Güneş ufuktan her gün doğar, ama 16 Şubat ve 16 Mayıs arasında yürüyelim arkadaşlar.
Kehaneti bırakalı çok uzun zaman oldu, sanki ben söyleyince senaryolar fazla güçleniyor, ama bunu yazmam gerekiyormuş, iki uyarıdan sonra üçüncüsünün tokadını istemedim, ben de yazdım.
Evrenin bütün olasılıklarına açık olma zamanı geldi. Her şeye yüzde yüz evet deme zamanı. Kontratları ve çemberleri kapatmak için çok önemli bir dönem.
Kaybedebileceklerimiz sadece ön yargılarımız.
Yadırganma, yargılanma ya da reddedilme korkularımız.
Ama emin olun bu koridorun kapıları bir daha açılmayabilir.
Bu yüzden cesur olun ve yürüyün.
Olmayacağını, olamayacağını, olmaması gerektiğini düşündüğünüz bütün senaryolara, ve özellikle kişilere evet deme zamanı.
Bütün olasılıklardan ve deneyimlerden kazanabileceğiniz bütün katkılar için, kendinize evet deme zamanı.
Cesaret zamanı.
Dünyaya gelmeden önce muhtemel senaryolardan alabileceğiniz katkıları seçmiştiniz.
Ama sonra, yerel ve güncel düşünce kalıplarının esiri oldunuz, ve bu katkılardan faydalanmamanın konforu size daha cazip geldi.
Zihin, ruhun deneyimlerine ket vurdu, ve kazanabileceklerinizin kaybedeceklerinize değmeyeceği konusunda sizi ikna etti.
Zihnin işi bu zaten, sizi mutsuzluklardan koruyan bir polis.
Başarılı bir polis, ama berbat bir danışman, berbat bir müdür, ya da mentor 😊, burada kelime oyunu var 😊.
Esaret mi, cesaret mi?
Çünkü zihin sizi mutsuzluklardan koruma mesaisindeyken, mutluluklara izin vermez.
Güvenli hapishane konforu diyorum ben buna.
Ama işte,16 Şubat ve 16 Mayıs arasında hapishane hücresinden dışarıya doğru bir koridor açılacak.
Dışarıda bulunan bütün mutluluk ihtimallerini, görünür ve hatta yaşanabilir hale getirecek.
Ve sonunda, koridordan çıkıp mutlu olabilmek de elinizde olacak, hücreye geri dönmek seçeneği de.
Eğer kendinizi mutlu etmekten hala çok korkuyorsanız, hücreden hiç çıkmamak da bir seçenek.
Ben size bir istihbarat veriyorum, koridor bu tarihlerde açık.
Ve sonra yine geri dönebilirsiniz de.
Lütfen yürüyün.
Bulunduğunuz hapishane hücresinden dışarı yürüyün.
Evrenin daha önce ıskaladığınız, vazgeçtiğiniz, korktuğunuz bütün senaryolarına evet deyin.
Emin olun bütün engeller zihninizde, ve tekrarlıyorum:
Kaybedebileceklerimiz sadece ön yargılarımız. Yadırganma, yargılanma ya da reddedilme korkularımız.
Kurumlar, değerler, sistemler, bağlar ve bağımlılıklar, sizi sınırlamasın.
Bakın ve görün, dışarıda çok büyük mutluluk olasılıkları da var.
Ve bu koridorda muhakkak yürüyün.
Bunu yazmayacaktım ama klavye zorluyor.
Özellikle reddettiğiniz, olmaz dediğiniz, olmamalı dediğiniz partner adaylarına da yürüyün.
Ex sevgililer de dahil.
İnisiyatif alın, “ben bu senaryoya açığım, sen de var mısın?” sorusunu sorun.
Çok kısa sürse de, o sizi seçmese de, istemese de, reddedilmekten korkmadan, potansiyel sinerjiyi ve mutluluk ihtimalini deneyimleyin.
Tekliflerde bulunun, ve ne olursa olsun ve ne olmazsa olmasın, reddedilseniz bile bunu yapabilmiş olmanın, bu cesaretin gururunun tadını çıkarın.
Olursa harika olur, ama olmazsa da çember kapanacak ve siz de kendinizi kesinlikle daha iyi hissedeceksiniz.
16 Şubat ve 16 Mayıs arası kendimize meydan okuyarak, korktuğumuz için kendimizi zihinle sınırladığımız, ama kontratların sinerjisini, ve çemberleri kapatmanın huzurunu yaşayabileceğimiz bir dönem.
Senaryolar diğer aktörler tarafından seçilmeyebilir, başta partner adayları, aile, devlet, kurumlar, ve bütün bağlar ve bağlantılar zorlayabilir, ama emin olun, çok daha fazla senaryo da hazırda bekliyor.
Korkmayın, ve inisiyatif alın.
Çok güzel bir dönem olacak.
Değerini bilelim, ve yürüyelim.
Yürümekte buluşalım.
Ali Korkut Keskiner