Bugün 15 Nisan 2015… Ben, Hasan Çeliktaş, Narlıdere’den sizlere bu satırları yazıyorum…

Hadi 1000 sene önceye gidelim, 15 Nisan 1015’e. Narlıdere’de şu anda bulunduğum noktada kim vardı? Muhtemelen kimse. Buralar hep Doğu Roma’nın elindeydi. Akhilleion diyorlardı buralara. Luviler yani “Işık İnsanları”nın dilinde “Su Geçidi, Boğaz” demekti bu kelime. Selçuklu Beylerinden Çaka Bey’in buralara gelip beyliğini kurmasına 66 sene vardı…

Hooop gidelim 3000 sene daha önceye… M.Ö. 2000 15 Nisan’ı… Akhilleioni Luvilerin bölgelerindendi. Benim bu satırları yazdığım nokta yine tepelikti. Kimbilir kimler gelip kimler geçiyordu buralardan…

Hadi gidelim 1 milyon yıl önceye… 15 Nisan M.Ö. 1.002.015… Yazması bile zor. Fantastik geliyor di mi? Böyle bir tarih olur muymuş? Daha fantastiğini de yazarım… 15 Nisan 1.000.002.015. Yani tam bugünden 1 milyar yıl sonra… 🙂 Dünya’mız 5.5 milyar yaşında olacak. Ömrünü tamamlamasına son 1 milyar yılı kalmış olacak…

Bugünün kudretli lordlarının, yıkılmaz görünen kibirlerin, eşsiz servetlerin, çözülmesi imkansız görünen sorunların, kızgınlıkların, nefretlerin, kinlerin, öfkelerin, düşmanlıkların, problemlerin… 7 Haziran 2015’te kim iktidar olmuşun… Beşiktaş’ın verilmemiş penaltısının… Emekli maaşlarına gelmeyen zammın… Dolar’ın 2.70 barajına dayanıp dayanmadığının… Başkanlık sisteminin… İç güvenlik tasarısının… esamesi bile okunmayacak… İnsanlık, gezegenin anılarında bir damla olarak yer alacak… Geçin 1 milyar yıl sonrasını, 1000 sene sonra bile geriye sadece bugünün bilinen birkaç ismi kalacak yadigar…

Hikayemiz, evrenin belleğinde yer alan sonsuz film arşivinde yer alan bir bölümden ibaret olacak ve her birimizin hikayesi de o rafta dizili video kasetlerden bir tanesi… Bilmiyorum, bir gün birileri o arşivden çıkartıp “Hasan Çeliktaş” filmini izlemek ister mi, ama eğer yaparsa dilerim ona güzel bir hikaye seyrettirebilmiş olurum… 🙂

İşte şu anda içinde gerim gerim gerindiğimiz, boğum boğum boğulduğumuz, kimi zaman zırladığımız, kimi zaman çok güldüğümüz, kimi zaman korktuğumuz, kimi zaman sevgiden dolup taştığımız, ama bir gün biteceğini bilmemize rağmen sonsuz kadar yaşayacağımızı zannettiğimiz hayatlarımızın minik bir özeti. Evrenin sonsuz film arşivinin, “insanlık” bölümündeki milyarlarca video kasetten yalnızca birisi… Bizim için koca bir ömür, varoluşun büyüklüğü yanında “adam sende…” 🙂

Her birimizin, kendi filmlerimizin başkahramanları olduğumuzu ve yaşadığımız her şeyin de senaryo dahilinde bir film kadar “gerçek” olduğunu unutmamamız dileğiyle… 

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...