Bazen kıyısına gelsek de, hayatla verdiğimiz mücadelede pes etmemek için nice yollar deneyip ne taklalar atıyoruz… “Bu gün” ne kadar yüzüne bakılmaz olsa da, “yarın” olması bizi ayakta tutuyor, daha iyi bir şeyler olacağına dair içinde taşıdığı umutla. Bu amansız mücadelede kendimizi, insanı ve hayatı anlamaya ve bir adımcık da olsa çitin öteki tarafına geçmeye çalışıyoruz aslında; başka başka şeyler için koşturuyoruz gibi gözüksek de sahnede. Aklım, zamanım, gücüm yettiğince kendimi ve insanı anlamaya çalıştığım şahsi maceramda pusulamın ibresi döndü dolaştı hep aynı yönü gösterdi ( bozuk muydu ne?!) Ha derseniz, “ne kadar tanıdın, anlat”; vallahi ve billahi onu bilemem, size de diyemem! Bu laf-ı güzafların esbab-ı mucibesine geleyim artık…

Pusulanın beni çektiği yöne doğru koşturup dururken uğradığım duraklardan birinde Tamer Dövücü’yle karşılaşmıştım, yıllar önce. NLP’nin Türkiye’deki öncülerinden; Erickson Enstitüsünün şubesini açtı Türkiye’de, psikolog ve doktorlara eğitimler veriyor yıllardır; Neuro-Linguistic English’in geliştirici ve uygulayıcısı; uzun söze hacet yok, kişisel gelişim alanında gerçekten yararlı işler yaptı; ayağının suyunu içirmeden, meleklerle bağlantıya geçirmeden! Kişisel gelişim alanında kifayetsiz muhteris gurular ortalıkta salınıp durduğu ve maalesef seviye çok düştüğü için, son beş yıldır gemiyi tersaneye çekmişti ve sadece Neuro Linguistik English’i geliştirmekle ve Erickson eğitimleriyle ilgileniyordu. Geçenlerde aldığım bir habere göre epeydir üzerinde çalıştığı “Optimum Denge Modeli”ni paylaşmaya hazırlanıyor takipçileriyle.2004 yılında Amerika’da bir eğitimdeyken kafayı taktığı “transfenomenleri”yle yedi yıl boğuştuktan sonra geliştirdiği bu özgün modeli anlamak ve duyurmak da benim boynuma borç olduğu için kendisinden bir röportaj istedim. Bakalım neler anlatacak , “derKi” okurlarına?

Öncelikle samimiyetle teşekkür etmek isterim; çok uzun yıllardır bu alanda harcadığınız emek ve paylaşımlarınız için… Kişisel gelişim konusunun bu gün içinde bulunduğu duruma biraz göz atarak başlayalım mı? Konu bir sektör haline geldi nicedir; bu büyümeye oranla gelişimimiz ne durumda?!

Kişisel gelişim bir ihtiyaçtı. Ama daha çok ticari algılandı ve “bu işte para var galiba” diyenlerin balıklama daldığı, sertifika satan bir sürece dönüştü hikaye. Elbette işe yarayan şeyler de yapıldı. Ama insanlar zarar da gördü. Biz toplum olarak bu şekilde yaşıyoruz. Yüzümüze gözümüze bulaştırarak. Ama hiç gelmemesinden de iyiydi.

Bu güne kadar katıldığım çeşitli seminerlerden en çok NLP’den fayda sağladığımı düşünüyorum. Şuuraltının işleyişi, orada 24 saat çalan plağın bilince ve yaşama etkilerini görmek hayat pratiğimde önemli etkiler bırakmıştı. Ve siz de, bana ve birçoklarına göre, bu modelin tartışmasız en iyilerindensiniz… Yeni bir model arayışına neden ihtiyaç duydunuz; NLP’den farklı olarak ne vaad ediyor “Optimum Denge” modeli?

NLP de dünyada NLP üniversitesi gibi kuruluşlarla kendi içinde gelişimini sürdürüyor. Ancak NLP size parça parça birşeyleri veriyor. Uygulama yaptığınızda işe yarıyor. Ancak yeni problemlerin oluşmasını engellemiyor. NLP’nin daha büyük bir temele oturması gerekiyordu. Ki buna zaten “felsefe” deniyor. Dolayısıyla ODM’nin yaptığı sanırım bu. Felsefe, kişisel gelişim ve psikoterapiyi birleştirmek. Bunu da büyük oranda gerçekleştirdiğini düşünüyorum.

Yani ODM;
-Felsefi temeli koyuyor.
-Ortalama bir insanın algılayacağı kadar basit anlatıyor. (Ki bu kişisel gelişimle bağlantılı kısmı.)
-Pratikte sonuç veriyor.(Ki bu da NLP ile ve psikoterapiyle örtüşen kısmı)
-Bilinç ve bilinçaltının ne demek olduğunu, nerde hangisinin kullanılması gerektiğini doğru yere oturtuyor.
Yani özetle ODM “pratiğe yönelik bir yaşam modeli” diye tanımlanabilir.

“İnsanı ve hayatı anlamak” gibi bir gayya kuyusu var karşımızda; salladığımız kovalar bazen birkaç damla suyla geri geliyor, bazen kovayı salladığımıza değmiyor; bazen de “su acıydı” diye hoşumuza gitmiyor, içmiyoruz; “tatlı su” bulma eğilimindeyiz zira…Bir model edinerek “insanı ve hayatı” anlamak ve en önemlisi bu bilgiyi yaşamda kullanabilir hale gelmek; ve daha da önemlisi bunu kalıcı kılmak ne kadar mümkün sizce?

Sanırım o yüzden yedi yılımı aldı bunu geliştirmek. (önceki yirmi yılı saymazsak) İşin içine sibernetik ve sistem düşüncesi girdi, NLP, Ericksonian psikoterapi, bazı enerji yöntemleri ve tasavvuf girdi bu süreçte. Hepsinin ortak yanları alındı, işe yaramayan, uygulanamayan ve bilimsel olmayan kısımları ayıklandı ve bu model ortaya çıktı. Bu modelin bir kurama doğru gittiğinin de farkındayım. Ancak optimum denge modeli de optimize ediliyor ve optimizasyon uzun bir süreçtir. Bu nedenle sürekli geliştirilmesi-düzeltilmesi gerekiyor.

Bir modelin geçerliliğini nasıl test ediyorsunuz; ve “optimum denge modeli” nasıl bir testten geçerek eğitim aşamasına gelindi?

-İlk önce 2004 yılında Advanced (ileri düzey) NLP eğitimlerinde “ham” haliyle uygulandı.
-Bireysel uygulamalarda kullandım. Bireysel uygulamaları 2004 sonunda bıraktıktan sonra bazı doktor ve psikolog arkadaşlara öğrettim. Nerdeyse sadece onunla uygulama yapanlar var ve yeterli olduğunu düşünüyorlar.
-Neuro-Linguistic English’de kullandık. 10 kere optimize edildi. 3.5 ayda İngilizce öğretebiliyor ve Cambridge üniversitesinin sınavlarına her sınıftan yeni başlayan 2 kişiyi sokuyoruz ve Cambridge’le aynı seviye (upper-intermediate)çıkıyorlar.
-Dünyada bu işin duayeni olan kişilerle paylaştım. Hepsi hararetle destekledi.
-Yaklaşık 600 sayfalık bir kitap haline dönüştü. Umarım gelecek yıl Türkiye’de de yayınlanacak. (Daha önce ABD’de yayınlanması planlanıyor)
-Son olarak da ilk 2 eğitime katılan kişilerdeki dönüşümü ve feedbacklerini gördüm. (www.optimumdengemodeli.com sitesinde okuyabilirsiniz.)
-Özetle benim kriterlerime göre hazır hale geldi. En önemli kriterim de (bazı detaylar hariç) artık arayacak bir şey kalmadığına ikna olmam.

Eğitimde nelere yer veriliyor; biraz değinebilir misiniz?

Önce ODM modeli basitçe anlatılıyor. Sonra çevre boyutunda sistemlerin özellikleri işleniyor. Daha sonra davranış-sistem ilişkileri. Sonra ruh hali, trans fenomenleri ve davranışlarla ilişkisi, daha sonra anlam oluşumu, alt kimliklerin yapısı ve son olarak da ruhsal boyut kısmına değiniliyor. Daha çok bilince yönelik ama içinde uygulamalar da var. Daha sonra sadece uygulama ağırlıklı bir 2. basamak eğitim de olacak.

Herkesin katılabileceği, anlayabileceği bir içerik mi hedeflediniz; bir altyapı ya da uzmanlık talep ediyor musunuz?

Çok deneyimli psikologlar da katılıyor 18 yaşındaki gençler de. Herkesin anlayabileceği şekilde anlatılıyor ama herkes hazır olduğu kadarını alıyor.

Eğitim ne zaman nerede başlayacak; ilgilenenler nereye müracaat etmeli?

Eğitimi İzmir’de eski öğrencilerim ve dostlarım Reşat-Duygu Güner organize ediyor. İntegral Bütünsel Gelişim Merkezi olarak. 28 – 29 – 30 Ekim, 11 – 12 – 13 Kasım 2011 tarihlerinde toplam 6 gün olarak düzenleniyor. 0232 463 65 62-0533 435 86 14 nolu telefonlardan ulaşılabilir.

“derKi” yüksek izlenme oranı olan; ve yelpazesine İngilizce yayınlanan “The Wise”ı da katarak sürekli gelişen bir yaşam portalı… İzleyicileri yaşamın görünenin ötesindeki yüzlerine çok aşina, yeni bilgi ve deneyimlere çok açık… Bir şeyler söylemek ister misiniz bu kitleye?

Cevapların çok basit olduğunu anlamak çok uzun bir yolculuk gerektiriyor. Bilimsellikten ayrılmamak koşuluyla cevabı yüreklerinde bulabileceklerini ama bunun için önce dengelerini korumayı öğrenmeleri gerektiğini söyleyebilirim.

Yerkürenin ve insan ırkının yeni modellere “acil olarak” ihtiyaç duyduğu şu günlerde koyacağınız tuğlaların yükselmeye destek vermesini canı gönülden diliyor, paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum.

Ben de teşekkür ederim. Eğitime katılanlarla daha sonra da görüştüm. Söyledikleri üç şey ortaktı. İlki “kendimizi daha hafif ve gülümserken buluyoruz”. İkincisi “farkındalığımız çok açıldı” Sonuncusu da “İnsanların böyle bir şeye ihtiyacı var. Hepimiz yaşamda zorlanıyoruz”. Umarım geniş kitlelere ulaştırabiliriz bunları. Sevgiyle kalın.

Jale Eğitim Önder