Peki, tüm bu kehanetler gerçek dışı mi?.. Nostradamus’un dedikleri çıkmıyor mü? (hepsinin çıktığı söylenemez ama birçokları olmuştur) Hope kızılderililerine ne demeli?, ya mısır takviminin 2012’de bitmesine… ya da İncil’deki “Mahşerin Dört Atlısı”nın ortaya çıkışına… ve tabii Armaggedon…
İyi güzel de, geçmişte söylenip de olmaması 2012’de de bir şey olmayacağı anlamına gelir mi? Gelmez tabii…
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Doğru kanallardan bilgi aktaran birçok medyum ve ustanın da söylediği, yazdığı gibi dünya yeni bir sürece girmiştir bu doğru. Ve bu süreç, aydınlanma ve dünyada yeterince insan bilincinin evrensel bütünlüğe uyumlu olma çabası içine girmesiyle başlamıştır. Buna bazıları titresimin artması da diyor.
Bu sürecin önemli özellikleri var. Birincisi bu süreç tasarlanmış, hesaplanmış ve planlanmış değil… Ne olacağını kimse bilmiyor. Evrendeki bu özgür seçim gezegeninde insanlar aydınlanmadan yana tavır koyarak dünyanın potansiyel sonunu değiştirmeye başladılar. Günümüzde spiritüel konulara olan ilginin artması, dış kaynaklı bilgilerin çoğalması, her köşe başında bir medyumun bilgi aktarmasının nedeni de iste bu… evrende herkes insanlığın ne yapacağını merak ediyor ve izliyor… kimi yardım amaçlı, kimi de amaçsız bu değişimi sağlayan gücü anlayabilmek için dünya ile bir şekilde izinleri doğrultusunda iletişim kuruyor…
O zaman bu kahinler, medyumların 2012 için söyledikleri nedir?… O söylenenler söylendiği zaman için doğru olabilirdi. Yani Nostradamus zamanından baktığımızda dünyanın sonunun 2012 olma olasılığı, ya da potansiyeli yüksekti o ya da diğerleri bu potansiyel görüntüleri gördü. Evrende zaman bizim bildiğimiz gibi lineer doğru üzerinde işlemiyor. Dünya şimdi içinde tüm var olma potansiyellerini de taşıyor. Onların gördükleri iste bu olası olması yüksek potansiyellerdi. Ama insanlık yani sizler aydınlanmanın yanında olarak hep insanlığın hem de dünyanın zaman sürecini değiştirdiniz.
Bu aydınlanma arttığı sürece herşey bu aydınlanmanın gücüne göre “şimdi” de yerini alacak… Sevgi arttığı sürece korkuya dayalı potansiyel senaryolar bir bir “şimdi” içinden çıkacak… dünyaya çarpma olasılığı olan birçok kuyruklu yıldızın parçalandığını yada es geçtiğini astromlar, bilimsel dergiler söylüyor… sizce onlardan biri söyleninlen tarihlerden birinde çarpmış olsaydı dünyanın durumu ne olurdu?.. ama çarpmadı kimi yön değiştirdi kimi parçalandı… bunları yapan insanlığın korkudan çok sevgiden yana tavır almasındandır diyorum ben.. sevginin güçlü enerjisini algılayan insanlar bunu dünyanın enerjisine de eklemeyi başardılar…
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim. şimdi daha çok aydınlanmaya ve sevginin gücünde yükselmeye çalışmalıyız. Sevgi arttığı sürece korku olmayacak. Korku olmadığında da korkuya dayalı senaryolar gerçekleşmeyecek…
Her ne okursanız, dinlerseniz, izlerseniz içinde sevgi mı yoksa korku mu olduğuna bakmanızı öneririm. size bir kırıntı korku bile uyandırıyorsa o bilgi sevginizi azaltabilir.