Eveeeeet, KumbaRa dün gece 2. ziyaretini yaptı ve böylece 2. celsemizi de yapmış olduk. Sesi bu sefer uzaylı gibi değildi, “neden böyle diye” sordum, “geçen defa heyecandan ağzını hiç açmadın ki, hep burnundan konuşmak zorunda kaldım” dedi.

Dediği gibi bu sefer yardımcı melekleri …pardon prensleri ile geldi… O ve prensleri tam 11 kişi idiler ve benimde

takıma dahil olduğumu ve bundan böyle 12 kişi olacağımızı söylediler…

“İyi de benim bedenime 11 kişi birden mi girecek” diye itiraz ettim, “Yok canım olur mu öyle, onlar karar alma gerektiren konularda danışmanlık ve temizlik gerektiği zamanlar için yardımcı kuvvet olarak buradalar, ben sana bilgi aktarırken onlar çevreye göz kulak olacaklar” dedi…

Şöyle bir an eskilere döndüm , yıl 1996 bir arkadaşım, böyle bir kanallık durumu ile karşılaşmış ve telaş içinde Sadettin Teksoy ‘a
başvurmuştu, o da tam teçhizatlı kameramanını ve ışıkçısını alıp arkadaşımı Rusya ‘dan yeni gelmiş Tatyana ‘ya götürmüş, orada yalan makinesine bağlatmış ve sonuçta arkadaş temiz çıkmıştı, yani yalan söylemiyordu ama sadece bu yetmezdi… Sonra yine hep beraber bir hipnoz ustasına gitmişler, orada da geçmiş yaşamına dönerek, arkadaşımın bedensiz varlığı ile konuşmuşlardı ama bedensiz varlık, hipnozcuyu tehdit etmiş ve “Bırak bu ekminezi ayaklarını, karmanı kirletirim, uğraşır durursun, tekamülün yarıda kalır, nah (!) yükselirsin” demiş… Hipnozcu ‘da kızmış “obsesyon bu obsesyon…” diye damgayı vurmuş bedensize ve hipnoz kariyeri de o gün son bulmuş, sonradan duyduğuma göre…

Arkadaşa da bir daha gelen giden olmamıştı… Kimbiliiiir sonradan kim kanal oldu ??… o yükselmiş varlığa, bilinmez !!

Her neyse bu seferde geçmişe daldık muhteremi unuttuk.

“KumbaRa bugün bana negibi bilgiler vereceksiniz ?”
KumbaRa şöyle bir düşündü “bu hafta bütün paranızı Borsa ‘dan çekin, dolar veya Euro alın”
“Neden” diye sordum tabiki…
O da “bu hafta Kıbrıs da seçim ve AB üyelik sürecinde gelişmeler gündemi meşgul edecek” dedi.

Prenslerde KumbaRA ile aynı fikirde imişler. (Tek tek fikirlerini aldı KumbaRA, bu kadar kalabalık celse de zormuş hani !!)

KumbaRa “gitmeden önce sana birşeyler daha söyleyeceğim, bunları kaydet ve herkes bilsin” dedi.

Hemen baba ‘dan kalma makaralı teybi çalıştırıp kayda girdim. Dedi ki ;

“Bugünden itibaren bütün söylediklerimi kayda alınsın, her kelimemin telif hakları dünya üzerinde sana aittir. İlerde bunları kitap haline getireceğiz, hatta yine ilerde okullar açacağız ve bu okullarda dersler verip, inisiyasyonlar yapacağız, destekleyici fan klüpler kuracağız, üzerinde KumbaRA yazılı kumbaralar ve diğer hediyelik eşyalar yaptıracağız ve satacağız. Bütün bunlara hazırlıklı ol ve KumbaRA ‘yı bir marka olarak tescil ettir.”

“Tamam da bütün bunları yalnızca Türkçe mi yayınlayacağız ?” diye sordum,

“Hayır, tüm celseler İngilizce ‘ye de çevrilecek, bu konularda uzman Saffet ‘dir… Onu bul ve İngilizceye çeviri işlerini o yapsın ve tüm dünyaya bunları dağıtsın” dedi ve Prensleriyle geldiği gibi gitti…

Çooook işimiz var çok…….

Reha Ersavcı