Hayallerde yaşamayı “gerçek” hayata tercih eder mıydınız?
Düşünün, güzel rüya gördüğünüz gün, uyandığınız andan itibaren muhteşem bir ferahlık, yaşama sevinciyle hayatı yaşarsınız. Kabus gördüyseniz eğer, o gün baştan bitmiştir.Tabii gün içinde moralinizi ciddi bir şekilde yükseltecek şeyler yaşamazsanız…
Hayallerde yaşamayı “gerçek” hayata tercih eder mıydınız?
Düşünün, güzel rüya gördüğünüz gün, uyandığınız andan itibaren muhteşem bir ferahlık, yaşama sevinciyle hayatı yaşarsınız. Kabus gördüyseniz eğer, o gün baştan bitmiştir.Tabii gün içinde moralinizi ciddi bir şekilde yükseltecek şeyler yaşamazsanız…
Acaba diyorum, ilerde bir teknoloji geliştirilse ve ve insanlara bir cihaza bağlanıp sürekli hayal ettikleri dünyada yaşama garantisi verilse; bu tercih edilebilir mi?
Yeme, içme ihtiyacı serum formatında giderilse, boşaltım sistemi için de rüyanın kesilmesini engellemeden bir çözüm getirilse mesela…
Hayallerimizde hep olmak istediğimiz noktada, istediğimiz insanlarla, kendi belirlediğimiz hayatı yaşama şansımız var. Yani mutluluk garanti (mi acaba?). Tek sorun 10 yıl rüya görüp -elektrik kesintisi durumunda filan (jeneratörü olacak tabi aletin ya varsayalım deprem filan oldu)- uyanma durumunda. O zaman hepsi rüyaymış diye hayıflanıp kafayı çizme riski var. Ama ya şu an yaşadıklarımız da bir rüyaysa. Sadece algılarımızın bir oyunuysa. O zaman rüya içinde rüya görmenin bir sakıncası olmaz sanki. Yine de çok rahatsız edici bir düşünce. Ve gerçekten zor bir karar olurdu herhalde, hayatın bir noktasında mesela ailecek bu cihaza bağlanma kararı almak.
Bilemiyorum, şu an için bu kararı vermezdim ben herhalde.Sonuçta hayallerimi “gerçekleştirme” heyecanı sürekli hayallerimde yaşadığım zaman olmayacak.” Gerçek ” hayatın en güzel yanı da sanki bu heyecanı yaşamak. Bu hayatının aşkını bulma ihtimalinin getirdiği heyecan ölür, kendi müziğinin kitlelere mal olma ihtimalinin getirdiği heyecan ölür, ne bileyim, tüm bunlar bu mücadele, gerçekleşmiş hayalden daha güzel bence. Sonuçta hayatının aşkını bulduğun zaman hayatının askı kalmaz.
Bu bağlamda cennet ne kadar cazip bir ödül?
Yoksa biz zaten cennette miyiz?
Ama unutmamak gereken bir şey var ki, o da bu hayatta çile çeken insanlar, AIDSliler, yakınlarını trafik kazasında kaybedenler ya da hayatın “bonkör” değil de nankör davrandığı insanlar var. Onlar için böyle bir cihaz sanki iyi bir alternatif olabilir.
Hayat çok ama çok komplike.Her girişimimde aynı sonuca varıyorum. Belki de tek sonuç budur.:)
Aslında sonuç olarak şu da denebilir. “Eğer şu an size fırsat verilse ve bu cihaza bağlanmayı kabul ediyorsanız, hayat size adil davranmamış demektir bence. Eğer etmiyorsanız o zaman hayatınız için yapacak daha şeyleriniz var demektir.”
Acaba diyorum, ilerde bir teknoloji geliştirilse ve ve insanlara bir cihaza bağlanıp sürekli hayal ettikleri dünyada yaşama garantisi verilse; bu tercih edilebilir mi?
Yeme, içme ihtiyacı serum formatında giderilse, boşaltım sistemi için de rüyanın kesilmesini engellemeden bir çözüm getirilse mesela…
Hayallerimizde hep olmak istediğimiz noktada, istediğimiz insanlarla, kendi belirlediğimiz hayatı yaşama şansımız var. Yani mutluluk garanti (mi acaba?). Tek sorun 10 yıl rüya görüp -elektrik kesintisi durumunda filan (jeneratörü olacak tabi aletin ya varsayalım deprem filan oldu)- uyanma durumunda. O zaman hepsi rüyaymış diye hayıflanıp kafayı çizme riski var. Ama ya şu an yaşadıklarımız da bir rüyaysa. Sadece algılarımızın bir oyunuysa. O zaman rüya içinde rüya görmenin bir sakıncası olmaz sanki. Yine de çok rahatsız edici bir düşünce. Ve gerçekten zor bir karar olurdu herhalde, hayatın bir noktasında mesela ailecek bu cihaza bağlanma kararı almak.
Bilemiyorum, şu an için bu kararı vermezdim ben herhalde.Sonuçta hayallerimi “gerçekleştirme” heyecanı sürekli hayallerimde yaşadığım zaman olmayacak.” Gerçek ” hayatın en güzel yanı da sanki bu heyecanı yaşamak. Bu hayatının aşkını bulma ihtimalinin getirdiği heyecan ölür, kendi müziğinin kitlelere mal olma ihtimalinin getirdiği heyecan ölür, ne bileyim, tüm bunlar bu mücadele, gerçekleşmiş hayalden daha güzel bence. Sonuçta hayatının aşkını bulduğun zaman hayatının askı kalmaz.
Bu bağlamda cennet ne kadar cazip bir ödül?
Yoksa biz zaten cennette miyiz?
Ama unutmamak gereken bir şey var ki, o da bu hayatta çile çeken insanlar, AIDSliler, yakınlarını trafik kazasında kaybedenler ya da hayatın “bonkör” değil de nankör davrandığı insanlar var. Onlar için böyle bir cihaz sanki iyi bir alternatif olabilir.
Hayat çok ama çok komplike.Her girişimimde aynı sonuca varıyorum. Belki de tek sonuç budur.:)
Aslında sonuç olarak şu da denebilir. “Eğer şu an size fırsat verilse ve bu cihaza bağlanmayı kabul ediyorsanız, hayat size adil davranmamış demektir bence. Eğer etmiyorsanız o zaman hayatınız için yapacak daha şeyleriniz var demektir.”