye basacağım.

Bu kez anlatabildim mi acaba?

Zeynep Alan Sevil Güven