Bu konuları çok yazdım.
Ama başka bir perspektiften de bakalım.
Kadınlar “kendilerinden daha erkek bir erkek” kavramından kaçıyorlar ve mutsuzlar.

Modern çağda, erkek olmak başarının anahtarı sayılıyor.
Çünkü, trajikomik olarak, erkekler kendilerine atfedilen bu sahte güçten çok yorgun olmalarına rağmen, bununla övünerek avunuyorlar.
Ve kadınlar da hep bu tuzağa düşüyorlar.

Oysa erkekler kadınlara benzemeli, ve tersi yanlış istikamet.
Kadınların erkeklere benzeme çabası, uygarlığımızın bugünkü akıl sınırlarına sıkışma, ve sonra aklı aşağılayarak, cehaleti övme aşamalarına neden oldu.
Sanat, sevgi, şefkat, ve huzur ve sükunet, özet olarak güzellik, bu yüzden azalıyor.

Kadınlar büyürken, eğer erkeklerden gerçek özen ve şefkat görmezlerse, içlerindeki küçük kızı hoyratlıktan korumak için, zırhlanıyorlar.
Kabuk bağlıyor, ve sertleşiyorlar.
Cinsiyetçi değilim, ve erkeklerin çoğunluğu da zaten böyle.

Yani, sorun şu, kadınların hayatlarında en az bir defa, kendilerinden daha erkek bir erkekten özen ve şefkat görmeleri, içlerindeki küçük kızı korumaktan vazgeçip, özgür bırakmaları, ve esas ihtiyaçları olan şefkati almayı öğrenmeleri lazım.

Aynıları, erkekler için de geçerli, onlar da kendilerinden güçlü bir kadından şefkat almayı öğrenmeli, ama annelerinden almak durumlarını nispeten kolaylaştırsa da, kendilerine ve başkalarına vermeyi öğrenemiyorlar.

Eğer özen ve şefkat görmezseniz, siz de gösteremiyorsunuz.
Başkalarına hizmet, dünyadaki asıl hedef oysa.
Ama kendinize de özen ve şefkat gösteremiyorsunuz, ve burası çok acıklı.

Önce kendimize, sonra başkalarına, o şefkat ve özeni göstermek için, içimizdeki çocukların ihtiyaç duyduğu o güvenli şefkat ve özenin önemini öğrenelim.
Bunun için gerekirse, zırhlarımızdan soyunalım.
Teslimiyet sadece böyle mümkün.
Ve hayat da böyle daha güzel.

Unutmayalım, tek ihtiyacımız şefkat.
Şefkatte buluşalım….

Ali Korkut Keskiner